Değerli Okurlar, İnsan Hakları Haftasında güzel şeylerden de söz etmek gerekiyor. İnsan Hakları Günü ile ilgili olarak yaptığım değerlendirmede tarihe nam salmış zalim yöneticilere dikkat çekmiştim. Okurlarım o yazıma ilgi gösterdiler, teşekkür ediyorum.

Bugün dünyanın iyiliği, insanlık ailesinin mutluluğu, huzuru ve barışı için gönüllülük temelinde çalışmalar yapanlardan söz etmek istiyorum.

Aslında Aralık ayının ilk haftasında gönüllülerden söz etmeliydim. Not almama rağmen 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü’nü unuttuğumu gözlemledim.

İnsanlık tarihinde iz bırakanlar çok olmuştur.

Bazıları rahmetle, bazıları nefretle anılıyorlar…

Yazılı tarihin kaydettikleri unutulmaz…

Yüzyıllar değil, bin yıllar geçse de zalimlik ve barbarlıkla adlarını duyuranlar nefretle anılmaya devam edecekler…

Kendilerine ‘Gönüllü’ denilen, insanlık ailesinin iyiliği, maslahatı, huzur ve selameti için çabalayanlardan olanlara, karşılıksız olarak bu amaçlar için gayret gösterenlere, vakitlerini ve paralarını harcayanlara gerçekten çok büyük saygı duyuyorum.

İnsanlık ailesinin mutluluğu için gönüllülük temelinde çalışmalar yapanlarla dünya değer kazanıyor. Diyelim ki Afrika’da salgın hastalıklar baş göstermiş. İnsanlar kitleler halinde yaşamlarını yitiriyor…

Birilerinin yardıma koşması gerekmez mi?

Ya da bir ülkede savaş veya doğal afetler yaşanmış olsun. Çok zor duruma düşen insanların imdadına kim koşacak veya koşmalı?

Bir ülkede çok zalim bir yönetimin, dikta rejiminin olduğunu düşünelim. İnsan hakları ihlalleri sınır tanımıyor. Zalim diktatörün insafına terk edilen insanları kendi başlarına bırakmanın ne anlama geldiğini düşünebiliyor muyuz?

Bir ülkede dünyayı tehdit eden bir çevre felaketi yaşandığını hayal edelim. Ya da sizler misalleri, örnekleri çoğaltınız…

Eğer herkes evinde oturup, gelişmeleri televizyonlardan izlemekle yetinse, acaba o ülkenin insanlarının hali nice olacak?

İşte duyarlı sivil toplum örgütleri bunun için vardır. Hiçbir karşılık beklemeden insanların yardımına koşanlardan söz ediyorum…

Sınır Tanımayan Doktorlar, savaş veya doğal felaket olsun fark etmiyor. Hemen kendi imkanlarıyla veya bazı duyarlı sponsorların desteğiyle zor durumdaki insanların yardımlarına koşuyorlar…

Sınır Tanımayan Avukatlar, güçsüzlerin, sahipsizlerin, ezilenlerin hak ve hukuklarını korumaya çalışıyorlar…

İnsan Hakları örgütleri, hemen hak ihlallerinin üzerine gidiyorlar. Bugün insan hakları örgütlerinden olmasaydı, dünya çok daha kötü yönetilecekti…

Greenpeace gibi sınır tanımayan çevre örgütleri sayesinde temiz nefes aldığımızı unutmayalım…

Afrika’da açlıktan kırılan insanların imdatlarına koşan yardım kuruluşlarının öneminin farkında mıyız acaba?

İsim vermeyi gereksiz buluyorum. Çünkü bazı STK isimleri verecek olursam, belki yanlış anlaşılabilirim. Siz sadece gönüllü yardım kuruluşları diye düşünün. İnanın felaketlere maruz kalmışların gözü hep duyarlı insanların yolundadır…

Dünyanın gerçekten gönüllülere ihtiyacı bulunmaktadır. Dünya Gönüllüleri Günü ve dolayısıyla gönüllülerle ilgili ansiklopedik bilgi sunmak istiyorum. Çok ağır bedeller gerektirmeyen basit gönüllü çalışmalar hakkındaki bilgiler ışığında herkese düşen görevlerin olduğunu göreceğiz:

