Bismil yolunda meydana gelen kaza son yılların en kanlı trafik kazası olarak literatürlerde yer buldu. Bu yazı kaleme alındığında (kazadan birkaç saat sonra) ölü sayısı 25’ti. Ocaklar söndü, yuvalar yıkıldı. Suriye’de bile bir defa da bu kadar kişi ölmemiştir. Neredeyse Felluce ile yarışacağız insan kayıpları konusunda.
Kimi şoförün çok süratli ve dikkatsiz bir sürücü olduğunu söyledi. Kimi karayollarının yol çalışması yaptığını ve kazaya davetiye çıkardığını. Hatalı sollama diyenlerde var. Bir belirsizlik var. Ancak tek bir şey çok açık; o insanlar artık aramızda yok. Yazık, günah.
Kaza ile ilgili sosyal medyada birçok şey yazıldı, çizildi. Bazı yorumlar çok ilginçti. Füze sallasan bu kadar kişiyi bir tek defada öldüremezsin, en ilginciydi.
Trafik terörü denilip işin içinden çıkılabilir. Ancak bunun sebeplerine inmemiz lazım. Bizim en büyük özelliğimiz dikkatsiz ve tedbirsiz oluşumuzdur. Aracına bindiğiniz bir yakınınızın taktığınız emniyet kemerine bıyık altından küstahça gülmesine hiç mi deng gelmediniz? Yokuş aşağı üç kuruş benzin harcamamak için fitezi boşa atana ne demeli?
Kırmızı ışıktasınız ve sarı yanar yanmaz arka araçtaki angut başlar kornaya basmaya.
Aracın tamponu hafiften dokunur öteki aracın farına. İnen kişiler önce araçlarını kontrol ederler birbirlerine geçmiş olsun dileyecekleri yerde.
Ehliyet okullarında sınava şaibe karıştırıldığı ile ilgili birçok haber okumuşuzdur. Trafik canavarı dediğin şeyde işte böyle bir şey olsa gerek.
Alkollü araç kullanan, esrarlı araç kullanan, ehliyetsiz araç kullanan sürüsüne bereket.
Üç yaşındaki oğlunu direksiyon koltuğuna oturtanı yok mu? Bunun gibi biri daha küçük yaşlardan itibaren aracını çocuğuna sürdürür. Çocukta bir gün anahtarı kaptığı gibi caddeye dalar. Aracın hâkimiyetini kaybeder ve yaşıtı bir başka çocuğu duvarda ezer. Ezilen çocuk şu an topal. Burada kim suçlu, çocuk mu, babası mı?
Bu örnekleri şunun için veriyorum; bizler dikkatsiz bir toplumuz. İnsan hayatına önem vermeyiz. Bir otomobil bir başkasının hayatından bazen daha önemli olabilir. Süratli süreriz. Emniyet kemeri sevmeyiz. İşte bu sebeplerden dolayı ölürüz, öldürürüz.
Kişisel hataların dışında başka etmenlerde var bu tür kazalarda; Karayolları. İddialara göre Karayolu burada çalışma yaparken yeterli işaret levhası koymamıştır. Yol geniş bir açıdan sert bir şekilde dar açıya düşüyormuş. Bu yüzden de kaza kaçınılmazmış. Tabii bu iddialarında araştırılması lazım.
Trafikte hata hayat karartıyor. Kim ne derse desin bence trafikte insan ölümüne sebep olanlara çok ağır cezalar verilmeli. Son zamanlarda ölümlü kazalara sebep olanlara bir nevi cinayet işlemiş gibi cezalar verilmekte, çokta iyi edilmekte. Para cezaları can yakıcı olmuş, çok iyi olmuş. Bence ehliyetlerine el konulmalı, toplumdan izole edilmeli bu tipler
Kimsenin kimseyi bu hayattan ayırma lüksü olmamalı. Trafikte bile.