Mısırda alınan idam kararlarını anlamak için önce ne olduğunu hatırlamakta fayda var. Demokrasi rüzgârı adı altında Ortadoğu coğrafyasında yaşanan değişimler sırasında Mısırda da değişim rüzgârları esti ve Müslüman kardeşler ile onlara yakın kesimler iktidara geldi. Bu değişim çerçevesinde Haziran 2012 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Muhammed Mursi kazandı ve koltuğuna oturdu. Ancak bir yıllık uygulamaları ülkede bulunan laik ve Müslüman olmayan kesimleri rahatsız etmeye başladı. Bu nedenle Mısır genelinde onbinlerce protestocu alanlara inerek Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin istifasını istedi. Protestolar sürünce ülkede karşılıklı çatışmalar başladı. Mursi yanlıları ile aleyhtarları arasında yer yer kavgalar çıkmaya başladı. Ülke yavaş yavaş kaos ortamına girdi. Beş Mursi karşıtının öldürülmesi ve ardından Mursi’yi destekleyen Müslüman kardeşlerin Kahire’deki genel merkezlerinin basılması ve buradaki çatışmalarda da sekiz kişinin yaşamını yitirmesi ortalığı alevlendirdi. Mısırda Mursi yandaşları da alanlara inerek protesto gösterilerine katıldı. Olayların yayılması üzerine Mısır Silahlı kuvvetlerinin başında bulunan Abdulfettah Sisi ve komutanları meydanların boşaltılması için Hükümet ve karşıtlarına 48 saatlik bir süre vererek protestolarını sonlandırmasını istedi. Bu olmayınca da 3 Temmuz 2013 tarihinde yönetime el koydular. Mısırda seçimle iş başına gelen hükümet darbe ile indirilmiş oldu.
Bu operasyon ardından Cumhurbaşkanı Mursi başta olmak üzere birçok Müslüman kardeşler üyesi tutuklandı. Mısırda askeri cuntanın emrinde olan Mahkemeler ise yapmış oldukları yargılamalar sonucunda tutuklu bulunanlara ağır cezalar vermeye başladılar. Bunun son örneğini ise 20 dakikalık bir yargılama sonucunda verilen 529 kişilik idam kararı oldu.
İDAM BİR İNSANLIK SUÇU
Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi yönetim şekli ve ideolojinin ürünü olursa olsun bir insanı suçundan dolayı idam etmek bir insanlık suçudur. Bunun tartışılmaz olduğu idamdan yana tavır alanların o sehpalara gittiklerinde ortaya koydukları tavırdan da açıkça bellidir. Her suçun kendisine göre bir cezası vardır ancak idam cezasının telafisi mümkün değildir ve bundan dolayı da yanlış ve kabul edilemezdir. Bu nedenle Mısırdaki idam kararının uygulanmaması gerekmektedir ve duyarlı olan herkesin bu idam kararlarına karşı çıkması gerekmektedir.
Batmanda Demokrasi platformu tarafından gerçekleştirilen protesto ve basın açıklaması ile Mısırdaki idam kararlarına karşı çıkılması bir demokrasi ve demokratlık örneği olup desteklenmesi ve sürdürülmesi gerekmektedir. İdam kararına karşı çıkmak için aynı ideoloji ve görüş sahibi olmaya da gerek yoktur. Bütün insanlar düşünceleri ile kabul edilmeli ve insanlığın öldürülmesine karşı çıkılmalıdır.
ÇELİŞKİ
Dünyada halen bazı ülkelerde idam kararlarının var olduğunu ve uygulandığını biliyoruz. Doğuda da Batı’da da bizim coğrafyamızda da bu var. Mesela Çin de mesela ABD de Mesela İran da. Buna şimdi de Mısır katılmak istiyor. Kendi ideolojilerinin en iyi yönetimi ve adil yönetimi getirdiğini savunun bu kesimlerin uygulamalarının ne kadar çelişkili olduğu da ortada duruyor. Hadi diğerleri güçlerini öyle gösteriyorlar diyelim peki Müslümanların yaptıkları idamlara ne demeli?
İran en fazla idam kararı uygulayan İslam ülkelerinin başını çekiyor. Ay yok ki İran da idam cezası verilmesin ve uygulanmasın. Bu durum kamuoyun yansıtıldığında sırf idama uğrayan insanların görüşleri ve ırkları nedeniyle gerekli tepkinin gösterilmediğini görüyoruz. Ancak idam kararı alanlar yandaş olunca tepkiler farklı oluyor.
İran bir İslam ülkesi ve idam uyguluyor.
Mısır bir İslam ülkesi ve idam uygulayarak Müslümanları Müslüman’ca bir yönetim istedikleri için asıyor. Bu çelişki de kimsenin gözünden kaçmıyor elbet.
Bu çelişkilerin ortadan kalkması ve idam cezalarının olmamasını diliyoruz.