Cumartesi güne Mado tesislerinde valimiz sayın Yılmaz Arslan’ın kahvaltı konuğuyduk. Batmandaki Basın Yayın organları çalışanları ile bir kahvaltıda bir araya gelmeyi tercih eden valimiz ile hem bir tatil gününün sabahında birlikte olma keyfini yaşadık hem de güzel bir kahvaltı yaparak ilimizin sorunları konusunda konuştuk.
Bir kentin yöneticileri başarılı bir iş yapmak istiyorlarsa ve bunu da kamuoyu ile paylaşmak istiyorlarsa yani kısacası eğer halkın yönetimine taliplerse o zaman mesajlarını halka iletmeleri gerekmektedir. Bunu gerçekleştirecek olanlar da şüphesiz basın yayın alanında çalışan insanlardır.
Cumartesi günü yapılan sohbette kentin değişik sorunları dile getirildi ve sayın valiye konularla ilgili sorular soruldu. Öyle anlaşılıyor ki vali Yılmaz Arslan sorunları duyma ve görüşlerini kamuoyuna aktarma konusunda basınla iç içe olmak istiyor. “Bir sorun varsa bize ulaşın” mesajını hem genel hem de özel toplantılarda dile getirmeye devam ediyor.
İlimizde sorun haline gelmeye başlayan Suriyeli sığınmacıların durumundan, Belediye valilik ilişkilerine kadar birçok konuda meslektaşlarımızın soruları ile muhatap olan Arslan’ın temel yaklaşımı inisiyatifin iyi yönde kullanılması olarak ifade edilebilir. Belediye ile ilişkilerin karşılıklı görev anlayışı içerisinde geliştirilmesi gerektiği, valilik ile Belediyenin karşı karşıya olan iki kurum değil birbirlerini tamamlayan kurumlar olduklarını, suçu hakim kararı ile tespit edilmeyen kimsenin suçlu sayılamayacağını belirten vali bu konudaki yaklaşımını da ortaya koymuş oldu.
Son dönemlerde gerek münferit olaylarda, gerekse asayiş olaylarında polisin vatandaşa karşı sert davranışlar içerisinde olduğuna yönelik haberlerle sık sık karşılaşır olmamızla ilgili sorduğumuz soruya verilen cevap ise iyi değerlendirilmesi gereken bir cevap olarak karşımızda duruyor.
Sayın vali meydana gelen münferit olayların genelleştirilmemesi gerektiğini önemle vurgulamak istiyor.Bir teşkilatın içerisinde zaman zaman yanlış yapan personelin olabildiğini ancak burada önemli olanın vatandaşın hakkını arayıp arayamadığı meselesi olduğunu vurgulayan Arslan; “Bize ulaşan her konuda gerekli hassasiyetin gösterildiğine inanılması ..” gerektiği vurguluyor.
15 Şubat-1 Mayıs döneminde meydana gelebilecek toplumsal gösterilerle ilgili takınılacak davranış ile ilgili soruya ise verilen cevap dikkat çekiciydi. Adı geçen tarihler arasında Öcalan’a yönelik komplo, 8 Mart kadınlar Günü, 21 Mart Newroz Bayramı, 1 Mayıs işçi Bayramı gibi toplumsal katılımın olduğu günler var.
Vali Yılmaz Arslan bu konu ile ilgili olarak özetle şu belirlemelerde bulundu. “Bizim edindiğimiz bilgiler ve bize ulaşan söylemlere göre polisin toplumsal olaylara müdahalesi noktasında iyi giden gelişmeler var. Bununla birlikte adı geçen dönemde olayların meydana gelmemesi için kurumsal olarak bize yapılacak başvurulara yasalar çerçevesinde olumlu bakma eğilimindeyiz. İlimizde her kesin haklarını kullanma noktasında elimizden gelen çabayı göstermekteyiz. Miting ve benzeri etkinlikler izin istenirse elbette yapılabilir. Hangi alanda hangi etkinliklerin yapılacağı bellidir. Zorlamalar olmadığı müddetçe elimizden gelen yardımı yaparız ancak birileri çıkıp biz kurul mural dinlemeyiz istediğimiz şekilde davranırız derse bu da doğru bir yaklaşım olmaz. Biz imkânlarımız ölçüsünde devletin şefkat elini göstermek istiyoruz ve bunun çabasında olacağız ancak gerekli olduğu yerde devletin kudret elini göstermemiz gerekiyorsa bunu da yaparız” demek suretiyle yaklaşımını göstermiş oldu.
Bu durumdan çıkarılacak sonuç şudur. Adı geçen tarihler arasında düzenlenecek etkinlikler konusunda gerekil izin başvurularının zamanında yapılması gerekmektedir. Bu başvurulara verilecek olumlu cevaplar ve izinler sürecin yumuşak geçişini de sağlamaya vesile olacaktır. Böylesi hassas bir süreçte halkın ve halk adına hareket eden siyasal oluşumların kurallara uymasının, devletin de devlet olmanın gereği olarak şefkat elini göstermesinin yararlı olacağı düşüncesindeyiz. Kural tanımama ve devletin kudret eli uygulamalarından bugüne kadar olumlu bir sonuç alınmadığı bütün pratikliği ile ortada durmaktadır. Yapılması gereken bundan ders çıkarmaktır.