“İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır” sözü toplumsal yaşamımız için çok güzel bir örneklemeyi gösteren bir deyiştir.
Hele hele bizim gibi iki satırı bir araya getirmeyi beceren ve bir köşe yazmakla meşgul olanların bir yazıyı yazmadan önce kılı kırk yarıp düşünmesi ve ona göre değerlendirmelerde bulunması lazımdır.
Ben agresif yazılar yazarak kendimi gündemde tutarım mantığı ya da uçlarda gezinerek kendimi okuturum mantığı bir köşe yazarının asla düşünmemesi gereken bir duygu olmalıdır.
Beğeniriz ya da beğenmeyiz ama her kişinin veya her kurumun kendini ispat noktasına getirinceye kadar harcadığı bir efor sarf ettiği bir emek vardır ve başta bizler olmak üzere herkes bu emeğe saygı göstermek zorundadır.
Hele hele yazdığımız yazılar aynı zamanda bizimle aynı kulvarda yazı yazan arkadaşlarımızı etkiliyor gazetemizin yıllar süren emekleri sonucunda edindiği imajı zor durumda bırakıyorsa o zaman kendimizi gözden geçirmemiz ve daha çok hassasiyete göstermemiz gerekmektedir.
Köşe yazarları kişisel sataşmalara girmemeyi prensip olarak tercih ederler.
Kurumları tartışırken ya da değerlendirirken kurumsal özelliklerini ve rollerini dikkatle inceler ve ona göre yorumlamalarda bulunurlar.
Köşe yazarları her duydukları haberi, her aldıkları bilgiyi, her elde ettikleri veriyi ertesi gün köşelerine konuk etmezler. Alır, bilgiyi değerlendirir, neden kendisine ulaştırıldığını iyici tetkik eder, işin muhatabı ile konuyu imkânları zorlayarak bile olsu konuşmaya çalışır ve ondan sonra oturup değerlendirmesini yapar.
Eğer köşe yazarı gücünün farkına varmışsa eleştiri ve övgüyü hakkıyla yapmadığı zaman ortaya çıkardığı tahribatın da farkına varması gerekmektedir.
Bu kentte hiçbir değer karşılıksız olarak ortaya çıkmamış emeksiz bir şekilde oluşturulmamıştır. Bu nedenle herkes bu kentin değerlerini değerlendirirken dikkatli olmak zorundadır.
Kimse kimsenin borazanlığını yapmak zorunda değildir.
Kişilerin eğer varsa bir iddia veya talepleri, varsa bir şeyleri düzeltmek için ortaya koyacakları bir gayretleri öncelikle bu sorumluluklarını ortaya koymaları gerekmektedir. Hiçbir şey yapmadan hiçbir sorumluluk üstlenmeden hiç risk almadan sadece kalemin gücü ile eleştiride bulunmak ve insanların tahammül sınırlarını zorlamak kendisini taşıyan hiçbir yazarın yapacağı iş olmamalıdır.
Batman Çağdaş gazetesi yıların emeği ile kendisini kabul ettirten bir çizgide adı gibi çağdaş ve demokrat bir bakış açısı ile insan haklarına saygılı bir yayın politikası izlemeye çalıştığı için takdir toplayan gazetelerimizdendir.
Bu nedenle başta biz köşe yazarları olmak üzer hiç kimsenin bu bakış açısını yanlış yerlere kanalize etmeye hakkının olmadığını düşünmekteyim.
Ne benim ne de başka bir arkadaşımın.
Bunu dışına çıktığımızı görürsek başkalarına haksızlık yapıp günahını alacağımıza adımıza yakışmayan eleştirilerle karşılaşmaktansa kalemi kırıp yazmamayı kendi adıma görev bilmekteyim.
Sahip çıkamadığımız bir kalemi kırmak en sağlıklı davranış olacaktır.
İki satır yazıyı yazmayı becermek insanı kaf dağına kadar yüceltmez aksine kaf dağı kadar veballe karşı karşıya bırakır.