Hürriyet Gazetesi kuruluşunun ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin yayınlanmasının 60. yılı vesilesiyle düzenlediği etkinlik çerçevesinde Kars’tan Edirne’ye kadar 48 ili kapsayan bir organizasyona imza atıyor.

İnsanların özellikle hedef kitle olarak seçilen geleceğimiz olan çocukların insan Hakları konusunda bilinçlendirilmesi ve bilgilendirilmesinin de hedeflendiği etkinlik sayesinde hem trenlerin sevdirilmesi hem de temel insan hakları konusunda bilgilendirilmemiz sağlanacak.

Öncelikle böylesi bir çalışmaya imza attıkları için Hürriyet yöneticilerini kutlamamız gerekmektedir. Normal şartlar altında düşünüldüğünde yerinde ve etkili bir yöntem bulmuşlar. Güzel düşünülmüş yerinde ve dikkat çekici bir çalışma.

Sanırım Hürriyet gazetesinin yöneticileri ve yazarlarının İnsan Haklarının ülkemizin tüm alanlarında şanına yaraşır bir şekilde kabul edilmesi ve uygulanması için daha çok çaba gösterebilecek bir güce sahip.

Mesela Abant platformu tarafından düzenlenen son toplantının ana konusu Kürt sorunuydu. Bu toplantının sonuç değerlendirmesinin birinci maddesi basının kullandığı dilin hassasiyetine ve üslubuna yönelik uyarılar bulunmaktaydı. İnsan Hakları gibi önemli bir konuda organizasyon yapan Hürriyet yönetiminin bu konuda da öncülük yapması yerinde bir çalışma olacaktır sanırım.

Hakların okunması ve hatırlatılması kadar bu hakların günlük yaşamda uygulanması konusu da önem arz etmektedir.Başta bu organizasyonda ele alınan temel konular olmak üzere ülkemizde birçok alanda uygulamadan kaynaklı sorunlar yaşanmaktadır.En basit örneği ile geçen yıldan buyana sürdürülen “Güvenlik alanları” sınırlamaları yüzünden zaten zor durumda olan hayvancılık sektörü can çekişir bir durum sergilemektedir.Bu durum sanırım Tren’in hareket başlangıç noktası olan Doğu Anadolu bölgemizde daha net olarak görülmektedir.Bu tür sosyal sorunların tartışılmasında fayda olacağını umuyoruz.

İnsan Hakları konusu sadece işkence ile sınırlı bir alan değildir. İnsan Yaşamını zorlaştıran kurallar zincirinin kırılması için mücadelelerin sürdürülmesi gerekmektedir. Örneğin İnsanların anadillerini yasal güvence altında öğrenmeleri temel bir insan hakkı olarak kabul görmektedir. Oysa hep birlikte görmekteyiz ki uygulamada bu alanda çelişkiler yaşanmaktadır. Bir yandan TRT bünyesinde Kürtçe yayın süresi uzatılırken öte yandan bu dilin ifadesinde kullanılan harflerin yasaklanması ve yaptırımlara maruz kalması anlaşılabilecek türden uygulamalar değildir.

Bölgede tarım arazisine sahip olmayan veya yıllardır kullandığı araziye sahip olamayan binlerce aile bulunmaktadır. Yapılacak olan bir toprak reformu ile kullandıkları araziler hazineye ait olanların bu arazilerine sahip olmaları topraksız köylülerin de toprak sahibi yapılmasının sağlanması yararlı bir toplumsal proje olacaktır. İnsan Hakları treni çalışmalarına katılacak olan yazarların bu tür sorunları dile getirmeleri halinde yararlı bir işe imza atacaklarını sanıyoruz.

Bizler bu tür sorunları biliyor ve yazıyoruz ancak gerek hitap ettiğimiz kesim gerekse etki alanımız sınırlı bulunmaktadır. Ulusal düzeyde yayın yapan yayın organlarında toplumun sosyal sorunlarının işlenmesi temel insan hakkı olan yaşam hakkının rahat bir şekilde kullanılmasını sağlayacaktır ki bu da oldukça önemli bir unsurdur.

Sonuç olarak Kars’tan Edirne’ye kadar 48 il’de etkinlikler ile İnsanların temel haklarını hatırlamaları sağlanacak bir projeyi hayata geçirenleri kutluyoruz. Dileriz ki bu etkinlik bu gezi ile kalmaz yansımaları ile yıl boyu sürer. Yazar ve yönetim kadrosundan beklentimiz ise Türkiye’nin sorunlarını dile getirme ve tartışılmasının sağlanması konusunda gerekli duyarlılığı göstermeleridir. Dileriz kullandıkları dilin üslup ve kullanma şeklini toplumda farklılaştırmayı önleyecek şekilde belirlerler. Daha mutlu ve huzurlu bir ülkede kardeşçe yaşamak dileğiyle…