Hasankeyf Belediye Başkanlığı, İmam Abdullah için Ağlayan Mağarada Mevlit Töreni düzenledi. 12 Eylül 1980 İhtilalinden sonra uzun bir süre yapılamayan anma şenliğinin ilki önceki sene gerçekleştirilmişti. Bu yıl ikincisi düzenlenen etkinliğe yoğun bir ilgi vardı. Anma şenliğinin Ağlayan Mağarada yapılması etkinliği daha bir cazip kılmıştı. Hafta sonunda yapılan etkinlik çok neşeli geçti.
 
Belediye Başkanı Abdulvahap Kusen mevlit töreninde konuklarıyla tek tek ilgilendi. Batman’ın yerel sanatçılarından Veysi Güney ise sesiyle törene ayrı bir renk kattı. Kürtçe-Türkçe şarkılara zılgıtların eşlik ettiği şenlikte halaylar çekildi. Halay başını çeken Başkan Kusen ve Kaymakam Ceyhun Dilşat Taşkın’ın konuklarla bir arada olmaktan büyük keyif aldıkları her hallerinden belliydi. Mütevazı kimlikleriyle halkın takdirini kazanan Başkan Kusen ve Kaymakam Dilşat, doğrusu bu sevgiyi hak ediyorlardı.
 
Çalışkanlığı ve sempatik tavırlarıyla konukların takdirini kazanan Başkan Kusen, etkinliğin amacına uygunluğu için her şeyi düşünmüştü. İmam Abdullah için mevlit okunmuş, konuklar için mükellef bir sofra kurulmuş, müzikli bir eğlence tertip edilmişti. Daha da önemlisi ağlayan mağaraya yol çalışmaları başlatılmıştı. Yapılan yol çalışmaları her ne kadar henüz istenilen düzeyde değilse bile, profesyonel sürücüler için o bir ‘yol’du. Ama acemi sürücüler için kâbus niteliğinde birkaç yokuşun hiçte iç açıcı olmadığını üzülerek belirtmek isterim. Fakat inanıyorum ki, Başkan Kusen, bu yokuşlar için de bir hal çaresi bulacaktır.
 
Bu yıl yapılan etkinliğin Ağlayan Mağarada olması mevlit törenini daha da anlamlı kıldı. Çünkü Ağlayan Mağaranın da kendine has özellikleri vardı ve onu turizme açma zamanıydı. Ve anma töreniyle bu adım da atılmış oldu.
 
İmam Abdullah için okutulan Mevlit Töreni ve yapılan etkinlikle ilgili Başkan Kusen’le güzel bir sohbetimiz oldu. Kusen, önemli notlar iletti. Bu notları sizlerle paylaşmaktan keyif duyuyorum.
 
MÜSTESNA BİR VELİYULLAHTIR
İmam Abdullah bir semboldür. Bu bölgede İslamiyet’in yayılmasına büyük katkısı olmuş bir zattır. Hasankeyf Köprüsüne girişte soldaki tepe üzerinde bulunan İmam Abdullah Zaviyesi, Dicle Nehrine Kuzeyden bakan bir mezarlık kümesinin ortasında yer almaktadır. İmam Abdullah M.S. 638 yılında Hasankeyf Kalesini altı yüz yıllık Bizans hâkimiyetinden kurtarmak üzere düzenlenen son İslami akınlarda, Halid Bin Velid’in ünlü komutanı İyaz Bin Ganem’in sağ kolu olarak görev yapmış ve bu tarihteki Hasankeyf kuşatması sırasında şehit düşmüştür. Hz. Muhammed’in amcasının oğlu olan Caferi Tayyarın oğlu İmam Abdullah, Peygamber neslinden gelen muhterem bir zat ve müstesna bir Veliyullahtır. Bu özelliğinden dolayı türbesi, bir zaviye olarak her devirde saygı görmüş ve Eyyübiler döneminden Osmanlıların son dönemine kadar birçok kez onarılarak günümüze kadar az bir tahribatla ulaşmıştır.
HAZİRAN’IN İLK HAFTASINDA ANILIYOR
Dikdörtgen bir avlunun içinde, kare planlı olarak inşa edilmiş olan İmam Abdullah türbesinin sağ köşesinde yine kare planlı olarak inşa edilmiş bir kule ve türbenin güneyinde uzun dikdörtgen şeklinde yapılmış bir mescit vardır. Türbe ile kule arasındaki beşik tonozlu girişin kapı kanatlarının ahşap oymacılığında ve türbenin kubbesinde bulunan alemdeki incelik, 14.yüzyıl sanat zevkinin özelliklerini taşımaktadır. Sanat değeri yüksek olan bu kapı, Diyarbakır Müzesinde koruma altındadır. Kültür Bakanlığınca tescilli olan İmam Abdullah Zaviyesi, Hasankeyf ve yöre köylüleri tarafından her yıl Haziran ayının ilk haftasında anılmakta ve hafta boyunca türbe çevresinde adaklar adanarak dilekler dilenmektedir.

SÜRYANİLERİN İLİM MEKÂNIYDI
Bu bölgeye eskiden el cezire deniliyordu. Ve Süryanilerin Piskoposluk konumunda olan bir yerdi. Süryaniler için dini ve ilmi bir mekândı buralar. O dönemler bu bölgenin Hâkimi Yutalikun’du. Halit Bin Velit ile Yutalikun güçleri arasında çetin bir savaş geçiyor ve Hasankeyf Halit Bin Velit tarafından fethediliyor. Hasankeyf fethedildikten sonra da İmam Abdullah İslamiyet’i yayma adına bu bölgeye imam olarak gönderiliyor. Bu bölgede İslamiyet’in yayılmasına büyük katkısı olan bir zattır İmam Abdullah. Nasıl ki, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi bir milat olduysa, Hasankeyf’in fethi de bu bölgenin İslamlaşması açısından bir milattır.

