Bayram öncesinde Sason ilçemizin Kelhasan köyü kırsalında PKK militanları ile Askerler arasında bir çatışma çıktı. Bu çatışmada edinilen bilgilere göre 1 PKK militanı öldürüldü. Çatışma haberinin İlimize ulaşmasından sonra çatışmayı durdurmak amacı ile bölgeye HDP ve BDP öncülüğünde çok sayıda insan akın etmeye başladı.

Ancak çatışma bölgesine giren canlı kalkanlardan 83 tanesi gözaltına alınarak Sason Jandarma Taburuna getirildi. Buraya getirilen kişilerin arasından Batman merkez, İkiköprü belde ve Beşiri ilçe Belediye eşbaşkanları da bulunmaktaydı. Üç gün süren ifade alma sürecinden sonra gözaltına alınanlardan 26 tanesi tutuklandı geri kalanlar ise serbest bırakıldı.

Bu konu ile ilgili olarak elbette akla gelen ilk suçlama güvenlik bölgesi sınırlarının ihlal edilmesi oldu. Çünkü artık bölgemizin birçok alanı güvenlik bölgesi ve buna karşın hala birçok vatandaşımız güvenlik bölgesi kararı alınan alanların sınırlarını da yaptırımlarını da bilmiyor. Öyle görünüyor ki yetkililer de kendilerini garantiye almak için önlerine gelen her alanı güvenlik bölgesi ilan etmeyi tercih ediyorlar ki bu da doğru bir yaklaşım olarak görülemez. Çünkü o alanlarda binlerce vatandaşımız geçim kaynakları bulunmaktadır.

Neyse konumuza geri dönelim. Edinilen bilgilere göre gözaltına alınıp tutuklananlara isnat edilen suç; örgüt üyeliği. Ancak bu durumda bir çarpıklık var gibi görünüyor.

Neden mi?

Çünkü aynı alana gidenlerin sayısı 83 kişi ve bunlar gözaltına alınıyor.

Yapılan savcılık sorgusundan sonra Mahkemeye tutuklanması amacı ile gönderilenlerin sayısı 27

Ve hakimin kararından sonra tutuklananların sayısı 26

Batman Belediyesi Eşbaşkanı Sabri Özdemir de denetimli serbestlik şartı ile serbest bırakılıyor. Gözaltına alındıktan sonra tutuklananlar ise şunlar; Batman Belediye Eşbaşkanı Gülistan Akel, HDP il Eşbaşkanı Rojda Sürücü,  DBP İl Eşbaşkanları Mehmet Candemir ve Songül Korkmaz, HDP Merkez İlçe Eşbaşkanı Abdullah Yıldız, DBP merkez İlçe Başkanı Remziye Kaftan,  Batman İl Genel Meclisi Eşbaşkanı M. Salih Altun, HDP ve DBP il yöneticileri Afif Filiz, Şehmus Azboy,  HDP Kozluk ilçe Eşbaşkanı Mütezzen Öztekin, HDP Kozluk ilçe yönetici Leyla Onuk, Beşiri Belediye Eşbaşkanı Mustafa Öztürk, İkiköprü Belediye Eşbaşkanları Hidayet Tiryaki ve Osman Karabulut, Batman Belediyesi Eşbaşkan Yardımcısı M. Ali Nasıroğlu, Batman Belediyesi Meclis Üyesi Zehra Gönül ve parti yöneticileri Salihe Karasu, Nazime Avcı, Eyüp Yağız, Süleyman Kaya, Ülmiye Aratemur, Faysal Eripek, M. Şerif Yağız, Şahin Aydın, Nurten Üzümcü.

 Bu tabloya baktığımızda bir ay sonra seçime girecek olan HDP’nin önemli sayıdaki yönetici ve kadrolarının tutuklandıklarını gözlemlemek çok da zor değil. Bu nedenle de tartışmalar bu minvalde yürüyor. Yanı yapılan tutuklamaların legal siyasal alanda mücadele edenlerden oluştuğu ve bu partinin seçimlerde çalışmasının engellenmeye çalışıldığı iddiaları var. Tutukluların tamamının aynı anlayıştan olması da bu iddiaları doğrulayan bir unsur olarak ortaya çıkıyor. Öyle ya eğer bir suç varsa bu suçu işleyenlerin tamamı aynı suçu işlemişlerdir. Bunların bir bölümünü yakalayıp diğerlerini serbest bırakmak kafalarda soru işareti doğurmuş görünüyor. Bu görüntü de yabana atılır bir görüntü gibi değil doğrusu.

Bundan daha önemli olanı ise bu tutuklanmaların neden yapıldığı pekâlâ en ağır şekliyle düşünülse bile denetimli serbestlik sağlanarak yargılama süreci götürülebilinirdi ama buna gerek duyulmamış. Güvenlik alanı ihlali söz konusu olduğunda eğer tutuklama yapılacak olursa yakında cezaevlerinde de yer kalmasa şaşırmamak gerekiyor. Çünkü Türkiyenin birçok tarafında bu eylemlerin yapıldığı herkesin malumu.

Önümüzdeki dönem seçim ağırlıklı olan bir dönem olacak. Siyasi partiler arasında rekabet kızışacaktır. Bu mücadele demokratik yollarla yürütülmelidir ve fırsat eşitliği sağlanmalıdır. Özellikle yönetim kademesinde bulunan yöneticilerimizin seçime yönelik eleştirilere muhatap olmamak için gerekli özeni göstermelerinde büyük fayda görüyoruz.

Özellikle yargı mekanizmasının bu tür eleştirilerle muhatap olmamasında büyük fayda bulunmaktadır. Çünkü eğer son kale olara görülen yargı da siyasal tartışmaların bir boyutunu teşkil etmeye başlarsa artık vatandaşın güven duyacağı bir şey kalmayacaktır.

Netice itibariyle Belediye başkanları ve seçilmişler en son tedbir olarak tutuklanma ile karşı karşıya kalması gereken insanlardırlar. Belediye başkanlarını içeri atarak hem de legal alanda siyaset yaptıkları halde bunları başka suçlarla itham ederek tutuklamak sonuçta vatandaşın gözünde iddiaları çürüten bir hal alıyor ve güvensizlik yaratıyor.

Dileriz en kısa zamanda yapılan itirazlar değerlendirilir ve sağlıklı bir sonuç elde edilir. Aksi durumda bu konudaki tartışmaların süreceği açıktır.

Geçen dönem Batman Belediye Başkanı Nejdet Atalay tutuklanmış ve bu durum sorun haline gelmişti. Sonuçta gelinen nokta belli. Bu dönemde de aynı sıkıntıların yaşanmaması gerekir diye düşünüyoruz.

Dileriz aklıselim hâkim olur ve bu tartışmalar son bulur.