İnsan Hakları Derneği Türkiye genelinde kendi alanı ile ilgili olarak kendini kabul ettirmiş bir derneğimizdir. İnsan Hakları alanında faaliyet gösteren, bu konu ile ilgili düzenli raporlar hazırlayıp yayımlayan bir dernek. Üye bazında da Türkiye’de hatırı sayılır bir konumda bulunmakta. Bölgemizde birazda yaşanan süreçler nedeniyle oldukça organize olmuş ve yapısını kurmuş olan bir dernek. Derneğin önemli bir özelliği de Türkiye siyasetine katkılarıdır şüphesiz. Özellikle Kürt siyasal yaşamında yer alan birçok siyasetçinin yolu İHD’den de geçmiştir. Mesela şimdiki HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş bile bir dönem İHD Diyarbakır şube başkanlığı yapmış bir siyasetçidir. Hüsnü Öndül, Osman Baydemir, Akın Birdal gibi insanların bu ailenin birer ferdi olduklarını da unutmamak gerekiyor.

İşte üyesi ve birkaç dönem de yöneticiliğini üstlendiğimiz bu derneğimiz zaman zaman Türkiyenin değişik illerinde üyelerine yönelik eğitimler düzenler ve çalışma ilkelerini aileye yeni katılan üyelere ve de diğer üyelere aktarmayı görev bilir.

Bunu yaparken de mutlaka düşündüğü konu insanların konu ile ilgili bilgilerini artırmak ve daha rahat hareket etmelerine yardımcı olmaktır.

İHD’nin bir diğer önemli özelliği kimseye bağlı olmama ilkesidir. Devletlerden ve siyasi partilerden bağımsız hareket eder. Kimsenin kurallarına bağlı değildir kuralları evrensel insan haklarıdır ve bu da evrensel insan hakları beyannamesinde yazılı olarak durmaktadır. Derneğin tüzüğü bulunmakta ve bu tüzükte de nasıl hareket edileceği tek tek açıklanmıştır.

Kısacası ilkeler bazında baktığımızda Türkiyenin de bölgemizin de ihtiyaç duyduğu ve duyması gereken bir dernektir İnsan Hakları Derneği.

Bütün bunları anlatmamızın sebebi şudur, bu dernekte son zamanlarda özellikle Batman şubesi özelinde yapılan çalışmaları ve değerlendirmeleri yaparken konunun yanlış anlaşılmasının önüne geçmeye çalışıyoruz. Yani bizim de üyesi bulunduğumuz, MYK üyeliği ve şube yöneticiliği yaptığımız derneğimizle ilkesel bir sorunumuzun bulunmadığını aktarmaya çalışıyoruz ancak uygulamalar konusunda bir takım tereddütler yaşadığımız için konuyu da kamuoyu ile paylaşmanın zamanın geldiğini düşünüyoruz.

Temel ilkelerinden ve hedeflerinden birisi de diğer derneklerde olduğu gibi üye sayısını korumak ve artırmak olan derneğimizde son dönemlerde farklı yaklaşımlar yaşandığını düşünüyor ve görüyoruz.

Birinci iletişim konusunda bir keyfilik olduğu açık. Eğer keyfilik yoksa adamcılık ve kayırmacılık söz konulu olacak ki bunun olmamasını diliyoruz. Çünkü yöneticilerin görevi yapılan çalışmalar konusunda üyeleri bilgilendirmektir. Siz üyeleri bilgilendireceksiniz üye çalışmaya katılmadığı zaman da eleştiri hakkınızı kullanacaksınız ama siz canınızın istediği üyeyi bilgilendirip canınızın istemediği üyeyi bilgilendirmeme hakkına sahip olamazsınız. Olursanız yanlış yaparsanız. Şunu kabul etmek mümkün evet bazen internetten veya başka şeylerden kaynaklı olarak haber veya mail’ler iletilmeyebilir ancak yapılan uyarılara rağmen halen aynı duyarsızlık gösteriliyorsa demek ki artık suç internet bağlantılı değil bir keyfilik söz konusu şüphesi doğar.

Bu konu ile ilgili duyarlılığımızı gösterdiğimiz halde düzelme yok. Nereden anlıyoruz?

Şuradan; 19-20 Eylül tarihleri arasında İHD Batmanda bir eğitim semineri düzenlemiş. Mezopotamya otelinin salonunda yapılan eğitim seminerine Sevim Salihoğlu,Necla Şengül,Murat Çelikkan ve Hüsnü öndül konuşmacı olarak katılmışlar. Eğitim programı kağıdında yazılanlar böyle.Bu çalışmadan haberimiz ayın yirmisinde saat 12,00’dan sonra gazeteye ulaşan (ki meslektaşlarımızın kendi imkanları ile elde ettikleri programdır)haber sayesinde oldu. Yanlış olabilir diye bir de otelden takip edelim dedik.

Gittik

Gördük

Ve döndük.

 Salonda etkinlik devam etmekteydi. Rahatsızlık vermeden geri döndük. Öyle ya yöneticilerimiz her ne kadar haber vermemiş olsalar da, kendi aralarında bir toplantı yapmış olsalar da, bizim dışımızda başka insan hakları savunucularına haber vermiş olsalar da sonuçta misafir misafirdir dedik ve bir şey demeden döndük.

Ancak bu aşamadan sonra işlerin iyi niyetli olduğunu düşünmek de mümkün değil. İnsan Hakları mücadelesine duyduğumuz saygıdan ve inançtan elbette bu yöneticilerin tavırları nedeniyle vazgeçecek halimiz yok. Ama bundan sonra bu yöneticilerin hatalarını sineye çekmek gibi bir derdimiz de olmayacak.

Ne görsek açık açık paylaşmayı temel görev bileceğiz. Ve herkes şunu çok iyi bilmelidir ki bu dernek kimsenin tapulu malı falan değil. Kazığı çakan ömrübillah orada barınamaz. Kimse vazgeçilmez de değildir. 

Son dört yıl içinde Batmana karşı takınılan tavrın ne anlama geldiğini artık herkes çok açık bir şekilde görmektedir. Batman MYK üyeliğinin neden sindirilemediği,neden bu şubeye bu kadar dokunulduğu artık sonuçları itibariyle daha net olarak görülüyor. Bugün olanları bizler dört yıl önce paylaştığımızda inanmayanlar şimdi artık hak verecekler sanırız.

Sonuç olarak İHD’nin Batman politikası yanlışlar üzerinde yürüyor. Bir yanlışı bir yanlışla kapatmak da fayda sağlamayacaktır. Bizim kişisel olarak bu alanla ilgili özel bir çalışmamız yok ve olmadı da ancak özel çalışmaları sayesinde bizi bu yazıyı yazmaya iten yöneticilerin kendilerini gözden geçirmelerinde fayda var.

Sizden çok şey istemiyoruz. Makamlarınız, mevkileriniz sizin olsun. Bari çalışmalar konusunda bilgi verin kardeşim. Bunu da yapamıyorsanız biz adil, eşit insan hakları savunuculuğu yapıyoruz demeyin de insanlar inandıkları gibi davransın.