Mübarek ramazan ayındayız ama Suriye hükümeti ne yazık ki masum halka karşı saldırılarını tüm gücüyle sürdürmektedir.
Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanımız çok sert açıklamalarda bulundular. Türkiye Cumhuriyeti kan emici Esad ailesinin yaptıklarından hoşnut değildir.
Çok büyük Sünni nüfusunun yanında azınlıkta olan Alevi kesim Esad ve ailesinin tarafını oluşturmaktadır. Eğer özgür bir seçim olsa Alevi tarafında olan Esad ve yakınları iktidarı kaybedeceklerini çok iyi biliyorlardır. Gerçi bizim için insanların hangi mezhepten oldukları değil, demokrat olup olmadıkları önemli ama ne yazık ki burada iş artık mezhepsel bir durumdan da öte bir insanlık trajedisidir.
İran ile ilgili basına yansıyan haberlere göre Şii yönetim de Suriye’de iktidara destek vermekteymiş. Gerçi Amerika Birleşik Devletlerinin sevmediği iki ülkedir İran ve Suriye ama İranlı yetkililere bir toplumun zulüm altında öldürülmelerine rağmen Esad ve uşaklarına destek vermeleri akla ziyan bir durumdur. Umarım bu haberler yalan çıkar. Yok, eğer doğruysa kendilerine en az Suriyeli yetkililer kadar suçludurlar.
Hillary Clinton başta olmak üzere birçok ülkenin ileri geleni Suriye’yi sivil halka karşı silah kullanmaması konusunda uyardı. Rusya ve Çin ise her ne kadar Suriye hükümetine “göstericilerle anlaş ve reformları hayata geçir” çağrısı yaptıysa da Birleşmiş Milletlerde kınama yapmadılar. O yüzden İngiltere hükümet yetkilisi her ne kadar “Suriye’yesaldırı uzak bir ihtimal değildir” dese de şimdilik bir operasyon yapılmayacağı anlaşılmaktadır.
Ülkelerin, kudretlilerin insanlık sınavında nasıl bir rol oynayacakları şimdilik bekleye dursun biz neler yapabilirizi konuşabilmeliyiz. Kolay mı, biz sadece sıcaktan etkilenerekten ne kadar da zor bir oruç geçiriyoruz değil mi. Zavallı Suriye halkı tanklar ve sniper-keskin nişancı atışları ile birlikte bir ramazanı geçirmekteler. Hama şehri ki 1982 yılında tekrar bir katliamla 30 bin insanını kaybetmişti, tarih tekrarlıyor ve insanlar insani yardım, su ve ilaç sıkıntısı ile de boğuşmakta. Allah’ın sopası yok, derler ya keşke olsa da çaksa bu çakma liderlerin kafasına.
Televizyonlardan izliyoruz ve içimiz yanıyor. Ülke olarak, halk olarak orada yaşayan insanlara bir şeyler yapamamanın üzüntüsünü yaşıyoruz. Bu mübarek oruç ayında Suriye de yaşayan tüm halkların bir an önce hak ettikleri insanca yaşama kavuşabilmelerini diliyoruz.
Müslüman, Müslümanın derdiyle dertlenmelidir. Suriye’de yaşanan insanlık ayıbından dolayı Rabbimden bir an önce o bölgeye esenlik getirmesini niyaz ediyoruz. Bizim de elimizden ancak bu kadarı geliyor, maalesef.