Bu güne kadar Irak, Libya, Suriye gibi ülkeleri kan gölüne çeviren kesimler ile ilgili birçok şey yazılıp çizildi. Her olayın kendine özgü yanlarının bulunduğunu belirtmek gerekiyor. Ancak İslam coğrafyası olarak da tanımlanan, Arapların çoğunlukta olduğu Ortadoğu ülkelerindeki savaşta taraf ve simge olarak belirtilen konuların başında da İslam inancı gelmektedir. Çünkü çatışmaların büyük bölümü rejimin değiştirilmesi, yönetimin indirilmesi ve yeni bir sistemin kurulması ile ilgilidir.
Durum böyle olunca bakış açıları da değişmektedir. Kendilerini radikal İslamcı olarak tanımlayan gruplar için birçok değerlendirmenin yapıldığını okuyoruz, duyuyoruz ve şaşırıyoruz!
Geçen sene yaşadığımız en büyük şok DAİŞ çetesinin üyelerini kabulü ile ilgiliydi. Örgüte kayd olma ve nikâh numarası konuları gazete manşetlerini düşmüştü. Ardından bu örgütün elemanları işgal ettikleri yerlerdeki insanların kadınlarını, kızlarını alıp kaçırdıklarını, pazarlarda sattıklarını, tecavüz ettiklerini dünya kamuoyu hayretler içinde izlemeye devam etti. Ancak gün geçtikçe bu savaşlarda yaşananları daha net ve ibretle öğreniyoruz.
Bunlardan biri de bu savaşlara katılma gerekçesi. Almanya’da yakalanan Türk kökenli Alman vatandaşı Ufuk C. Adlı militanın anlattıkları insanı hayrette düşürüyor. DHA kaynaklı haber aynen şöyle aktarılmış; “ Her şey 72 bakire huriye kavuşmak içindi
Almanya’da Suriye’deki terör örgütlerine katıldığı gerekçesiyle hakkında dava açılan Ufuk C.’nin davası Münih’te başladı.10 Nisan 2015
Duruşmada El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra’ya katılması konusunda açıklamalarda bulunan sanık Ufuk C., amacının şehit olmak ve 72 bakire huriye kavuşmak olduğunu söyledi.
21 yaşındaki Türk kökenli Alman vatandaşı Ufuk C., iddialara göre 2014 yılında Suriye’de El Nusra’ya katılarak, silahlı eğitim aldı. Savaşın gerçek yüzüyle karşılaşan Ufuk C., ilk fırsatta Almanya’ya döndüğünde gözaltına alınarak hakkında dava açıldı.
Bild gazetesinin haberine göre, Münih  Eyalet Mahkemesi’nde görülen davadaki ifadesinde Ufuk C.,” İslam dini hakkında fazla bilgim yok. Suriye’ye oradaki Müslümanlara yardım etmek için gittim. Hedefim şehit olmaktı. Tabi 72 bakire huriye de kavuşmaktı” diye görüş açıkladı.
Suriye’de 20 gün kaldığı ve silahlı eğitim aldığı suçlaması yöneltilen Ufuk C., kendisine burada kaleşnikof marka silah verildiğini ve bununla nöbet tuttuğunu, 200 metre atışlarda başarısız olduğunu, altı atıştan ancak birini vurabildiğini belirterek, suçlamaları bir şekilde kabul etti. Ufuk C.’nin ifadesinde, “Suriye’de durumu yerinde görünce, durumun ciddiyetini kavrayarak, Almanya’ya dönme kararı verdim” diye açıklamalarda bulunduğu belirtildi.”
Bu açıklamalar ve itiraflar geldikçe insanların islama olan bakış açısı, İslam dünyası hakkındaki görüşleri de bu doğrultuda oluyor elbet. Ancak İslam’da bu tarzın dışında yaşama ve inanca bakan görüşlerin varlığını da biliyoruz. Mesele Yunus Emreyi hatırlayalım. Yıllar önce bu tarzı biliyormuşçasına yazdığı Bana seni gerek şiirinde şunları söylüyor;
 
Aşkın aldı benden beni, bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü, bana seni gerek seni

Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum, bana seni gerek seni
 
Aşkın aşıkları öldürür, aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur, bana seni gerek seni

Aşkın şarabından içem, Mecnun olup dağa düşem
Sensin dün ü gün endişem, bana seni gerek seni

Sofilere sohbet gerek, Ahilere Ahret gerek
Mecnunlara Leyli gerek, bana seni gerek seni

Eğer beni öldüreler, külüm göke savuralar
Toprağım anda çağıra, bana seni gerek seni

Cennet Cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni

Yunus'dürür benim adım, gün geçtikçe artar odum
İki cihanda maksudum, bana seni gerek seni
 
Sanırım 72 bakire kadın hayali için gidip başkalarının hayatlarına kast eden, namuslarına göz dikip kadın ve kızlarını pazarlarda satanlar gün gelecek yaptıkları yanlışların ve zulmün ah’ında boğulacaklardır.