Bu gün birbirinden bağımsız iki konuyu değerlendirmeye sunuyorum
KAOS ELÇİSİ
Suriye lideri Beşar Esat bu gidişle herhangi bir koalisyon gücü tarafından değil, Hür Suriye Ordusu tarafından yok edilecek.
 350 bin kişilik ordusu hızla kayıp veriyor. Kimi firar ederken, kimi sakatlanıyor veya ölüyor. Ancak Hür Suriye Ordusu gittikçe kalabalıklaşıyor. Önceleri pompalı tüfek ve tabancalarıyla tanklara direnmeye çalışan isyancılar, profesyonel ordu firarileri sayesinde her türlü silaha sahipmiş gibi görünüyor. Sosyal paylaşım sitelerinde RPG, Doçka ve Stingerlere sahip fotoğraflar kol geziyor.
Beşar Esat’ın psikopat kardeşi Mahir’in en seçkin birliklerine düzenlenen taktik saldırı tüm TV ekranlarında canlı olarak izlendi.
Demem o ki Arap Baharı bir şekilde Suriye’de de esecek. Kendisini Kaos Elçisi gibi gösteren ve Kaos’un sonunda kendi sistemini sağlamlaştıracağını düşünen Esad bu gidişle 2013 yılında devrilecek gibi gözüküyor. Çünkü üretim, ticaret, eğitim, turizm, sağlık… Vs. hiçbir şey yolunda gitmiyor ve Hür Suriye Ordusu gittikçe güçleniyor. Rusya ve İran her ne kadar şimdilik desteğini esirgemese de Suriye artık bir iç savaşın eşiğinde.
Ne diyelim? Kaostan medet uman kaosun elçisi Esat, rüzgâr ekti fırtına biçiyor. Akıttığı kanların hesabını bir takvim yılı içinde ödeyecek.
ERKEKLERE ŞİDDET UYGULAYAN KADINLAR MI?
Güleriz ağlanacak halimize diye bir deyim vardır ya, alın size ibretlik örneği; Batman Çağdaş Gazetesinde yayınlanan haber metni;
“Batman Kadınının Toplumsal Gelişim Derneği Başkanı Şükran Altun şöyle konuştu; “Kadının fiziksel olarak gücü yetse, erkeğin canına okur. Erkeğin uyguladığı şiddetten daha fazlasını yapar. Kadın erkekten daha serttir aslında. Kadınlardan gördüğüm şiddetin haddi hesabı yok. Şiddet gören erkekler de var. Fakat kadın dernekleri bunu dile getirmiyorlar, bir sır gibi saklıyorlar”
Yani dünyanın neresinde böyle bir şey görülmüş. Kadın erkeğe şiddet uygulayabilir mi? Bakın, bireysel anlamda tek tük olabilir. Adam fiziksel açıdan minicik ve karısı da devasa bir şeydir ki böyle olmasına rağmen yine de milyonda bir ancak. Böylesi bir şey yok.
Töre cinayetlerine bakın, kurban kadın.
Berdel davalarında takasa kurban edilen kadın.
Kan davasını bitirmek için geçer akçe kullanılır yine kadın.
Sevgilisinden küsen mi, karısından boşanan mı dersin, öldürülen kadın.
Bu açıdan bakınca kadının erkeğe değil, erkeğin kadına şiddetini görebiliriz ancak. Ötesi saçma bir düşüncedir.
Gönül isterdi ki erkek kadına şiddet uygulamasın ama realite bu. İşte bunun içindir ki yasal düzenlemeler sürekli kadınlar lehine değiştiriliyor.
Sırf kocası olduğu için şikâyete gittiği karakolda polisler tarafından geri gönderilen ve öldürülen onca insan gerçeğini unutacak mıyız? Benzerlerini hemen her gün görmedik, duymadık mı?
Ama AB uyum yasaları sayesinde artık bunların önü alınmaya başladı. Hatta bazı şikâyetlerde erkeğe elektronik kelepçe bile takıldı ki 100 metreden fazla yaklaşamasın diye.
Yazımın başında bunun için dedim “güleriz ağlanacak halimize” diye. Zavallı biçare kadınlar erkeğe şiddet uyguluyormuş. Nerede, kim duymuş? Bilen varsa beri gelsin yahu.
Yoksa Batman’da Amazon Savaşçıları yaşıyor da biz mi duymadık?