Yeni Türkiye beklentisi içerisinde olan değişik kesimler var ülkemizde. Ortak payda ülke olmasına rağmen nasıl bir ülke cevabı bu kesimler tarafından farklı algılanmaktadır.

Kimisi için yeni Türkiye demokratik gelişim sürecini tamamlayan ülke olarak görülmektedir

Kimisi için yeni Türkiye tek kişinin yürütücüsü olduğu ve her şeyin yönlendirmesine karar verdiği bir ülke…

Kimisi için yeni Türkiye herkesin karnının doyduğu iş ve aşa sahip olduğu bir ülke

Kimisi için özgürlüklerin arttığı kimsenin geleceğinden şüphe duymadığı bir ülke…

Herkesin hedefi ileriyi gösteriyor, herkes iyi niyetli ama herkes gerçekleri bir kenardan görme alışkanlığında…

Yeni bir Türkiye diyenlere hatırlatmak gerekiyor ki bu ülke zaten yeni.

Yönetim sistemiyle, yaşam tarzlarıyla, geleceğe bakış tarzları ile yeni bir ülkeyiz. 1920’de kurulan 1923’te de yolunu belirleyen bir ülkede yaşıyoruz.

Eski ülkede yönetim padişah tarafından belirlenir, halife sıfatı ile padişah en yüksek makamda bulunurdu. Zar zor kurulan Mebusan meclisinden de padişahın isteklerine ters bir karar çıkmazdı. Abdulhamidin istihbaratı dillere destandı. Ancak yanlış zamanda yanlış kararlarla o ülke yenilgiye mahkum edildi. Elde kalanlarla da Anadolu insanları kendilerine bir ülke kurdular. Bunun adı da Türkiye oldu. Yani Türkiye dendiğinde zaten yeni bir şeyden bahsediyoruz.

Ancak belli ki bu yeni ülkede yeniliklerin ilerlemesi ağır aksak yürüdüğü için bu ilerlemeye topyekûn bir ad verme adına ülkenin başına yeni eklemesini uygun görenlerimiz var. Buna da eyvallah diyelim.

Madem yeni bir Türkiye deniliyor o zaman bu yeni beklentinin gördüğü eksiklikleri de bilmek gerekiyor ki yeniyi tamamlayabilelim.

Mesela yönetim şeklinin Cumhuriyet olmasında bir eksiklik görülüyor mu?

Kuvvetler ayrılığı meselesi nasıl görülüyor?

Demokrasinin işlemesi kurumsal sıkıntılar doğuruyor mu?

Özgürlükler dünyasının neresinde bulunmaktayız?

Basın özgürlüğü var mı?

Bütün vatandaşların eşik olduğu ilkesine rağmen ülkede herkes kendini olduğu gibi ifade edebiliyor mu?

Devlet içinde devlet kurma neyi amaçlamaktadır?

Herkes neden diğerinden kuşkulanmaktadır?

Devletin gelirleri vatandaşlara adil bir şekilde dağıtılıyor mu?

Herkes kazancına göre vergisini ödüyor mu?

Ülke insanları mutlu ve gururlumudur?

Soruları fazla abartmaya gerek yok. Yüksek olasılıkla nereye varmaya çalıştığımız anlaşılmaktadır.

Birincisi ülkeyi tek adam idaresine teslim etmek yeni kavramı ile değil eski kavramı ile özdeşleşir. Çünkü tek adam yönetimi kim olursa olsun antidemokratiktir. Özgürlükleri engelleyicidir ve etrafta çok sayıda hokkabaz ürettiğinden tehlikelidir.

İkincisi bu ülkede cumhuriyet rejimi tesis edilinceye kadar epey çaba gösterilmiştir.  Dolayısıyla şimdi cumhuriyet rejimi ile hesaplaşmak derdinde olanlar varsa bu niyetlerini kendilerine saklamalarında büyük yarar vardır. Çünkü bu rejimi yeni nesile rağmen yıkmanın kolay olmayacağını çok iyi bilmeleri gerekiyor. Bu ülkeye yeni halifelerin gelmesi de cumhuriyet rejiminin yıkılması da kolay değil ve kimse başaramayacak.

Bu istekler ister gizli gizli devlet kurumlarına sızılarak yeni devlet yapıları oluşturmak şeklinde olsun ister oluşturulan sivil ve yarı resmi kurumlar vasıtasıyla olsun sonuç değişmez.

Bir başka gerçek eksikliklerin telafi edilmesi meselesidir. Hiç kimse ne ülke bütünlüğünün gölgesinde, ne başka değerlerin altında bugüne kadar yok sayılan gerçekleri saklamayı sürdüremez. Tek tip vatandaş yaratma, yeni ulus oluşturma fikirleri miadını doldurmuştur. Her vatandaş kendisini olduğu gibi ve istediği gibi tanımlama hakkına sahip olacaktır. Kimsenin inancı, kimliği, değerleri, kültürü yok sayılamayacaktır. Çünkü bunların yok sayılması demek ülkenin bir türlü düze çıkmaması demektir. Bugüne kadar yapılan bu tür yanlışlar nedeniyle ülke gelişimini tamamlayamayan çocuğa dönüştü.

O halde yenilikler adına yapılması gerekenler konusunda uzlaşmalara varmak gerekiyor. Birincisi Ülkenin temel sorunlarını belirleyeceğiz ki çoğu zaten bellidir. Evrensel insan hakları ve demokratik ilkeleri yerine koyduğunuzda zaten gerçekler görünüyor.

Sonra bu sorunları çözecek güce sahip bir iktidar oluşturarak ülkeyi ileriye taşıyacağız. Bu da uzlaşma ve birlikte hareket ettirmeyi gerektiriyor. Çünkü hiç kimse tek başına bu yükün altından kalkamaz.

Yeni Türkiye diyenler ben’den vazgeçip Biz’e yönelmek zorunda. Çünkü uzlaşı ve sorun çözümü bu algıda yatıyor.