Doğal afetler karşısında kişi doğrudan etkilenebilir veya yakın çevresinin ciddi yaralanmalarına ve hatta ölümüne tanık olabilir. Bu süreçte yaşanan psikolojik duygu durum değişiklikleri travma kapsamında değerlendirilmektedir. Yaşanan afetin ardından bireyin hemen normal hayata dönmesini beklemek doğru olmayacaktır. Bu sürecin üstesinden gelmek aylar bazen yıllar sürebilmektedir. Afetlerin insan psikolojisi üzerinde endişe, korku, üzüntü, öfke gibi olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bununla birlikte uyku güçlüğü, iştah kapanıklığı ve sinirlilik hali de görülebilmektedir. Yaşanan ruhsal çöküntü ardından bireyin normal hayata adapte olmasını güçleşmektedir.

Deprem gibi büyük travmatik olaylardan sonra olağandışı bazı tepkiler verilmesi normaldir. Bu tepkiler şu şekilde sıralanabilir;

·         Güvende hissetmeme, öfke, suçluluk, umutsuzluk, kaybolmuş hissetme, rahatsız edici rüyalar;

·         Unutkanlık, dikkat sorunları, kafa karışıklığı, hesaplama yapmada güçlük, sürekli olayı düşünme;

·         İştah ve uykuda artma/azalma yönünde değişiklikler, dinlenememe;

·         İletişim sorunları, yalnız kalma isteği, yaşananları sürekli anlatma isteği, ağlama nöbetleri, alkol/sigara/ilaç kullanımında artış, bazı yer ve etkinliklerden kaçınma.

Kendinizi daha iyi hissetmek için neler yapabilirsiniz?

·         Olaydan sonraki ilk günlerde hissettiğiniz kaygı sizi çıldıracak ya da ölecekmiş gibi hissettirebilir. Unutulmamalıdır ki; bu duyguları yaşayan sadece siz değilsiniz. Zamanla kaygınız azaldıkça bu duygular da ortadan kalkacaktır.

·         Yaşadığınız olayı sizi dinleyecek bir yakınınız ya da sevdiklerinizle sık sık konuşmaktan kaçınmamalısınız. Sosyal destek ağı, duyguların ve düşüncelerin bastırılmadan rahatça ifade edilebilmesi iyileştirici bir etkiye sahiptir.

·         Deprem sonrası kapalı ortamlara girmek ya da kalabalık yerlerde bulunmak zorlayıcı olabilir. Böyle zamanlarda kaçınmadan ancak yanınızda güvendiğiniz bir kişi ile bunları yapmayı deneyebilirsiniz.

·         Gereksiz medya takibi ve doğaüstü yorumlar gibi dedikodu mahiyetindeki açıklamalardan kaçınmalısınız.

·         İlk günlerde yaşanabilecek uykusuzluk, iştahsızlık ve kaygı halini gidermeye yönelik alkol, sigara ve sakinleştirici ilaç kullanımından kaçınılmalıdır.

·         Böyle olaylardan sonra insanlar bir suçlu arama eğiliminde olabilirler (senin yüzünden, benim yüzümden vb.) Böyle söylentilerin ya da iç konuşmalarınızın hedefi olmaktan kaçınmalısınız.

·         “Şöyle hissetmeliyim, nasıl böyle düşünürüm, ben anneyim/babayım, sorumluluklarım var” gibi kendinizden yüksek düzeydeki beklentilerinizi düşürmeye çalışıp, insan olduğunuzu ve beklenmedik bir olaya karşı doğal tepkiler verdiğinizi hatırlamaya çalışmalısınız.

Eğer kişi;

·         Enkaz altında kalmışsa,

·         Aile bireylerinden enkaz altında kalan varsa,

·         Arkadaşları arasında enkaz altında kalan varsa,

·         Enkaz altında bir yakını vefat etmişse,

Gelişim dönemi belirtileri dikkate alınmaksızın mutlaka bir ruh sağlığı uzmanından destek alınmalıdır.

Anne babalar yaşanılan doğal afet karşısında ilk şokun ardından çocuklarına durumu anlatmakta oldukça zorlanmaktadır. Bu konuda dikkat edilmesi gereken en önemli şey öncelikle çocukları sosyal medya ve televizyonda paylaşılan yetişkin içeriklerinden uzak tutmak olacaktır. İkinci olarak yaşanılan olayın üzerini kapatmak, hiçbir şey olmamış gibi davranmak ve çocuğa hiçbir bilgi vermemek sağlıklı bir yaklaşım olmayacağı gibi, çocukların yaşına bağlı olarak gelişen algı düzeylerine göre hikayedeki boşlukları kendileri doldurarak durumu iyice felaket senaryosuna dönüştürmelerine ve korkuyu, kaygıyı arttırarak kendilerini daha da güvensiz hissetmelerine neden olacaktır.

