2014 Seçimlerine bir yıldan daha fazla bir süre var. Bu süre içerisinde köprünün altında çok suların akacağını da çok iyi bilenlerden olduğumuzu belirtelim. Görüşme, müzakere, yargılamalar, hesap sormalar, sınır dışına çıkma, sınır içinde kalma, sinir etme, sinirden fıttırma dahil bir çok aşamayı Allah ömür verirse birlikte yaşayacağız.
Ancak bu kez yumurta kapıya dayanmadan sözümüzü söylemenin yararlı olacağını düşünmekteyiz. Son dakikaya kadar bekleyip ondan sonra da gücenenlerin bu hataya düşmelerini önlemenin yegane yolu önceden hatırlatmaları yapmaktan geçmektedir.
Kürt siyasetinde rol almaya çalışan siyasetçilerin ikili bir ezilme riski ile karşı karşıya kaldıklarını hepimiz bilmekteyiz. Birincisi parti içindeki ezilme. İkincisi ise parti dışındaki ezilme.
Birincisinden kasıt her seferinde başka nedenler ortaya çıkarılarak atılan son dakika çalımları ile insanların kayırılmasıdır. Yetenek, liyakat, bilgi ve tecrübenin kör sadakate boyun eğmek zorunda kaldığı bir süreçten bahsediyoruz. “Anlaşmalar sağlanmadı mecburen bu tür kararlar verildi, komisyon hataları, yanlış bilgilendirme” gibi gerekçelere sığdırılmaya çalışılan bu yaklaşımların hiç kimseyi tatmin etmediği ve küskünlüklerin bir dönem boyunca sürdüğünü bilmem anlatmaya gerek var mı?
Olur ya bu yaklaşımlardan sonra hala ayakta kalan kendi fikirlerini uygulamaya geçirerek katkı sunmaya çalışanlar kalmışsa onlarda ikinci kategori elemelerine tabi tutuluyorlar.
Nasıl mı?
Bir gece ansızın gelen ihbarlar, alınan kararlar, yapılan operasyonlarla gözaltına alınıp hapishanelere atılarak.
Oysa siyaset var olan sorunlara çözüm bulmak, ileride çıkabilecek sorunlara ise önlem alacak politikalar üretmek demek. Yukarıda saydığımız davranışlar ve müdahaleler sonucunda bu sonuca ulaşmak da ne yazık ki mümkün olmuyor, olamıyor.
Hal böyle olunca biz de sonradan yanlış anlaşılmalara neden olmasın diye daha ortada fol yok yumurta yokken, kimsenin ismi zikredilmemişken genel uyarılarımızı ve hatırlatmalarımızı yapalım istedik. Olur ya siyaset düşünenler varsa bunu önceden hesaba katarak adımlarını atsınlar. Son pişmanlığa kalmadan kararlarını versinler diye.
Efendim sözün kısası artık biz siyasetçilerimizi tanımak ve seçmek istiyoruz. Siyaset yapacak insanlar yeteneklerine, liyakatlarına, eğitim ve öğretimlerine, üstlendikleri görev tecrübelerine, legal alanda verdikleri emeklerine göre değerlendirilsin ve seçilsinler istiyoruz. Kimse kimsenin emeğinin üzerine ahbap çavuş ilişkileri, kafa kol ilişkileri çerçevesinde gelip oturmasın. Çünkü böyle olduğunda ortaya çıkan yeteneksizlik ve becerisizliğin bedelini bütün bir halk ödemek zorunda kalıyor. Kimse kişisel yeteneklerinin dışında sırtını başka yerlere dayamasın. Herkes kendine güvensin ki güvendiği dağlara kar yağmasın.
Biz artık siyasette yönetilmeye müsait siyasetçi profilinden ziyade yönetmeye elverişli ve yetenekleri gelişmiş siyasetçi profili görmek istiyoruz. Yeri ve zamanı geldiğinde inisiyatif alabilen, çözüme katkı sunabilen, her ortamda icazet beklemeden karar verebilen siyasetçi algısının topluma daha fazla güven verdiğine inanıyoruz. Çünkü liyakat sahibi olmayan, yönetmekten ziyade yönetilmeye müsait siyasetçi tipinin toplumsal sorunların çözümünde üzerine düşen görevi yapamadığını çok net olarak görebilmekteyiz. Bu nedenle halka rağmen değil halkla birlikte belirlenecek olan siyasetçilerin daha fazla katkı sunabileceklerini düşünüyoruz.
Kimsenin gruplaşmasına karşı değiliz. Çünkü siyaset gruplaşarak aynı görüşte anlaşan ekiplerin başarısını örnekleri ile ortaya koymaktadır. Grup yok diyenlerin en büyük gruplaşmaları sağladıklarını da siyaset sahnesinde görebilenlerdeniz. Dolayısıyla liyakat sahibi, işin ehli, bilgili ve tecrübeli ve halka sadık siyasetçilerin belirlenmesinin en doğru tavır olacağını daha şimdiden hatırlatmak istiyoruz. Tavukları zorla yüzdürmeye çalışmanın anlamsız olduğu her halde tartışılmayacaktır.
Bütün siyasal aktörlerin seçim stratejilerini belirlerken bu kriterlere dikkat etmeleri doğru tavır olacaktır. Bu gerçekleştirilmediğinde gelecek eleştiriler konusunda da kimse gücenmesin. Biz konuyu yumurta kapıya dayanmadan daha doğrusu tavuk daha civcivken hatırlatalım istedik. Gerisi artık siyaset yapanlara kalmış…