Batman, Şırnak, Sason, Beşiri, Kozluk ve daha bir çok irili ufaklı yerleşim yerinin bir zamanlar bağlı bulunduğu kadim kent Siirt artık Batman’ın küçük bir prototipi durumuna düşmüş.
Bunun bazı sebepleri var; doğal ve beşeri sebepler
Doğal olana en iyi örneği sanırım ana arterlerden uzak oluşunu yazabiliriz. Yani başka şehirlere gidilen bir yol üzerinde olmaması durumu. Eğer işiniz Siirt’e düşmemişse hiçbir şekilde oradan geçmek durumunda kalmazsınız. Ama bir Batman veya Diyarbakır böyle değil. Gitmeniz gereken bir çok şehir bu iki ismin hemen yolu üzerindedir ve bir şehrin kalkınmışlığında bu tür etkenler önemlidir
Beşeri sebeplere gelince, bunun da en büyük örneği sanırım yine Siirtli vatandaşlarımızdan kaynaklanan bir durum.
İstanbul’un sadece Fatih İlçesinde bile Siirt’in nüfusundan fazla bir kitle mevcuttur.
Yalova, Çınarcık, Bursa, İzmir ve adını saymadığımız birçok güzel kentte hiçte azımsanmayacak bir Siirtli nüfus yaşamaktadır
Ama gel, gör ki giden geçmişini unutmaktadır.
İstanbul’da yaşayan ve Türkiye’nin en büyük sanayici ve yatırımcıları Siirtlidir ve bunların bile doğdukları ata şehirlerine bir yardım eli uzatması durumunda o kent bu günkü durumunda olmayacaktı.
Tamam, belki Siirtliler hiçbir zaman memleketlerinden gocunmamışlardır ve kendilerine özgü gelenek, görenek ve Arapçalarını her platformda dile getirmemişlerdir ama yatırım yapma konusunda da çekimser kalmışlardır.
Tabii bu durumun yanı sıra son zamanlarda bir takım mevzularda bu şehrin kadim halkını olumsuz yönde etkilemiştir.
Siirt’in büryanı diye bildiğimiz büryan ki Arapçası Perive denilmektedir, sonradan Bitlis büryanı diye gazetelerde manşet oldu.
Siirt battaniyesi de Hasankeyf battaniyesi diye gazetelerde yer buldu.
Tabii bu bilimsel bir çalışma sonucu elde edilmiş bir bilgidir.
Hatta üstat diye tanımlayabileceğimiz bir kişi neredeyse Fatih Sultan Mehmet bile Siirtliydi diyecekti.
Yakın bir tarihte Siirtli bir iş adamı da Siirt’in eski günlerine kavuşması adına Batman ve Şırnak’ı Siirt’e bağlamak lazım diye bir serzenişte bulunmuştu.
Şaka gibi geliyor değil mi? Önce memleketine yatırım yap, kalkındır, sonra konuş…
Şaka bir yana, neyin nereden geldiğinin çok da büyük bir önemi yok.
Memleketlerine sahip çıksınlar yeter.
Bugün Siirt’te yaşayan Siirtli nüfusu oldukça azalmıştır
Son 20 yıllık süreçte civarda yaşayan Koçer ve Boti aşiretlerinin yerleşmesi ile şehrin demografik yapısında da büyük bir değişim yaşanmıştır.
Memleketlerine yeterince değer vermeyen zengin ve nüfuslu Siirtliler sayesinde yakında şu gelişmeler de yaşanırsa şaşırmayın
Mesela ünlü Siirt Hamamı Gaziantep’e ait denilebilir
Mesala Siirt Fıstığı’da Antep fıstığı ile yer değiştirebilir
Mesela ünlü Bıttım Sabunu da bir başka bölgeye gidebilir
Mesele memleketini sevmek meselesiyse önce memleketine sahip çıkacak, yatırım yapacak ve sonrasın da konuşacaksın.
Öyle yapmadığında da herkes bir taraftan sahiplenir işte.