Çocuk ve ergenler üzerindeki olası ruhsal travmatik etkiler ve bazı öneriler

Çocuklar yaşamlarının olağan ritmi dışında gelişen olağan dışı olaylara travmatik tepkiler verebilmektedirler. Bu tepkiler genel belirtiler halinde olabildiği gibi her yaş ve gelişim dönemine ait çocuğun kendisine özel belirtiler de olabilmektedir. Çocuk yaşadığı travmatik olayı hem kendi yaşamına hem de yakınlarının yaşamına tehdit olarak algılar.

Bebeklerde Görülebilecek Belirtiler;

·         Kaygılı ve korkulu görünme,

·         Tuvalet eğitimi varsa gerileme şeklinde alt ıslatma,

·         Konuşmaya başladıysa gerileme şeklinde konuşmada duraksama ya da kekeleme,

·         Ebeveynlerinden ayrılma korkusu,

·         Uykuya dalmakta ve devam etmekte zorlanma,

·         Yaşanılan travmatik olayla ilgili tekrarlayan oyun oynama arzusu.

Okul Öncesi Çocuklarda Görülebilecek Belirtiler;

·         Gerçekçi olmayan korkularda artış (karanlık-canavar korkusu vb),

·         Günlük yaşama uyum güçlüğü,

·         Saldırgan davranışlar gösterme,

·         İçe kapanıklık,

·         Gerileme davranışı gösterme-bebeksi konuşma-alt ıslatma vb.

Okul Dönemi Çocuklarında Görülebilecek Belirtiler;

·         Okul reddi,

·         Kabus görme, uyku sorunları,

·         Dikkati toplamakta zorlanma,

·         Agresif davranışlar,

·         Gerileme davranışı gösterme.

Ergenlerde Görülebilecek Belirtiler;

·         Geleceğe dair olumsuz düşünceler,

·         Çaresizlik hissinde yoğunlaşma,

·         Yetişin gibi davranma,

·         Ebeveynlerle çatışmalarda artma,

·         Tehlike algılarında azalma görülebilmektedir.

Tüm bu tepkiler olağan dışı bir olaya verilen doğal tepkilerdir; ancak burada önemli olan bu tepkilerin ne kadar süre devam ettiğidir. Bu belirtiler;

·         2 haftadan fazla devam ediyorsa,

·         Çocuk ya da ergenin günlük yaşamını işlevsizleştiriyorsa,

·         Fiziksel etkiler (karın ağrısı, iştah azalması, vb.) yoğunluğu azalmadan artarak devam ediyorsa, uzman desteğine başvurulmalıdır.

Onlara yaşanılan olayın üzücü olduğunu fakat orada yanlarında olduğunuzu, zarar gören insanlar için birlikte destek olabileceğinizi söyleyebilirsiniz. Böylelikle yaşanılan durumu düzeltmenin zor ama mümkün olacağı algısını ve bunun bir süreç olduğunu, düzeltmek için zaman gerekeceğini, doğal afetlerin hayatın bir parçası olduğunu, insani önlem alınmasının ne kadar önemli olduğunu ve elbette kendilerini korumak için ne yapmaları gerektiğini de ebeveyn olarak sağlamış olursunuz.

Araştırmalara göre deprem gibi doğal afetlerin alkolle ve madde sorunlarına, depresyon, panik atak, TSSB (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) ve kaygı bozukluğu gibi ruhsal sorunların ortaya çıktığı, şiddetin ve saldırganlığında artabildiği ortaya çıkmıştır. Bu sebeple deprem sonrası ilk müdahalelerin ardından depremi yaşayan kişilerin çok geçmeden psikolojik destek alması, bu ruhsal sorunların ilerlemesini ve kronikleşmesini önlemek adına son derece önemlidir. Ülkemizde de deprem sonrası deprem bölgesinde çalışmak üzere görevlendirilen doktor ve psikologlar bulunmaktadır. Temel ihtiyaçlar sağlandıktan sonra psikolojik destek sağlamak için deprem bölgesine giderek psikolojik destek faaliyetlerini sürdürürler.