Kürt meselesinin silahsız çözümü için çözüm süreci çalışmaları yürütülürken PKK’nin Türkiyede silahlı eylemlerini sona erdirme tartışmaları ile ortaya çıkan başka bir tartışma konusu da Köy korucularının durumu oldu.
1985 yılında dönemin hükümeti tarafından PKK ile silahlı mücadelede kullanılmak üzere kurulan köy korculuk sistemi önce 22 ilde başlamış daha sonra sınır geliştirilerek buna 13 ilimiz daha dahil edilmiş ve toplamda 35 ilde yürütülen bir sistem ortaya çıkmıştır.
Bugüne kadar koruculuk sistemi içinde yer alan kişi sayısı 123 bini aşmıştır. Sistem halen yürütülmektedir ancak kendi içinde de kriz yaşamaktadır. Çünkü sisteme dahil olan kişilerin yaklaşık üçte biri değişik suçlara bulaşmış ve görevlerine son verilmiştir. Halen değişik illerde 46 bin civarında köy korucusu silahlı olarak görev yürütmektedir.
PKK ile yürütülen silahlı mücadelenin bitmesi durumunda halen silah taşıyan köy korucularının durumu ne olacak?
İşiniz bitti haydi başınızın çaresine bakın mı denilecek yoksa bir proje çerçevesinde sistem düzenlemeye mi tabi tutulacak?
Bu konuda da iki görüş var. Devlet kanadında yer alan kesim korucuların güvencelerinin sağlanmasından yana bu fikre koruculuk sistemini kabul eden aşiretler de destek veriyor.
Sistemin karşısında olanlar ise yapısı itibariyle yanlış olan bu sistemin derhal kaldırılması gerektiğini savunuyorlar. Gerekçe ise beli, korucuların suça bulaşmış olmaları…
Sorunun çözümüne yönelik çalışmaların yürütüldüğünü da hissetmek çok zor değil. Çünkü son günlerde konu gündeme gelip tartışılan temel konulardan birisi.
Şubat ayında korucuları kabul eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilindiği gibi Geçici köy koruculuğu sistemi 1985 yılından beri devam eden bir uygulamadır. Bu sistem bölge halkanın terör örgütüne karşı devletinin milletinin yanında yer almasının da ifadesi olması bakımından önemlidir. Bölücü terör örgütünün saldırılarına karşı kendi köylerini korumak, kendi can ve mal güvenliklerini sağlamak üzere organize edilen geçici köy korucularımız daha sonra bölgede güvenlik güçlerimizin en büyük yardımcısı konumuna gelmişlerdir. Terörle mücadele özellikle bugüne kadar bin 620 şehit veren geçici köy korucularımızın fedakârlıkları her türlü takdirin üstündedir. Halen 22 ilimizde 45 bin 880 geçici köy korucumuz görev yapıyor. Geçici köy korucularımızın özlük haklarıyla ilgili mağduriyetlerini gidermek için 2007, 2012 ve 2013 yıllarında çok önemli düzenlemeler gerçekleştirdik. Bugün kendileriyle tüm bu meseleleri görüşecek, konuşacak, hasbıhal edeceğiz. Bugüne kadar ailesinin, köyünün, bölgesinin, ülkesinin korunmasında görev alan tüm geçici köy korucularımıza şükranlarımı sunuyorum. Şehitlerimize Cenabı Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum. Halen görevleri başında olan tüm geçici köy korucularımıza başarılar diliyor Allah yar ve yardımcıları olsun diyorum” ifadelerini kullandı.
Bu ifadelerin ardından da Ankara’da valilerle bir toplantı gerçekleştirildi. Ardından bölgelerine dönen valilerin korucuları ziyaret ederek sorunlarını dinlediklerini ve çözüm için çalışmalar yürütmek için çabaladıklarına tanık olduk. Bu kapsamda çalışma yürüten valilerden birisi de valimiz Azmi Çelik ayağının tozu ile önce Sason ilçesindeki köy korucuları ile iki toplantı gerçekleştirdi ardından Gercüş ilçesindeki köy korucularının sorunlarını dinledi. Kendisi ile yapığımız görüşmede de konu ile ilgili sorun tespiti için çalıştıklarını ve çalışmalarını tamamlayarak sorunları Ankara’ya ileteceklerini aktardılar.