HER SU DAMLASI FARKLI BİR MELODİ…
Ağlayan Mağaranın bulunduğu yere Gülfan diyoruz. Buranın en önemli özelliği yüksek kayalarla çevrili olmasıdır. Bu yüksek kayalar nedeniyle Ağlayan Mağara ve çevresi bütün gün boyunca hiç güneş görmez. Hasankeyf’te hava sıcaklığının 55’i gösterdiği zamanlarda bile burada hava sıcaklığı 25’i ancak bulur. Bu bölge günün her saatinde gölge ve serindir. Serin olmasının diğer bir nedeni de bu kayalardan devamlı bir şekilde suyun sızıyor olmasıdır. Bundan binlerce yıl önce su sızıntısı zamanla kayaları mağaraya çevirmiş. Ağlayan Mağara aynı zamanda bir sarnıç gibi. Mağaranın tavanından devamlı su damlaları düşüyor. Ve ilginçtir, dökülen su damlacıklarının her biri ayrı bir ses veriyor. Bir piyanon tuşlarını düşünün, nasıl ki her bir tuş farklı bir ses çıkarıyor, bu mağarada damlayan su damlacıkları da aynı onun gibi. Her bir su damlası farklı bir ses, ayrı bir melodi sanki. Sessiz bir ortamda bu damlacıklara kulak verdiğinizde her damlanın düşerken farklı bir tonda olduğunu göreceksiniz. Ağlayan Mağarayı terapi merkezi olarak da görebiliriz. İnsanın ruhunu tedavi eden bir özelliği var. Bu bölgeye serinlik veren de kayalardaki bu su sızıntılarıdır. Sıcaklardan bunaldığınız zamanlarda dahi burada serinliği iliklerinizde yaşayabiliyorsunuz.
GEÇMİŞİNİ UNUTAN GELECEĞİNİ KURAMAZ
Cemaii (anma) dediğimiz İmam Abdullah’ı anma etkinliği yüzyıllardan bu yana kutlanan bir etkinliktir. Yaklaşık 30 yıldır yasaklıydı. 80 darbesinden sonra bu türbede korkudan anma etkinliği yapılamıyordu. Oysa çocukluğumu hatırlıyorum o zamanlarda nasıl ki bayramlarda bizlere yeni elbiseler alınırdı, İmam Abdullah’ı anma şenliklerinde de bize elbiseler alınırdı. Büyük bir hazırlık yapılırdı ve bayram gelmiş gibi kutlanırdı. Uzun bir aradan sonra ilkini geçen sene kutladığımız anma törenlerini inşallah bundan böyle her sene Haziran ayının ilk haftasında kutlamaya devam edeceğiz. Bizlere kalan bu soyut mirası yarınlara ve çocuklarımıza bırakmak için büyük bir özen göstereceğiz. İmam Abdullah’ı anma etkiliğinin bu yıl ikincisi yapıldı. İlk kez ağlayan mağarada yaptık bu etkinliği. Bundan böyle de devam edeceğiz. “Geçmişini unutan geleceğini kuramaz” diye bir değim vardır. Bizler de geleneklerimizi ve kültürümüzü geleceğimize taşımak istiyoruz ve taşıyacağız. İmam Abdullah Soyut bir mirastır, buna sahip çıkmalıyız.
BU SU CİLDİ GÜZELLEŞTİRİYOR
Bu yıl ilk kez ağlayan mağarada yaptık bu etkinliği. Bu mağaranın suları hem şifalı, hem bu bölge çok serin. Tarihi doku itibariyle cezp edici yer. Mağaraya ulaşımı kolaylaştırmak için yol çalışmalarını başlattık, henüz istediğimiz düzeye gelmedi ama bitirdik sayılır. Aksi takdirde mağaraya ulaşım çok zor olacaktı. Amacımız ağlayan mağarayı hem turizme açmak, hem de şifalı sularından faydalanmak. Halkımız özellikle Ramazan Ayında sabahtan buraya gelebilecek ve akşama kadar serin bir ortamda gününü geçirebilecek. Ayrıca kayalardan sızan bu şifalı suyu musluğa taşıdık. Böylece buraya gelen halkımız su sıkıntısı yaşamayacak. Modern tuvaletler yaptık buraya. Dinlenmek için ne gerekiyorsa buraya kazandırmaya çalışacağız. Bu mağaradan akan sular şifalı sular. Özellikle cildi güzelleştiren bir özelliği var. Böbrek taşı yapmaz. Çünkü bu sular çok duru ve saf. Dünyanın en saf ve duru suyu burada diyebilirim, çünkü yaklaşık 200m kayadan süzülerek geliyor. Ağlayan Mağaranın gözyaşlarında şifa buluyor insanlar. Özellikle de cilde çok büyük faydası var.

KADINLARIN PAYI BÜYÜK
Bugünkü katılımda kadın hemşerilerimizin payı büyük, katılımı oluşturan kalabalığın %80’nini kadınlar oluşturuyor. Bu nedenle kendilerine teşekkür ediyorum. Bu yıl kutladığımız anma törenine beklediğimizin üzerinde bir ilgiyle karşılaştık. Bu da bizleri çok mutlu etti. Konuklarımızın ilgisi bizi daha çok motive ediyor bu tür soyut mirasları devam ettirmek için. İki bin kişiye yetecek kadar yemek yaptık. Batman’ın eskimeyen seslerinden yerel sanatçımız Veysi Güney de etkinliğimize renk kattı. Bundan böyle İmam Abdullah’ı anma etkinliğimizi her yıl Haziran ayının ilk haftasında kutlamaya devam edeceğiz. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.