Pazar günü Belediye konferans salonunda Ağustos sıcağında bir panel takip ettik. Hürbakış haber sitesi ile Mazlum Der Batman şubesinin ortaklaşa düzenledikleri ve Prof. Mücahit Bilici’nin konuk olduğu panelin konusu ise ; “ Ortadoğu’daki gelişmeler ve Kürtlerin geleceğiydi.”
Ancak her ne kadar konu başlığı bu olsa bile yaklaşık bir saat süren panelde konu demokrasi ve İslam anlayışı çerçevesinde gelişti. Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki programa konuk olan Prof.Mücahit Bilici gerçekten dolu dolu bir sohbet imkanı sundu.
Konulara yaklaşım tarzı ise bildiğimiz geleneksel anlayışın ötesinde oldu. Bu farklı bakış açısının onun geldiği ortamdan da kaynaklandığını söylemek mümkün. Bizi asıl sevindiren ise İslami bir düşünceye sahip olmasına rağmen konulara ve tartışmalara yaklaşım tarzı oldu.
Ortadoğu’daki gelişmeleri İslami uyanışa bağlayan Bilici gelişen olayların halkın artık kendilerini yöneten diktatörlere karşı çıkması ve özgürleşme isteğine bağladı. Amerika’nın Arap baharı üzerindeki etkisine ise uzak duruyor. Ona göre bir İslami uyanış söz konusu ve hürriyet talebi bu gelişmelerin asıl sebebi. Buna da “Müslüman özne uyanıyor” şeklinde formüle ediyor. Müslümanların ittifak halinde olması gerektiği konusu üzerinde ise hassasiyetle duruyor.
Haklı olanın hakkını savunmasının meşru hakkı olduğunu belirten Bilici eğer bu haklılık haklı yol ve metotlarla dile getirilirse yani şiddet dışı eylemlerle ortaya konursa dünya kamuoyun tarafından daha çabuk algılanacağını, şiddete şiddetle cevap verilmesi durumunda ise taraftar bulmanın güçleşeceğine vurgu yapmakta.
Bir imam tarafından iddia edilen İslam ile demokrasinin bağdaşmayacağı konusundaki fikre cevap veren Bilici aslında İslam ve demokrasinin çok iyi uzlaştığını bunu bunun aksine yorumlama sebebinin ise demokrasiyi bilmemekten kaynaklandığını belirtmesi oldu.
Hakkın demokrasi ve şeriat çerçevesinde yerini bulabileceğine vurgu yapan Bilici Kürt meselesine de hak ve demokrasi çerçevesinde yakınlaşmayı uygun buldu.Kürtlerin Müslümanlık içerisinde görünmez kılınmaya çalışıldığını bu nedenle böylesi yaklaşımın yanlış olduğunu belirtti. Müslümanların kardeş oldukları. Müslümanlığın Türklük olduğu ve buna göre ise Türk olmanın zaten Müslümanlık olduğu vurgusu ile Türk olmayanların haklarının verilmediği tespitini dile getiren Bilici Kürt meselesindeki hak meselesinin adil bir şekilde dile getirilmesi gerektiği söyledi.
Türkiye’de şimdiye kadar laik vesayetin sürdüğü ve bu vesayet anlayışının Kürtlerin varlığını inkâr ettiği son dönemdeki gelişmelerle bu vesayetin ortadan kaldırıldığı bunun yerine ise İslami vesayetin geçmemesi gerektiğini hatırlattı.
Şiddete karşı olduğunu bu nedenle hak mücadelelerinin demokratik yöntemlerle ve sivil itaatsizliklerle gündeme getirilmesinden yana olduğunu belirten konuk buna rağmen karşı tarafın korkusu olmadan sonuca gitmenin zorluklar içerdiğini de vurgulamak durumunda olduğunu söyledi.
Çözüm sürecinde öyle görünüyor ki bir takım anlaşmalara varılmıştır diyen konuk Kürtlerin bu süreçte hangi anlayışta olurlarsa olsunlar birlikte davranmaları gerektiği ve ortak noktalarda buluşmaları gerektiğini hatırlatarak mesela dil konusunda bu ortaklaşma çok net olarak ortaya konabileceğine vurgu yaptı.
Sonuç olarak her ne kadar zamanlama açısında iyi bir döneme denk gelmemiş olsa bile Prof. Mücahit Bilici panelinin hem İslami düşünceye sahip hem de demokrasiyi benimseyen dinleyiciler için yararlı bir etkinlik oldu. Samimiyetle belirtmeliyiz ki son dönemde dinleme fırsatı bulduğumuz İslami hoşgörüyü ve demokrasiyi içine sindirmiş bir kişilikle buluşma fırsatı bulduk. Dileriz İslami anlayışı ve yönetim şeklini benimseyen dostlarımız bu değerli insandan ve görüşlerinden ders alır ve ilişkilerini bu anlayışla geliştirmeye yönelirler. Güçlerini kendilerine haksızlık yapıladığı için direnen Kürtlere karşı değil de haksızlık yapanlardan yana kullanırlar.