Zaman insana çok şey kazandırıp kavratıyor. Değişimler görüldükçe, gerçekler ortaya çıkmaya başladıkça, insanların gerçek yüzlerini görmek de mümkün olabiliyor. Kimsenin inandığı ideolojisi ile falan alakalı söylemiyoruz ancak inanılan değerlerin arkasına gizlenerek insanların nasıl birbirlerine vurdurtularak heba edildiğini görüp anladıkça isyan etmemek de elde değil.
Bu ikiyüzlü politikalardan sadece beli kesimlerin etkilendiğini sanmayın sakın. Her kesimden ve meslekten insanlar bu ikiyüzlü ve tek merkezden yönetilen politikalara alet olmuştur ve olmaya da devam etmektedir. Öyle ya birilerinin oturup keyif sürmesi için milleti bir şekilde birbirine düşürmek gerekiyor! Gerçeklerle yüz yüze kalındığında ise hop kalkıp hop zıplanıyor.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı günü Ankara da İşçi partisi tarafından veya öncülüğündü olduğu söylenin bir adım atılmış. Haberimiz bile yoktu ancak son tartışmalarda adı geçince bakıverdik. Adı “Milli Merkez” öncülüğünü ise Doğu Perinçek’in partisi yapıyor. Bu merkez çerçevesinde hareket edenlerin içinde ise Aydınlık gazetesine göre CHP,MHP Süleyman Demirel gibi isimler de varmış. Bu duruma sadece biz değil başbakan Tayip Erdoğan da şaşırmış elbet.
Bu merkezin kullandığı değerler nedir diye sorarsanız açık. Türkiye toplumlarının değer verdiği, önemsediği olguları kullanıyor.
Bayrak,
Din,
Bağımsızlık gibi.
MHP ile İşçi Partisini hem etkinlik hem ideolojik olarak yan yana getirmenin normal vatandaş için mümkün olamayacağı açık ama söz konusu bazı çıkarlar olunca tepe babaları onları çok rahat bir uyarı ile bir araya getirtebiliyormuş. Şu anda Ergenekon davası nedeniyle Silivri’de yargılanan Doğu Perinçek 1 Mayıs kutlamaları nedeniyle yaptığı çağrıda emekçileri İzmir konak meydanına ellerinde Türk bayrağı ile çağırıyor. Onun bu açıklamalarını yazan Aydınlık gazetesinin haber başlığı ise “Bornova’da Türk Bayrağı Gündoğdu’da Apo posteri”
Üstelik bu anlayışlarını ortaya koyduktan sonra Disk ve KESK gibi oluşumları da uyararak Bornova’daki mitinglerine davet ediyorlar. Dünya Emekçilerinin Birik ve Dayanışma Günündü bile milliyetçilik unsurlarını ve emellerini bayrak altında gizlemeye çalışarak. Öyle ya bu günü kadar sömürmedikleri değer kalmadığına göre artık Bayrak, Millet, Din gibi unsurları kullanmaktan başka çareleri kalmadı ancak bu da yetmeyecektir. Yarın ellerinde yeşil bayraklarla din propagandası yapan İşçi Partilileri görürseniz sakın şaşırmayın.
Bugün Gündoğdu meydanında Apo posteri olacak diye emekçilerin gitmesini istemeyen bu kesimin geçmişine bir bakmakta fayda var. İşçi partisi ve lideri Doğu ve Güneydoğuya yaptıkları gezilerde nasıl bir dil kullanıyordu hatırlayalım. Bu yetmez deniliyorsa o zamanlar çıkarılan dergilerine bakalım. Perinçek’in 2000’e Doğru dergisini hatırlayalım. İzlediği politikaları da. O zamanlar cebimizden çıkarmak istemediğimiz bir dergiydi. Hatta yerelde bir de anısı var. Batman Çağdaş Gazetesinin sahibi rahmetli Enver Arslan bu dergiyi aldığı için bir özel tim tarafından tehdit edilmiş konu basına da yansımıştı. Bu kadar değil. Doğu Perinçek Abdullah Öcalan’ın yaptığı basın açıklamalarında boy gösteren kişi değimliydi? Gidip özel röportajlar yapan insan değimliydi? Sözüm ona aynı ideolojik bakış açısı yok muydu? Ne oldu da bu günlere gelindi?
Öküz öldü ortaklık bitti meselesi gibi oldu sonuç. Bu sayede biz gariban vatandaşlar da gerçeklerin en azından bir bölümü görme ve kavrama şansına sahip olduk. Demek gözle görülenler bile anlamak için yeterli değil gerçekleri de görmek için biraz beklemek gerekiyor muş! Milli Merkez diyenler çok istedikleri koltuklardan uzak kaldıkları için başka merkezlerin peşinde koşmuş olmasınlar! Milli diye bilmek için önce milleti anlamak ve desteğini almak gerekiyor. Önce parlamentoya gidebilecek kadar bir destek bulmak gerekiyor. Parlamentoya gidemeyip cezaevinden yeni merkezler oluşturma mantığı artık geçerli değil! Bir araya getirmeye çalıştığınız Kurt ve Kuzuların birbirini yemesini başlarına koymaya çalıştığınız Çoban bile engellemeyez.