Çok çok eski zamanlarda ülkenin birinde zalim bir kral yaşarmış. Bu kral halkına zulüm eder haklarını yermiş. Her şeyi kendi hakkı olarak bilir kimseciklerle paylaşmayı düşünmezmiş. Tek derdi halktan eziyetle vergi almak ve bunu yemekmiş.
Günün birinde zalim kral belki de edilen beddualar neticesinde dermanı bulunmayan bir hastalığa yakalanmış. Yaptığı eziyetlerin belki de kefareti olarak acılar içinde kıvranmaktaymış. Omuzlarında çıkan yaraların içindeki kocaman kurtçuklar, yılanlara dönüşmüş.
Sarayın hekimleri, despot kral Dehaq’ın askerleri, bir çare bulmak için çırpınıp duruyorlarmış. Bir gün bir hekim Dehaq’ın kulağına kendisini uzun yıllar yaşatacak ilacı bildiğini söylemiş. Buna çok sevinen kral Dehaq hemen çareyi öğrenmek istemiş. Zalim kralın zalim hekimi derman olarak her gün ikin gencin başının kesilerek beyinlerinin yılanlara yedirilmesini önermiş.
Zalim kral vezirlerine söyleneni yapmasını emretmiş. Durum ahaliye bildirilmiş ve her gün iki gencin kafası kesilerek beyinleri merhem niyetine yaraların üstüne sürülmüş. Yılanlar da bu beyinlerle beslenmiş. Sarayın aşçısı bu duruma dayanamamış. Cellâtların getirdiği gençlerin birinin beynini yaralara sürerken diğer genci serbest bırakıp dağlara kaçmasını sağlamış. Dağdakiler gün geçtikçe artarken krala karşı isyanın başlaması için işaret beklemişler.
İşaret saraydan verilecek işaret, karşılığı ise dağlarda yakılacak ateşmiş.
Bir gün sıra aşçıbaşının oğluna gelmiş. Bu aynı zamanda isyanın zamanına da deng gelmiş. Baskı karşısında gençleri dağa gönderen Kawa beklenen sinyali dağlara göndermiş. Dağlardan ateşler yükselmiş ve isyan başlamış. Dehaq’ın zulmüne Kawa tarafından son verilmiş ve Dehaq öldürülmüş.
O günden bu güne her 21 Mart geldiğinde insanlar zulmü lanetlemek ve kurtuluşu simgelemek için ateşler yakıp bayramlar yapmaya başlamışlar. Bu güne de “Newroz” yani “yeni gün” demişler.
İster baharın gelişi,
İster çiçeklerin açışı,
İster isyanların başarısı,
İster zalimlerin kaybedişi olsun sonuçta newroz insanların sevinçlerini dile getirdiği bir gündür.
Hakkını,
Hukukunu,
Toprağını,
İnsanını korumak için mücadele eden ve bu uğurda canından olan herkes birer Kawa’dır.
Kawa kan akmasını önleyen, insanların rahat ve barış içinde yaşamasını sağlayan kişilik değil midir?
Eğer bu doğruysa o zaman;
Ateşi söndüren,
Çatışmayı önleyen,
Hak ve hukuk yolundan ayrılmamak için mücadele eden,
İnsanların ve gençlerin ölmesinin önüne geçen,
Çözüm üreten herkes birer Kawa değil midir?
18 Martta Çanakkale zaferinin 100 yıl kutlamaları yapıldı. Çanakkalede kutsal bir savunma yapıldı. Anadolu insanları vatanlarını korumak için kanlarından nehirler, cesetlerinden tepeler yaptılar. Yüzlerce kiloluk top mermilerini sırtlayarak destanlaştılar. Zulme karşı direndiler ve Kawa’laştılar.  Bugün rahmet ve minnetle anılıyorlar.
Dün Çanakkale’de hakkını arayanlara bugün Kobanî’de, Şengal’de, Musul’da, Kerkük’te vatanlarını, haklarını hukuklarını korumak için, insanlığın onurunu kurtarmak için mücadele eden çağdaş Kawa’ların eklendiğini görüyoruz.
Kawa zalimlerin karşısına dikilmenin ve direnmenin sembolü olarak anılır. Ancak bizim ihtiyacımız olan çağdaş değerlerin yaşama geçirilmesidir. Biz ne kanın dökülmesini istiyoruz ne de Kawalara ihtiyaç duyulmasını.
Biz ne zalim istiyoruz ne de kardeşliğe ve insanlığa düşman insanları.
Bizler hepimiz için;
Barışı,
Huzuru,
Güzel yaşamı,
Hakça adilce paylaşılan değerler üzerine kurulu barışı istiyoruz.
Newrozların ortak yaşam sevincine tanıklık eden günler olmasını istiyoruz. Kimsenin canının yanmadığı, kimsenin kanının akmadığı, kimsenin kimseyi yadırgamadığı, kimsenin bencillik yapmadığı ortak vatanın herkesçe kutsal sayıldığı bir ortam istiyoruz. Biz newrozun da, Çanakkale zaferinin de, Kobanî direnişinin de aynı ortak ruhla sahiplenilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Evet, birilerinin bunları yan yana getirmemizden hoşlanmadığını tahmin edebiliyoruz ama biz öyle bir ortam ve öyle bir vatan istiyoruz işte.
Düşmanlığın değil dostluğun
Kin ve nefretin değil sevginin
Ayrışmanın değil birlikteliğin sevinçle karşılandığı ve ortakça kutlandığı bir ülke istiyoruz.
Çok oluyoruz belki ama biz böyle bir newroz kutlaması istiyoruz!