İnsan elbette kendini içinde bulunduğu ortamdan soyutlayamaz. Ancak insan içinde bulunduğu toplumsal yapı içerisindeki eksiklikleri ve aksaklıkları pek ala görebilir ve değerlendirebilir. Eğer yazılı kural ve kaidelere ters giden bir şeyler varsa bunu tespit edebilir ve yorumlayabilir.

Yaşamda bir sorun ile karşılaşıldığında sorunu oluşturan olguyu ortadan kaldırmak için çözüme yönelik iki yol belirlenebilir.

Birincisi bu olgu güç kullanılarak ortadan kaldırılmaya çalışılabilir.

İkincisi bu olgu konuşularak ortadan kaldırılabilir.

Lakin bazen öyle sorunlar ortaya çıkar ki güç kullanmakla sorun ortadan kalkmaz, sadece konuşularak da sorun ortadan kalkmaz o halde adil, dengeli bir güç kullanımı ve sorunun ağırlıklı olarak konuşularak çözümlenmesi yoluna gidilebilir. Burada kullanılacak olan güç elbette adaletin emrinde ve adaletin gereğini yerine getirmek için kullanılan güç olmalıdır.

Ülke olarak yaşadığımız, bölge olarak kavrulduğumuz bir sorun yaşıyoruz. Siyasetçilerimiz sorunu siyaset yolu ile çözme yerine güç kullanımını tercih eden bir yaklaşım sergiliyorlar. Yaptıkları tanımlamaların hiçbir anlamı yok. Çünkü bu tanımlamalar güç kullanım gerekçesi olarak kullanılmakta yoksa sorunun çözümüne katkı sunsun diye değil.

Siyaset adına ortaya çıkıp seçim yapıyorlar ama öyle bir ortamda seçimlere gidiyoruz ki sonuçlar baştan bellidir. Çünkü belli olan sonuç çıkmazsa tekrar seçim yolu gösteriliyor. 7 Haziranda yaptığımız ve 1 Kasımda tekrarladığımız seçimlerimiz gibi. Bu durum bize meşhur ölüm maçını hatırlatıyor.

ÖLÜM MAÇI

19 Eylül 1941'de Ukrayna'yı işgal eden Naziller Kiev'e girer. Dinamo Kiev futbol takımı dağılmıştır. Futbolcuların bir kısmı Kiev'de ekmek fırınında çalıştırılmaktadır. Derken Alman kökenli, futbol hastası fırıncı Iosif Kordik, bir fırın futbol takımı oluşturmak ister. 1942 ilkbaharında eski Dinamo Kiev'li 8 ve eski Dinamo Lokomotiv'li 3 futbolcuyla yedeksiz "Start" (CTAPT) takımı kurulur. Yine bir futbol hastası olan Alman Vali, General Eberhardt'ın da izniyle, kendi ordu takımlarıyla da maç yapmaları karşılığında Zenit Stadyumu'nda antrenmanlar başlar. 7 Haziran 1942'de maçlar başlar. Start, 6 Ağustos 1942'ye kadar, garnizon takımlarıyla yaptığı tüm maçları kazanır.

Önce 6 Ağustos 1942'de, karşılarına Almanların o zamanlar yenilmez armadası "Flakelf" takımı çıkartılır. Flakelf'i de 5-1 yenince, kendilerine 3 gün süre verilir. Flakelf ile bir daha maç yapacaklar ve işgal güçlerinin morali açısından, rövanş maçını kazanmayacak, hatta hiç asılmayacaklardır.

9 Ağustos 1942'deki Ölüm Maçı'nın hakemi bir SS subayıdır ve Zenit Stadyumu'na izleyici olarak tek Ukraynalı seyirci alınmaz. Start futbolcuları her zamanki gibi oynamaya kararlıdırlar ve maçtan önce Nazi selamı da vermezler.

Hakem ölümüne yapılan hiçbir Flakelf faulünü görmezken, ilk devre Start'ın 2-1 üstünlüğü ile sonra erer.

Tekme tokat geçen 2. yarıda Start 5-3 öndeyken, savunma oyuncusu Klimenko, kendi sahasından başlayarak, tüm Flakelf'li futbolcuları çalıma dizer ve rakip kaleciyle karşı karşıya kalır. Ona da bir çalım atar ve topu ağlara bırakacağına, geri dönüp orta yuvarlağa doğru şut çeker. İşte o anda SS hakem 90 dakika dolmadan maçı bitirir. Gazeteler bu maç ile ilgili tek satır yazmayacaktır.

Dinamo Kiev (Start) futbolcularının akıbetleri hakkında çeşitli rivayetler vardır. Ne yazık ki birbirinden farklı, hatta bu maç ile ilgisi olmadığı da söylenen rivayetler - tutuklamalar, bazı futbolcunun öldürülmesi, esir kampları ortak sonuçlarında kesişmektedir.

1943 ilkbaharında esir kampında öldürüldükleri, 1974'te açılan bir mahkeme kararıyla tescillenmiş olan Dinamo Kiev'li futbolcuların anıtı, şu anda Kiev'deki Start (Zenit) Stadyumu'nun girişinde, bir milli gurur anıtı olarak yer almaktadır.

Bizim ülkemizde de 7 Haziranda bir seçim yapıldı. Bu seçimin sonuçları beğenilmediği ve 1 Kasımda bu seçim tekrarlandı. Bu arada epey de uygulama gerçekleştirildi. Mesela Batman Belediyesinin Eşbaşkanları ve çoğunluğu sağlayan belediye meclis üyeleri görevlerinden uzaklaştırıldı. Diğer belediyelerin birçok eşbaşkanı da görevlerinden uzaklaştırıldı veya tutuklandı. Partiler miting yapamadı çünkü bombalamalar ve ölümler kol geziyordu. Ülke bir savaş ortamına sokuldu ve sonuçta seçim iktidarın istediği gibi sonuçlandı.

Bütün bunları artık bir kenara bırakıp sorunun çözümü için siyasetin yolunun açılması gerekiyor. YSK seçim sonuçlarını resmen açıkladı. Bundan sonra yapılan yemin töreni ile hükümetin kurulması çalışmaları başlıyor. Kurulacak yeni hükümetin izleyeceği politika ülkenin yönünü belirlemesi açısından önemlidir. Bizi ülke olarak düzlüğe çıkaracak olan da batıracak olan da bu hükümetin izleyeceği yol gibi görünüyor.

Ülke olarak siyasetin ölüm maçına çıktığımızın farkında olmak durumundayız. Güçlü olan tarafta yer almak yetmiyor. Haklı olan tarafta olmak da akıbeti değiştirmiyor. Bu nedenle doğru kararların verilmesi gerekiyor. Yok sayma, yok etme politikaları yerine sorunları konuşarak çözme mantığına yönelirsek başarabiliriz.

Bu ülkeye barış gelecek ancak önemli olan bu barış gelene kadar halkın ödeyeceği bedeli en aza indirmektir.