“Birleşmiş milletler genel kurulu, 1985 yılında, gönüllü çalışmaları ve faydalarını dünya çapında duyurmak ve gönüllü programlara katılımı arttırmak amacıyla '5 Aralık' tarihinin her yıl dünya gönüllüler günü olarak kutlanmasına karar verdi. 1985 yılından bu yana Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 123 ülkede 5 Aralık, Dünya Gönüllüler Günü olarak kutlanıyor. Gönüllü hizmetleri daha da yaygınlaştırmak ve tanıtmak için; birleşmiş milletler genel kurulunun 2001 yılını, dünya gönüllüler yılı olarak ilan etmesiyle birlikte, bu konuda yapılan çalışmalar ve hazırlıklar da daha fazla önem ve hız kazandı.

Dünyayı Daha İyi Bir Yer Haline Getirebilmek İçin Yapabileceğiniz 11 Şey: İnsanlığı sevgi, yardımlaşma ve iyi niyet kurtaracak...

1. Hala yeni olan ama giyilmeyen, kullanılmayan eşyaları ihtiyaç sahipleriyle buluşturmak.

Birçoğumuzun yeni ama giymediği kıyafetleri var. Bunları ihtiyaç sahipleriyle buluşturarak hem dolabınızdaki fazlalıklardan kurtulmuş hem de bir ihtiyaca çözüm bulmuş olursunuz...

2. Sokakta üşüyen bir çocuğu gördüğünüzde montunuzu onunla paylaşmak.

Çoğumuz böyle insanların yanından geçip gidiyoruz...

3. Kullanılmayan, çöp olarak görülen şeyleri geri dönüşümle farklı malzemeler haline getirerek yararlanılmasını sağlamak.

Çöp olarak gördüğümüz o kadar çok şey var ki geri dönüşümle yeniden kullanılabilecek, kendin yap projeleriyle evinizdeki küçük süsler haline gelebilecek...

4. Soğuk havalarda, sokakta yaşayan dostlarımız için barınak sağlamak, yiyecek bulmalarını kolaylaştırmak.

Yazın olduğu kadar kışın da yiyeceğe, suya ihtiyaçları var. Üstelik bir de soğuk havada barınacak yer arıyorlar. Kendi imkanlarınızla böyle ufak bir kulübe yaparak siz de sokaktaki minik dostlarımızı düşünebilirsiniz.

5. Geleceği parlak, okumayı seven, ihtiyaç sahibi bir öğrencinin eğitim giderlerine yardımcı olmak.

Çok yüksek bağışlar yapmanıza gerek yok, gönlünüzden koptuğu kadarıyla da bir öğrencinin geleceğine ışık tutabilirsiniz.

6. Sokakta yaşayan, ihtiyacı olan insanlarla yiyeceğini ya da en azından bir kap çorbanı paylaşmak.

İnanın o insanların gönlü o kadar yüce ki, bunu size geri ödemek bile isteyebilirler...

7. Lösemi hastası çocukların hayallerini gerçekleştirmek ve onların yüzündeki tebessüme neden olmak için küçük adımlar atmak.

Jhonny Depp'in Jack Sparrow kostümü ile onu çok seven çocuklarını ziyaretini hatırlarsınız. İşte dünyayı güzelleştirmek böyle bir şey...

8. Sevgiye ve saygıya ihtiyaç duyan yaşlılarımızı ziyaret ederek onların özledikleri yakınları olmak.

Kapıdan girip, halini hatırını soracak insanları bekleyen kişi sayısı o kadar fazla ki; onlarla kısa bir sohbet etmek için, bekledikleri yakınları olmak için bu insanları ziyaret edebilirsiniz.

9. Yağmurda kalan ve ıslanan biriyle, hiç tanışmıyor olsanız bile şemsiyenizi paylaşmak.

Bazen iyilik yapmak için sebep aramamak gerekli...

10. Yeryüzünü griden yeşile dönüştürebilmek adına en azından her yıl bir fidan dikmek.

Vallahi yeşile hasret kaldık! Bunu artık kendi ellerimizle başaracağız.

11. Ne olursa olsun nezaketi elden bırakmadan, kırıcı olmadan, nefret saçanlara inat dünyaya sevgi tohumları ekerek yaşayabilmek.”