Bugün 28 Şubat...
28 Şubat’a gelip de, post modern darbeyi hatırlamamak mümkün değildir. Yeni neslin 28 Şubat ile ilgili yeterince bilgi sahibi olmadığı gerçeğine inanıyorum. O nedenle o süreci tanımak ve hafızayı canlı tutmak gerekiyor düşüncesiyle darbecilerle ilgili geleneksel yazımı bir kere daha bilgilerinize sunuyorum.

28 Şubat’ın zihin dünyamdaki karşılığı, tanımı şöyledir;

Silahına, gücüne, kuvvetine güvenenlerin, diğerlerine zulmetmesidir…

Dünya hayatında, hangi ülkede, hangi coğrafyada kim olursa olsun silahına, gücüne, kuvvetine güvenerek zulmediyorsa, onlar 28 Şubatçıdırlar, o zihniyetin taa kendileridirler…

Evet, 28 Şubat mağdurlarından biriyim. Çünkü o süreçte baskı altına alınmış, dünyevi kimi tehditlerle karşılaşmıştım.

Suçum; sadece hakkı ve hakikatı savunmaktı...

**

DARBELER VE MAĞDURLAR...

Bu köşede, dönemin Başbakanı merhum Necmettin Erbakan’a alenen hakaret edilmesini eleştiren ve bunun yanlışlığını savunan biri olduğumdan baskı altına alınmış, yazım mahkemelik olmuş, ancak beraat etmiştik.

28 Şubat sürecinde dik durmuştum. O tarihten beri her 28 Şubat'ta da bu köşede darbeci zihniyeti eleştiren yazılar yazmaya devam etmişim.

Bu ülkede yapılan darbelerin ve darbe girişimlerinin neye mal olduklarını biliyorsunuz. 1960 darbesinden sonra dönemin Başbakanı Merhum Adnan Menderes ve bazı kabine üyeleri idam edilmişti…

Halk tarafından seçilmiş ve önceki yönetimlere göre halkın gönlünde taht kurmuş Menderes’i idam edenler, ülke için bir de anayasa ihdas ettiler.

12 Mart 1971 muhtırası ile de ülke idaresine yön verilmişti…

12 Eylül 1980 askeri darbesi ile, ülke yönetimi tamamen cuntacıların eline geçmişti. Darbe yapan Kenan Evren’in, ülkeye bıraktığı miras ortadadır.

12 Eylül, ülkemizin sorunlarını katlandırdı, yeni sorunlar ihdas etti. Ancak darbeciler eski anayasayı beğenmeyip, 1982 anayasasını hazırladılar. O tarihten bu yana ülke askeri darbe ürünü anayasa ile idare edilmektedir.

Yapılan bir referandum ve anayasanın bazı değişiklikleri dışında henüz o darbe ürünü yasadan tam kurtulamadık.

**

**

28 Şubat 1997 tarihinde ise örtülü darbe ile hükümet görevden uzaklaştırılmıştır…

28 Şubat darbesi ile inançlı Müslümanlara dünya zehir ettirilmiştir. Başörtüleri yüzünden binlerce öğrenci eğitim haklarından yoksun bırakılmış, binlerce çalışan ise kapı dışarı edilmiştir…

28 Şubatçılar yıllar sonra yargılanıp ağır hapis cezasına çarptırıldılar.

Ancak hiçbiri cezaevine konulmadı...

28 Şubat mağdurları ise hala hak arayışında, yeniden yargılanma hakkını istiyorlar...

27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan, 15 Temmuz...

Listeyi böyle uzatabilirsiniz…

1960, 1971, 1980, 1997, 2007, 2016…

Listeyi bu şekilde de okumak da mümkün…

İşte bugün hukukun rafa kalktığı, halkın üzerine ağır baskıların getirildiği süreçlerden birisinin yıldönümündeyiz. Bugün 28 Şubat. Sivil yönetimin idaresinden hoşnut olmayanlar, 28 Şubat 1997 tarihinde yeni bir konsept geliştirerek ‘post modern askeri darbe’ denilen süreci başlatmış, ülkeyi idare eden Refahyol Hükümeti şahsında milyonlara zulmedilen bir sürece start verilmişti…

“Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür” diye güzel bir söz var. İnsanoğlu gerçekten de dünü çabuk unutabilen bir varlıktır. Halbuki geçmişten dersler çıkarmalıyız. Toplumumuzun 28 Şubat sürecini unutmaması gerekiyor…

**

**

28 Şubat süreci dayatıldıktan sonra her gün başörtülü insan avına çıkıldı. Dini inancı nedeniyle başörtüsü takanlar işten atıldı, Müslüman kadınlar peruk takmaya zorlandı. Müslümanlar kendi yurtlarında esir ve parya muamelesi gördü. Eski Genelkurmay Başkanlarından Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, “28 şubat bin yıl sürecek" diye bir açıklama yapmıştı.

O süreçte vahim olaylar yaşandı ve başörtülü Müslümanlar ucube olarak gösterildi. Tüm üniversitelerde, tüm okullarda adeta başörtülü avına çıkıldı.

12 Eylül darbesini yapanlardan hiçbiri yaşamıyor. 28 Şubatçılar hükümeti devirdi de ne kazandılar?

Sonuç olarak aklımızı kullanmalıyız.

Kim zulmediyorsa, kim gücüne güvenerek diğer insanlara baskı uyguluyorsa, hesabı çok çetin olacaktır.

Rabbim bizi zalimlere meyledenlerden eylemesin.