Korku, insanoğlunun ölümün ve acının farkına vardığı dönemlerden beri en büyük handikabıdır. Zaman zaman büyük cesaretler gösterilip üzerine yürünmüş olsa da yürüyenin kahraman olmasından veya kahraman olarak anılmasından başka bir sonuç alınamamıştır.

Korkuyu tetikleyen en büyük faktörlerden biri de şüphesiz bilinmezlik ve güç yetmizliktir. Gücünüz yetmediğinde veya bilmediğinizde mutlaka başka bir sığınma alını aramaya başlarsınız.

Tarihsel süreç içerisinde toplum yaşanlarını incelediğinizde kurban sunma geleneğinin veya davranışının değişik şekillerde sürdüğünü görürsünüz. Mantık hep aynıdır. Korunmak için kurban etmek. Her ne kadar bazı inançlarda bu iş sevgi şeklinde sunuluyor olsa da işin gerçeği hep aynıdır. Daha büyük kayıplar yerine azını gözden çıkarma…

Bu durum toplumumuzda da mevcut. Geleneksel de bakarsanız inançsal da baksanız sonuç olarak kurban gerçeği ile karşı karşıya kalırsınız.

Geçen sene kurban bayramında yazdığımız yazının başlığı “Kurban Bayramında evlatlarımızı kurban etmeyelim” şeklindeydi. Bu sene bu umudun gerçekleşiyor olması bizi sevindiren bir gelişme. Geçen sene özetle şunları yazmıştık; “…. İslam âlemi için kurban’ın anlamı Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i Allah u Teala’ya vermiş olduğu sözü yerine getirmek için yaptığı işin yine Allah tarafından doğruya evirilmesi olayıdır.

Nemrut tarafından kızgın ateşte yansın diye ateşe atılan Hz. İbrahim ateşte yanmaz ancak Nemrutun memleketini terk ederek Mekke’ye doğru hicret eder.

Yani memleketini terk etmek zorunda kalır. Ancak sürgünde olmak, başka diyarlarda yaşamak zorunda kalmak bir peygamber için bile zordur. Allaha yalvararak bir oğul ister. Duasının kabul olması durumunda da en sevdiği varlığı Allah yolunda kurban edeceğine dair bir adak tutar. İlerlemiş yaşına rağmen Hz. İbrahim’in bir oğlu olur. Bu oğul Hz. İsmail’dir. İsmail büyüyüp oyun oynayacak yaşa geldiğinde Babasının gözbebeğidir. Bir gün Hz. İbrahim rüya görür ve sözünü yerine getirmesi gerektiğine kanaat getirir. Bıçağını biler ve canı olan evladını Allah yolunda verdiği sözü yerine getirmek için kesmeye kalkışır. Bu durum karşısında yine Allahtan alan emri yerine getiren bıçak tıpkı Hz.İbrahimi yakmayan ateş gibi İsmail’in boynunu kesmez. Cebrail aleyhi selam elinde bir koçla gelir ve İsmail’in yerine koçu kurban etmesini söyler. Sonuçta Hz. İsmail kurban olmaktan kurtulur. O zamandan beri de artık Müslümanlar evlatlarını kurban etmezler. Allaha olan sadakatlerini bir hayvan keserek yerine getirirler.

Aradan geçen bunca zamana rağmen ne yazık ki Mezopotamya’nın kutsal topraklarında yaşayan insanlar evlatlarını kurban etmeye devam etmektedirler. Bazen din için, bazen toprak için, bazen gelenekler için, bazen başka şeyler için bu topraklarda her gün evlatlar kurbanlık koçlar gibi kurban edilmektedirler. İsmail’in yardımına gelen Cebrail’in gelişini bekleyenler ise gözyaşlarını içlerine dökerek bekleyişlerini sürdürmektedirler.

Oysa çok iyi bilmekteyiz ki İsmail’in olayı yol gösteren bir örnekti. Bu örneğe bakarak insanoğlunun artık aynı yolu denememesi istenmişti. O zaman bıçak kullanılıyordu şimdi ise silahlar.

Yine bir kurban bayramını hep birlikte kutlamanın sevincini yaşamak istiyoruz ancak ne yazık ki ülkemizde olup bitenler bizim adına yaraşır bir bayram kutlamamıza engel. Yüzümüz gülmüyor, içimiz istemiyor, yüreğimiz olup bitene dayanmıyor.

Dağlarda, ovalarda bu ülkenin evlatları birbirine kurşun sıkıyor. Operasyon üzerine operasyon, saldırı üzerine saldırılar yapılıyor. Memleketin her tarafına selam ve sevgi yerine cenazeler gidiyor. Toplum ayrışıyor.

Cezaevlerindeki durum ise başka bir acının adı oldu. Yüzlerce tutuklu ve hükümlü üzerlerindeki baskıyı kaldırmak ve taleplerini kabul ettirtmek için tek varlıkları olan bedenlerini açlık grevleri ile ortaya koyarak çözüm arayışına yöneldiler. Dileriz ki bu satırların yazıldığı sıralarda devam eden açlık grevleri bayram münasebetiyle varılacak olan bir uzlaşma ile sona erer ve insanların sakat kalmaları veya ölmeleri ile sonuçlanacak olan olaylar gerçekleşmez….”

Yazımızı tamamlarken de Çatışma ve ölümlerin sona erdiği bir kurban bayramı dileğinde bulunmuştuk.

Bir yıl sonra yine bir kurban bayramı kutluyoruz. Sorunların varlığına rağmen çatışmaların durmuş olmasını sevinçle karşılıyoruz. Çünkü bu durum insanlarımızın birbirlerini öldürmelerini durdurmuş durumda. Cezaevlerindeki sorunların devamını rağmen geçen seneki eylemin anlaşma ile son bulması sevindirici olmuş ve bugünkü ortamın hazırlanmasına neden olmuştu.

Geçen sene çatışmalaşırın sona ermesini dilemiştik, Bu bayramda da sorunların çözümünün gerçekleşmesini diliyor herkesin bayramını kutluyorum. Daha özgür bir dünyada yaşamak dileğiyle…