3 Ağustos 2014 tarihinde DAIŞ çeteleri tarafından işgal edilen Ezidilerin kutsal mekanı Şengal kent merkezi Kürt güçlerinin operasyonu sonucunda 13 Kasım 2015 tarihi itibariyle kurtarıldı.

Şengal’in kurtarılması da tıpkı işgali sırasında yaşananlar gibi tartışmalara neden oldu. Kürt güçleri birlikte kazandıkları zaferin tadını çıkarma yerine birbirlerini eleştirmeyi ön plana çıkaran bir duruş sergilediler.

Oysa durumun daha sağlıklı bir şekilde ele alınmasında ve Kürt halkının çıkarları açısından değerlendirilmesinde fayda olduğu açıktır.

Ortadoğunun yeniden şekillenmeye başladığı bu dönemde Kürtlerin veya Kürtleri temsil eden siyasal temsiliyetlerin bu tür tartışmaları tabanı rahatsız eden adımlar olarak değerlendirilmektedir. Çünkü herkes birlikte hareket etmenin ve dayanışma içerisinde adım atmanın daha yararlı sonuçlar doğuracağına inanıyor.

Kürt güçlerinin içinde bulundukları bu durum “herkes kekliğe düşman keklik kavmine düşman” mantığını hatırlatıyor. Çünkü mevcut koşullarda elde edilen kazanımların daha sağlıklı sonuçlarla geliştirilmesi için Kürtlerin birbirleri ile çatışan değil birbirleri ile uzlaşan bir tavır sergilemelerini gerektirmektedir.

Kürt halkının demokratik haklarını ve ulusal çıkarlarını savunma adına yaşamını verenlerin bir yandan bu çabalarını sürdürürken diğer yandan karşı karşıya gelmeleri ve birbirlerini bu kadar acımasız eleştirmeleri elbette kabul edilebilir bir durum değildir, olamaz.

Kürdistanlıların yaşadıkları her bölgenin kendine özgü şartlarının bulunduğunu bilmeyen yok. Her bölgede ayrı ayrı mücadele taktiklerinin uygulandığı, farklı siyasal yaklaşımlarla sorunların çözümlenmeye çalışıldığı da bir gerçek. Yıllardır süren bu mücadelede kimlerin ve hangi yapıların ne kadar emek sarf ettiği ve ne kadar bedel ödediği de ortada. Hal böyle iken kimsenin kimseyi haksız eleştirmesine de emeklerini görmezden gelmesine de veya birilerini yok saymaya kalkışmasına da gerek olmadığı açıktır.

Irak Kürt Bölgesel yönetiminin sınırları içerinde bulunan Şengal bölgesinin işgali sırasında bir takım eksikliklerin ve aksaklıkların yaşandığı bilinmektedir. Bu dönemde Kandilde bulunan PKK gerillalarının bölgeye yardım amaçlı gitmesi PDK güçleri tarafından uygun ve olgun karşılanmıştı. Bu karşılıklı yardımlaşmanın Kürtler arasında sevinçle karşılandığını da hatırdan çıkarmamak gerekiyor. Bu tarihten bu yana bu bölgeye giden gerillaların DAIŞ çetelerine karşı mücadele içinde olduğunu ve bu bölgede kalan veya ayrılan Ezidilere yardım ettikleri bütün dünya tarafından bilinen bir gerçek. Bu koruma ve yardımlar yapılırken birçok yerde Kürt güçlerinin ortak hareket ettikleri de basına yansıyan haberler arasındaydı.

Bir yılı aşkın bir süredir Şengal bölgesindeki çatışmalar ve direniş sürüyor. Bu alanda bulunan bütün güçler ellerinden geleni yapmaya çalışmışlardır. Son olarak Ekim ayından bu yana süren operasyonlarda ve çatışmalarda önemli ilerlemelerin sağlandığı da bir gerçek lakin bütün bu gerçekler peşmerge güçlerinin düzenlediği operasyonun sonuçlarını ve katkılarını ortadan kaldırmaz. Kaldı ki bu bölgenin DAIŞ çetelerinden temizlenmesinde birinci ve öncül görev zaten daha etkili silah ve donanıma sahip peşmerge güçlerinindir. Nasıl ki Peşmerge güçleri bu alanda bulunan diğer Kürt güçlerine neden bölgeyi daha temizleyemediniz demeye hakkı yok ise diğer güçlerin de düzenlenen operasyonu boşa çıkarma gayreti göstermemeleri gerekiyor.

KDP lideri Mesut Barzani'nin 'Şengal'i tek başımıza özgürleştirdik' yönündeki sözlerine tepki gösteren Yekineyên Berxwedana Şengalê (Şengal Direniş Birlikleri-YBŞ) Genel Komutanı Mazlum Şengal, bu tür yaklaşımların Kürt ulusal değerlerine hizmet etmediğini söyleyerek, "Şengal'i özgürleştiren YBŞ ve YPJ güçleridir" diyor.

Şengal’in özgürleştirilmesinde elbette bütün güçlerin katkısı bulunmaktadır. Ama bu güçlerin içinde peşmergenin rolünü bir kenara atmak da pek sağlıklı bir sonuca götürmez. Bu açıklamadaki bir gerçek de karşılıklı eleştirilerin Kürt ulusal değerlerine hizmet etmediğidir. Kürt ulusal konferansının toplanamadığı, Rojavada bir sürü sorunun yaşandığı, Kandilin bombardımana tabi tutulduğu bir dönemde Kürtlerin birbirleri ile uğraşmaktan çok daha önemli sorunlarının bulunduğunu bütün Kürt güçlerine hatırlatmak gerekiyor.

Bu gereklilik için Türkiye’den giden kutlama mesajından da anlaşılıyor sanırız.  Irak Kürdistan’ı Bölgesel Yönetimi adına yapılan açıklamada; “Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi  (IKBY) Başkanı Mesut Barzani'yi telefonla arayarak Sincar'ın kurtarılmasından  dolayı tebrik ettiği belirtildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Davutoğlu, telefon görüşmesinde Türkiye'nin terörle mücadelesinde Kürdistan bölgesi ile uyumlu çalışmaya ve işbirliğine hazır olduğunu ifade etti.  Ayrıca yaralı Peşmergelerin tedavisi için de Türkiye'nin üzerine düşeni  yapacağını dile getirdi." 

Aynı makamın YPG güçlerinin Rojavadaki başarıları için aynı dili kullanmadığını da görmemek için kör olmak gerekiyor. Bu durumda Kürtlerin içinde bulundukları bölgenin şartlarını daha sağlıklı tartışmalarında fayda var. Şengal’i kurtarılmasını kutlayan ve aynı zamanda Kandili bombalayan başbakan Ahmet Davutoğlunun stratejisi de yol gösterici bir akıl vermelidir.

Şengal’in kurtarılmış olması birinci öncelikli konudur. Bu mücadelede yer alan güçlerin tamamı da Kürt güçleridirler. Bu güçlerin de birbirlerine küstek olma yerine destek olması tarihi bir gereklilik ve sorumluluktur diye düşünüyoruz.