Bütün bu gelişmeler karşısında köy korucularının ne istediklerini de incelemek gerekiyor. Merkezi Bingöl’de  olan Genel Köy Korucuları Haklarını Koruma Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Ali Haydar Yener  konu ile ilgili olarak “devlet ‘işiniz bitti' derse, biz de devletimizin emrine saygı duyarız ama bizim de taleplerimiz var, demiş ve taleplerini sırlamış; "Biz her zaman ülkenin barışında kardeşliğinde 30 yıldır mücadele verdik. Bu mücadelemiz kendimize bağlı bir söz konusu değil. Bugün bizim dışımızda gelişen bir durumdur. Devletin bize vermiş olduğu sorumluluk vardır. Biz devletimizin onur kuvvetleri ile birlikte bölgede halkın can ve mal güvenliğinde can ve mal güvenliğini onur kuvvetleri ile yürüttüğümüz mücadele vardır. Biz bu mücadelede görev ve sorumluluk bilincinde devam ediyoruz… Hükümet bu süreçle ilgili görüş ve düşüncelerimizi sormuş olsalardı biz hükümete düşüncelerimizi görüşlerimizi aktarırdık. Hiçbir kimsenin parmağının bile kanamasın istemiyoruz. Yapılan ne olursa olsun insani boyutta olmalıdır. Biz insani bir boyutta ülkemizin barış içerisinde kardeşlik içerisinde geçmesi için bir kolluk kuvvetlerimizle büyük bir sabırlılıkla ve bütün bir olumsuzluk ve sorunlara rağmen bize teşkilatımıza yapılan haksızlıklara rağmen biz görev ve sorumluluklarımızın bilincindeyiz. Biz geçici köy kurucuları olarak devletimizin kolluk kuvvetleri ile birlikte bölgemizde bu görevimizin başındayız, devletimiz var oldukça biz var olacağız… Ne zaman ki, devletimiz görev ve hizmetiniz sona ermiştir, derse biz de o zaman görevi bırakmaya hazırız. Ancak biz de diğer kamu çalışanları gibi kamu haklarından yararlanmak istiyoruz. Hükümetimiz zaman zaman korucularla ilgili olarak kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam yaratacağını söylüyor, bizim de hükümetten ileriye dönük olarak net taleplerimiz vardır. Bunlar;
- Geçici köy korucularının geriye dönük primlerinin devletçe ödenerek hizmetçe hizmetlerinin sayılarak emeklilik haklarının getirilmesi.
-Köy korucuları kamu personeli tanımına alınması.
- Köy korucularının can ve mal güvenliği olmadığı için çünkü sabit adreste ikamet edip devletin kolluk kuvvetleri ile birlikte terör örgütü ile mücadelede deşifre olmuş ve bunların yarın sistemin kaldırılması durumunda can ve mal güvenliğinin olmadığı bu insanlara vergiden muaf tutularak ruhsatlı silahların verilmesi gerekiyor.
- Çoğu bu devlet için gönüllü olarak PKK ile çarpışan köy korucuları, 1000 TL için namlu ile karşı karşıya gelmek istemez, biz çocuklarımızın geleceğini garanti altına almak istiyoruz.
Emekli Tümgeneral Yavuz Ertürk: “Köy korucularını devlet bu güne kadar kullanmış kendisine göre o zaman ki devleti idare edenlerin kendilerine göre bir amaç uğrunda kullanmış, şimdi de ‘işim bitti kenara atıyorum seni' dediğin zaman aç adam her şey yapar. Bu insanları devlet olarak, öyle ya da böyle bir işe sokmak zorundasınız. O kadar insanı mağdur ederseniz, yıllarca devletin bekası için mücadele eden insanlarda ‘güvensizlik' yaratırsınız. Köy korucularını ya kamuda ya da özel bir iş yerinde iş sahibi yapmalısınız. İster bunları yeni iş alanı açın, ister bunları bir kooperatifte birleştirir bunları üretime yönlendirirsiniz isterseniz de onları kamu kurum kuruluşlarına yerleştirirsiniz. Köy korucularının da beklentisi de bu zaten”
Bütün bunları alt alta sıraladığımızda Köy koruculuğu sisteminin üzerinde çalışılması gerektiği açık. Pimi Çekilmiş bomba Köy koruculuğu sistemi kitabımızda konuya ilişkin daha detaylı bilgilere ulaşılabileceğini hatırlatarak yazımızı bitiriyoruz.