Gözleri görmeyen bir kişi, bu durumundan kurtulmak için çareler aramaya başlamış.
Başvurmadığı hekim ve bilge kalmamış. Fakat kimse ona yardımcı olamamış.
Günün birinde bir bilge, ona şöyle bir öneride bulunmuş:
 “Eğer hiç derdi tasası olmayan birini bulur ve onun gömleğini gözlerine sürersen, gözlerin o an görmeye başlar” demiş.
Gözleri görmeyen kişi, yollara koyulmuş. Dağ, tepe dolaşmış, fakat dertsiz tasasız birini bulamamış.
Tam umudunu kesmek üzereyken, bir köyde karşılaştığı yaşlı bir adam, ona bir umut vermiş.
“Şu dağın tepesinde bir çoban yaşar” demiş. Onun hiçbir derdi tasası yok gibi gözükür.”
Gözleri görmeyen adamcağız, dağa yönelmiş ve zar zor tepeye dek çıkarak çobana ulaşmış.
Bir derdi, tasası var mı diye çobanla uzun uzun sohbet etmiş.
Çoban, huzurlu bir şekilde hiçbir derdi ve tasası olmadığı için şükrediyormuş.
Onun bu durumuna çok sevinen yolcu, oraya kadar gelmesinin nedenini açıklamış ve çobana isteğini bildirmiş.
“Şu gömleğini ver de, ben de dünyayı bir seyredeyim” demiş.
Çoban bir süre sessiz kaldıktan sonra, şu karşılığı vermiş:
“Fakat benim gömleğim yok ki…”
Önemsediğiniz, sizin için değerli olduğuna inandığınız durumlar karşısında, önünüze çıkan engellere verilen isimdir dert.
Biliyorsunuz; ne kadar değer taşırsa bir yürek, o kadar de dertlidir. Yaşam, değerlerimizle anlam bulduğuna göre dertlerde onun bir parçasıdır. Sonuçta ulaşma çabamız ölçüsünde değerlenir her şey.
Gökyüzünü bulutsuz görmek nasıl ki mümkün değilse, dertsiz birini görmek de mümkün değildir. Ama derdini dert etmeyen insan vardır. Değişen dertler vardır. Sorunlara karşı direnirken bile hayatı kaçırmayanlar vardır.
Yaşadığımız bu evrende, hangimiz çırpınışlar yaşamıyor. Hangimiz çareler aramıyor. Ve eyvah! Bu işin içinden de nasıl çıkacağız demiyor ki…
Bizi nelerin beklediğini bilmediğimiz bir yolculuk halindeyiz. Hiçbir derdin, tasanın olmadığı sıkıntı ve zorluğun yaşanmadığı bir durak da yok.
Derler ki; dert denen bu zor arkadaş sanıldığı kadar da kötü bir şey değil. Bazı durumlarda bize faydası olduğu bile söylenebilir. 
Dertsiz insan yavandır, hamdır. Tatsızdır, tuzsuzdur… Dertlerle baş etmeye çalışmak insanı güçlü kılar. Bir başkasının derdiyle dertlenme erdemini gösteren kişi kendine değer katar. Daha az bencil, daha çok merhametli olur.
Her insanın bir değeri vardır, değerleri ölçüsünde de dertleri vardır ve kurguladığı kadardır.
En nihayetinde; biraz et, biraz kemik, biraz can, biraz kandan ibaretiz ve her halükarda ölüme ayarlı varlıklarız. İnsanın olduğu yerde de dertleniriz.