Bu yıl Ramazan ayında tanık olduğum Batman’daki yoksulluk ve yardıma muhtaçlık gerçeği beni derinden sarstı ve doğrusu endişelendirdi…

Doğrusunu söylemek gerekirse hiç bu kadar endişelenmemiştim.

Halkımızı hiç bu kadar perişan görmemiştim…

Ramazan ayında tanık olduğum manzaralarla ilgili özel bir değerlendirme yapacağımı söylemiştim.

Bir türlü fırsat bulup, o özel değerlendirmeyi yapamadım.

Çok özel ama kapsayıcı bir değerlendirme için şu anda da hazır değilim.

Ancak kapsamlı olmayan bir değerlendirme ile yaramıza neşter vurmak istiyorum.

Ramazan ayı yoksulların gözetildiği aydır. Dini açıdan bir zorunluluk olmadığı halde halk genel olarak Ramazan ayında zekatlarını dağıtmaktadır.

Bu kentin yoksul ve yardıma muhtaçları ile ilgili olduğumdan ve bu gerçek kamuoyunca da bilindiğinden, çok sayıda duyarlı insanımız benimle iletişime geçmektedir.

Nice duyarlı insan, Ramazan ayı geldiğinde, yoksul ve yardıma muhtaçları gözetmekte, zekat ve infaklarını benimle birlikte veya benim üzerimden gerçekleştirmektedirler.

**

**

DUYARLILIĞIMIN NEDENLERİ…

Gazeteciliğe başladığımdan beri yoksul ve yardıma muhtaçlar konusunda duyarlıyım. Çocukluğumun yoksullukla geçmesi, merhum annemin zor durumda olanları gözetmesi, ailemden aldığım terbiye, gençliğimden itibaren toplumun, mazlum ve mahrumların hak ve hukuklarını savunma düşüncem, en önemlisi ise vicdanım ve Hz. Ebu Zer gibi dünyayı çok önemsememe, mal toplamamaya yönelik dini inancım, kanımca duyarlılığımın en önemli nedenleridir.

O nedenledir ki gönüllülük temelinde çıkar ve menfaatlerin olmadığı alanlarda insanlığa karşılıksız hizmetlerde bulunmayı savundum, risk ve bedel ödeme pahasına sayısız toplum yararına sivil toplum kuruluşlarının kurucusu, üyesi ve yöneticisi oldum.

Batman’da çevre, insan hakları, doğanın korunması, yoksul ve yardıma muhtaçların gözetilmesi mücadelesinde hep ön saflarda oldum.

Yakın çevrem dahil, nicelerinin şu ifadeleriyle defalarca karşılaşmışım: “Derneklere ödediğin para ve aidatla aileni maddi sıkıntıya koyuyorsun. Çocuklarını ve aileni ihmal ediyorsun. İnsan hakları ve çevre konusunda ciddi risk alıyorsun. Buna rağmen bildiğinden vazgeçmiyorsun. Batman’ı ve insanlığı sen mi kurtaracaksın? 40 yılı aşkındır çalışıyorsun, daha borçla aldığın evin taksitlerini ödüyorsun.”

**

**

Bu ifadeler doğrudur. Hiç pişman olmadım ve Rabbim pişman ettirmesin.

55 yaşındayım, ilkokul 3. Sınıfta ayakkabı boyacılığı yaptım, 5. Sınıftan sonra ise tarlalarda hep çalıştım. 33 yıllık devlet memurluğum var, 25 yıl okul mutemetliği yaptım, ön lisans mezunu maaşıma ek ücretler aldım, gazetecilikten gelirim oldu.

Doğrudur aldığım sıradan bir apartman dairesinin hala borcu var, taksitlerimi düzenli ödüyorum.

Özellikle 2013 yılından beri yıllarca her Ramazan ayında, pek çok gecelerde tek başıma veya eşimle beraber kentin varoşlarında, karanlık kuytu sokaklarında 10 bin TL dağıttım…

Her gece 5-10 bin dağıttığım sıralarda üniversitede okuyan ve ekmek arası tavuk döner yediklerini adım gibi bildiğim iki oğluma, dünya malına tamah edip, o bana emanet edilen paradan 100 TL bile göndermedim…

Her şeye maddi pencereden bakanlar beni ve mücadelemi anlayamazlar…

Beni yakından tanıyan, teşrik-i mesai yaptıklarım bu gerçekleri bilirler.

Allah’a hamd olsun zekam yerinde, ve hiçbir zaman pişman olmadım. Rabbim amellerimi riyadan korusun.

**

**

YOKSULLUK VE YOKSUNLUK TAVAN YAPMIŞ…

Evet, belki hakkımdaki bilgilerle uzattım. Sivil toplum örgütlerinde, hiçbir çıkar ve menfaatin olmadığı insan hakları, çevre gibi konularda gönüllü olarak mücadele veren nice insanlar gerçeğinin bilinmesi için kendi örneğimi verdim.

Nice duyarlı insanlar daha büyük bedellerle insanlığa hizmet veriyorlar. Bu gerçeğin bilinmesi için uzattım.

Yıllardır her Ramazan ayında şahsen ve bazı hayırseverlerle birlikte yüzlerce yoksul ve yardıma muhtaç aileye birebir ulaşıyorum. Son yıllarda her Ramazan ayında, gece karanlığında ve gündüzleri dahil yaklaşık 3 bin aileye ortalama 200’er TL’lik nakit para ve gıdanın ulaşmasına vesile oldum.

Tespit ettiğim dargelirli, yoksul, yetim, engelli, ağır hasta, yardıma muhtaç insanlarımız ile kentimize sığınan mültecilerden söz ediyorum. Duyarlı, vicdanlı, iyiliksever ve hayırsever insanlarımızı bu vesile ile saygıyla selamlıyorum.

Bu yıl kadar vahim tablo ile karşılaşmadım. Daha önce geceleri sokaklarda sayısız yerli aile bana/bizlere eşlik edip zor durumdaki aileleri gösterirken, son iki yıl ve özellikle bu yıl ise sayısız kişinin izdihamlarıyla karşılaştık. 200 TL’lik zekat parasından almak isteyen sayısız anne, baba, kardeşlerin yarattıkları izdiham, peşimizden koşmaları gerçeğine üzülerek ve kahrolarak tanıklık ettik…

Batman’da yoksulluk ve yoksunluk tavan yapmış durumdadır. Sosyal patlamaların yaşanmaması için bu yoksulluk ve yoksunlukla ivedi olarak mücadele etmeliyiz. Bu kentin yöneticileri, atanmış ve seçilmişleri, varlıklı insanları, STK temsilcileri, basını ve duyarlı her vatandaşına sorumluluk düşüyor. Yoksullukla mücadele için geçmişte Ak Parti ve HDP’li yöneticileri bir araya getirme ve birlikte çalışma iradesini göstermiş biri olarak yine sorumluluk almaya hazırım. Vallahi yoksulluk ve yoksunluk bu kente her açıdan büyük zararlar veriyor ve vermeye devam edecektir. Duyarlı olunması dileğimle.