Bizler intihar vakaları ile iki binli yılların başlarında belirgin olarak bir tanışma dönemi yaşadık. İntihar girişimleri ve gerçekleşmeleri öylesine arttı ki kentimizin ismi intiharlar kenti olarak anılmaya başlandı. Önü alınamayan intihar vakaları için komisyonlar kuruldu, toplumsal duyarlılığın artırılması için sosyal araştırmalar yapıldı ve toplumun duyarlılığının sağlanmasına çalışıldı. Sonuçta süreç olumlu bir merhaleye evirildi.
Son zamanlarda intihar vakalarında belirgin bir artışın meydana geldiğini gazete haberlerinden öğreniyoruz. Bu vakaların bir kısmının -ki cüzi bir kısmı teşkil edebilir- gerekçeleri farklı olsa bile genel olarak ele alındığında gittikçe yaygınlaşan bir terendle karşı karşıya olduğumuzu da söylemek mümkündür.
İntihar vakalarında yaşamını yitirenlerin ya da bu tarz davranışlarda bulunanların genç yaşlardaki insanlar olması durumun hassasiyetini daha da artırmaktadır.
Tek bir intihar vakasının bulunması bile normal karşılanamayacak bir gelişmedir. Bu nedenle üzerinde hassasiyetle durulması gerekir ancak toplumlarda bu vakaların bulunma düzeylerinin bir oranının bulunduğunu da belirtmeliyiz. Bu oran bizde yüksek seyretmektedir. Toplumsal duyarlılığın fazlalığı ve meydana gelen olayların basın aracılığı ile hızla öğrenilmesi ya da STK’ların toplumsal olgular konusundaki hassasiyetleri konuyu ön plana çıkarmakta ise de işin aslı olumsuz bir tablo ile karşı karşıya bulunduğumuz gerçeğidir.
Bu nedenle intiharlarla ilgili olarak gerek valilik bünyesinde gerekse Belediye ve STK bünyesinde konunun araştırılması ve önlenebilir nedenlerin varlığı durumunda gerekli girişimlerin başlatılması acilliyet arz etmektedir. Bu konuda bazı çalışmaların yapıldığı özellikle il sosyal hizmetler müdürlüğü ekipleri ile Selis gibi kuruluşların konuya duyarlılıkla yaklaştığını elbette bilmekteyiz ancak buna rağmen sayının gederek artması atılması gereken adımların varlığını ortaya çıkarmaktadır.
Ekonomik sıkıntılar ve sosyal problemlerin gençleri bir çıkmaza sürüklediği yeterli desteği bulamadıkları için de kendi tepkilerini bu şekilde ortaya koydukları iddiasının üzerinde ciddiyetle durmak gerekir. Bu tür sıkıntıların insanların psikolojik yapılarını etkilediği, agresifleştirdiği ve tartışmaların doğmasına neden olduğu bilinmektedir. Her intihar vakasının arkasından “psikolojik sorunları vardı, ilaç alıyordu bunu hiç beklemiyorduk” gibi gerekçelerin ardına sığınarak, bir fatiha okuyup yazık oldu diyerek konunu geçiştirilemeyeceği gerçeğini bilmek durumundayız. Son yedi aylık dönem içerisinde sayılarını bildiğimiz intihar vakaları onlarla ifade edilecek düzeye geldi. Bu nedenle böylesi hassas bir duruma el atmak gerekliliği hâsıl oldu.
Sonuç olarak Batman valisi sayın Ahmet Turhan, Belediye Başkan vekili Serhat Temel, Üniversite, Sosyal hizmetler il Müdürlüğü yetkilileri ve STK’ların acilen bir araya gelerek öncelikle bu tür vakaların meydana geldiği ailelerin sosyo-ekonomik durumları ile sosyal yapıları başta olmak üzere bir inceleme yaptırmaları ve benzer vakaların önlenmesi içen neler yapılabileceği konusunda bir rapor hazırlatmalarının yararlı olacağını düşünmekteyiz.
Hızla yaygınlaşma belirtisi gösteren bu tasvip edilmesi mümkün olmayan olayların önüne geçilebilecek durumda olanların önlenmesi için el ele verip bu işi bir an önce sağlıklı bir duruma çevirmemiz toplumsal sorumluluğumuzun bir gereğidir.
Bir sözümüz de ailelere elbet. Bunca insanın kendilerine çıkar yol olarak ölümü görmelerinin nedenini sadece onlara bağlayamayız Yanı başlarında bulunan insanlar olarak ailelerin de bu konuda eksiklikler yaşadıklarını söylemeliyiz. Yaşamda kopuşu düşünüp gerçekleştirecek kadar bir kararlaşma yaşayan insanlarla beraber olup bunu dikkate alacak kadar hassasiyetle izleyip fark edememek çok da mantıklı değil. Bu nedenle insanların ya da çocukların sorun yaşadıkları dönemlerde onları daha fazla dikkatle izlemenin hem aileler için hem de toplum için sağlıklı bir adım olduğunu düşünmekteyiz. Hiç kimsenin aile fertlerinden birisinin intihara yönelmesini istemediğini elbette biliyoruz. Ancak bu hassasiyetimizi göstererek ulaşacağımız bir sonuçla orantılı olmalıdır.