Hafta sonu Yaşar Kemal Parkına çoluk çocuk bir gidelim dedik. Birde ne görelim; yan yatmış ihata duvarları, bükülmüş, yukarı fırlamış mermer zeminler. Etrafta birileri var mı? diye bakındım. Ancak apartmanda konuşabileceğim kimsecikler yoktu.
Ben buradaki yazımla ihbarda bulunmak istiyorum. Batman’ın Bakanı, Valisi, Belediye Başkanı, Savcısı… Vs. hâsılı ne kadar yetkilisi varsa dikkat etsinler. Seksenli yıllarda Diyarbakır’da birçok kişinin ölümüne sebep olan Hicret Apartmanı vakasının benzeri Batmanda yaşanacak. Bu yazıyı da gazetemiz aracılığıyla yayınlayacak ve delil olarak kullanacağız.
Kardeşim, gidin ve görün. Çevre ihata duvarı resmen secde eder pozisyona gelmiş. Merdiven ve zemin kaymış. Felç geçiren bir insanın yüzünde nasıl bir deformasyon oluşursa aynı şey bu apartmanın başına gelmiş.
Şimdi ismini söyleyip birilerinin hedefi olmayalım ama Esentepe civarında da tanesi iki yüz bin liradan alıcı bulan bir takım binalarda yan yatmadı mı? Şimdi kimse yarı fiyatına bile bakmıyor.
Yine aynı bölgede bir obruk oluşmadı mı? Ya o tünel gibi yer bir apartmanın altında oluşsaydı? Gerçi çok büyük değildi diyorlar ama küçüğü oluşmuşsa büyüğü de oluşabilir pekâlâ.
Valilik Konutuna yakın mesafedeki bir iş yeri de yine yan yatmıştı yıllar önce. Dışarıdan mühendisler getirttiler de bir şeyler yapmaya çalıştılar. Ama gel gör ki insanlar halen endişeli bir şekilde bakarlar bu yapıya.
İsmi yine bizde saklı, Bingöl depreminden sonra kolonları patlayan, kirişleri çatlayan binanın yaşlı sahibi sıva üstü kartonpiyerle kapatırken, görüntüyü almaya çalışan bir gazeteci arkadaşımıza taşla saldırmıştı.
Ne yazık ki yurdum insanı böyle bir yapı sergiler. Kendisini yöneten de kendisinden çok farklı değil tabii ki. Elin adamı yüz yıl öncesinden planlar yapar, A planı, B planı, C planı diye. Bizimkisi başına geldikten sonra başlar çareler aramaya. Ancak giden can bir daha da gelmez.
Bir zamanlar heyelan bölgesiyken kimler imara açtı bu yerleşim alanlarını. Kendim de bu bölgede oturuyorum. Belde Mahallesi, Fatih Mahallesi, Esen Tepe buralar heyelan bölgeleri. Geçen günkü yağmurda düşündüm de ya toprak birden hareketlenirse. Maazallah kim kurtaracak bizi?
Zemin arızalı da müteahhitler çok mu donanımlı. Müteahhit dediğin Ciğerci, ayakkabıcı, boyacı, otomobil satıcısı, eğitimci bulmuş parayı, almış kaşeyi oluvermiş müteahhit. Hakkıyla yapsa bir şey demeyeceğiz de adamın hamurunda üçkâğıt varsa millet ne yapsın. Çekirdekten inşaatçılığı görmemiş ama çekirdekten üçkâğıdı görmüş. Yasal zeminde müsait. Okulu da yok ki bu mesleğin. Adam ha bire daire dikmiş, sürüsüne bereket.
Belediye de vermiş ruhsatı, imar hakkını. Ondan sonra binalar başlarlar Mevlevi gibi yanıp dönmeye.
Bereket versin ki Batman’da Van benzeri bir deprem yaşanmıyor. Yüz binlerce insan enkaz altında kalacaktı. Ancak depremin yaşanmamış olması yaşanmayacağı anlamına da gelmez.
Şimdi tekrar ihbarda bulunuyorum. Sayın Maliye Bakanı, Sayın Savcı, Sayın Belediye Başkanı. Bu memleket sizden sorulur. Yaşar Kemal Parkının çevresinde bir tur atın. Siz gidemiyorsanız bir görevliyi gönderin. Özellikle de su kanalı boyunca sağlı sollu apartmanları incelemeye alın. Öyle beton kırma testi, demir çekme testi filan da gerekmiyor. Görsel olarak inceleyin yeter. Eğer önemli bir şey değilse bize bildirin. Söz paylaşacağız milletimizle. Yok, ama çok tehlikeli bir durum ise lütfen acilen bu binaları boşaltın. Burada çocuklar yaşıyor. Burada aileler barınıyor.
İstanbul’da riskli bölgelerin haritaları çıkarıldı. Risk altındaki binalar tek tek tespit edildi. Kamulaştırma çalışmaları başlatıldı. Amaç insana saygıysa devletin tüm kurumları ve tüm imkânları seferber edildi.
İstanbul’da yaşayanın canı can da bizimkisi patlıcan değil ya. Bu yazıyı twitter aracılığıyla paylaşacağım. Bu yazıyı özellikle Başbakan ve Cumhurbaşkanına da ileteceğim. Bayındırlık diye bir kurum var. Gelsin mühendisleri incelemeye başlasınlar. Belediyesi var, ruhsatları tek tek araştırsın. Zemin etütleri yapılmış mı, yapılmışsa doğru mu yapılmış?
Sayın iktidar mensupları, sizlere sesleniyoruz. Bir tek seçim döneminde hatırlamayın bu milleti. Yâda taziye ve lüks oteller olmasın sizleri görme mekânlarımız. Hayatın içinde olun biraz. Çünkü vatandaşın size ihtiyacı var. Devlet sizsiniz, siz büyüksünüz. Riskli binaları hemen boşalttırın. Binlerce Vanlıyı, on binlerce Suriyeliyi mağdur etmeyen bir devlet, birkaç apartman sakinini mi himaye edemeyecek?