Kürt sorununun geldiği nokta artık kendini her alanda hissettirmeye yetiyor. Öyle görünüyor ki aslında hiç kimse çatışma istemiyor ama nedense bu isteksizliği yaşama geçirmek mümkün olmuyor.
Neden belli siyasette gerekli adımların atılmaması.
Geçen gün Diyarbakır Emniyet Müdürlüğüne yeni atanan Recep Güven bir toplantıda yaptığı konuşma ile Türkiye’nin gündemine oturdu. Hem konuşan kişi hem de konuştuğu konu ve vurgulamaları sıra dışı olunca Türkiye kamuoyu hassasiyetini ortaya koymuş oldu.
Güven; dağda ölen PKK’lilere ağlamayanların insanlıklarından şüphe duyduğunu ifade ederek kendisinin de ağladığını belirttikten sonra bugünkü çatışmaların zeminini hazırlayan olayların bir bölümünün de bölgede uygulanan politikaların sonucu olduğunu hatırlattı. Aslında söylediklerini bugüne kadar hemen hemen konuya duyarlı herkes dile getirmişti ancak birileri bunu söyleyince taraf olarak görülünce etkisi azalıyordu.
Bir Emniyet Müdürünün bu kadar cesur bir şekilde somut belirlemeleri ortaya koyması aslında takdir edilmesi gereken bir olaydır. Bu nedenle ister insani ve vicdani olsun isterse başka bir şey sonuç olarak bu görüşleri ortaya koyduğu için Recep Güven’e teşekkür etmek gerekiyor.
Diyarbakır Emniyet Müdürü aynı zamanda siyasetçilere de bir ders vermiş oldu. Kürt sorununun güvenlik eksenli politikalarla çözümlenemeyeceğini güvenliğin içinden gelen bir kişi olarak net olarak ortaya koymuş oldu.
Yani siyasetçilerin Kürt sorununun çözümü konusunda güvenlik politikaları önerdiği bir dönemde Emniyet Müdürü Recep Güven bir güvenlik mensubu olarak çözümün güvenlik politikalarında değil siyasi kararlarda ve politikalarda olduğunu hatırlattı.
Diyarbakır aslında bölgenin kalbi olarak uygulanan politikalardan en çok etkilenen illerimizden biri. Dolayısıyla buradan gelen seslere iyi kulak vermek gerekiyor. Geçmiş dönemde halkla kurduğu sıcak ilişkiden rahatsız olanlar tarafından düzenlenen saldırı sonucunda yaşamını yitiren Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okan bölgede ve Diyarbakır’da hala saygı ile anılan bir kişilik olarak kabul görüyor. Öyle görünüyor ki görüş ve yaklaşımı ile Recep Güvende bütünleşmeyi sağlamak için adımlar atmaya niyetli ama Gaffar Okan’ın başına gelenin Recep Güvenin başına gelmemesi için herkesin duyarlılığını artırması gerekir. Kim ki sorunun barışçıl çözümü için olumlu bir adım atar ve doğru bir söz söylerse onun takdir edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bir Emniyet Müdürünün bilinen gerçekleri ifade etmesi ile ortamın güllük gülistanlık olmayacağını elbetti bilenlerdeniz. Ancak söylenen bir sözün siyasette yaptığı yansımaya bakınca nelerin yapılması gerektiği ve nelerin takdir edilmesi gerektiği de ortaya çıkıyor. Hükümet sözcüsü Bülent Arınç açıklama ile ilgili yaptığı yorumda düşüncelere katıldığını ifade etti. AKP Grup başkanvekili de açıklamayı olumlu bulduklarını ifade ettiler. CHP de tespiti yerinde gördü. Siyaset arenasında bu sese olumsuz tepki veren tek siyasal parti MHP oldu. MHP sözcüsü Oktay Vural yaptığı açıklamada Emniyet Müdürüne hitaben yaptığı açıklamada siz “PKK’lılara ağlayacağınıza kendi halinize ağlayın” diyerek sorunun çözümüne ve gerçekliklere ne kadar uzak olduklarını da vurgulamış oldular.
Sonuç olarak söylenebilir ki Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven Kürt sorununun bugüne kadar ve bu hale gelmesi konusunda yapmış olduğu tespitler doğru tespitlerdir. Bu tespitlere doğrudur demek yetmiyor. Siyasetçilerin görevi söylenen doğruları onaylamakla sınırlı değildir. Söylenen doğrular için gereğinin yapılması da lazımdır. Evdekilerin dağa çıkmaması için, dağdakilerin eve dönmesi için gerekli şartların hazırlanması siyaset mekanizmasının görevidir ve bu görev en kısa sürede yerine getirilmelidir. Bir Emniyet Müdürü çıkıp yanlış politikaları hatırlatıyorsa ve bu takdir edilen bir adım olarak görülüyorsa gereği yapılmalı. Gereği yapılırsa bakarsınız aynı şekildeki açıklamalar başka taraflardan da gelmeye başlar.