Bölgesel, Ulusal ve Uluslararası gelişmelerin inanılmaz hızda kargaşalarla dolu bir şekilde ilerlemesinden kaynaklı dolu gündem nedeniyle yerel meselelere ağırlık veremediğimizi belirtmemiz gerekiyor.
Tehlike çanlarının bu kadar yoğun çaldığı bir dönemde uzağa bakmaktan önümüzü göremediğimizi söylersek fazla da yanılmış olmayız. Ancak bütün olup bitenlere rağmen yaşıyoruz ve yaşadığımız bir kent var. Bu kentin gelişimi hakkında da ara sıra yöneticilerimize bazı hatırlatmalarda bulunmakta fayda bulunmaktadır.
Haftanın son gününde böylesi bir konu ile karşınıza çıkmanın elbette bir nedeni var. Üzerinde biraz düşünülsün, yorumlanabilsin diye.
Öncellikle belirtelim ki kentin gelişiminin yönlendirilmesi politikalarını yakından takip ediyoruz. Kentin yerel yönetim iktidarı ile hükümet kanadı arasındaki amansız mücadele ve zaman zamanda inanılmaz uzlaşıları insanı bazen hüzünlendiriyor bazen de tebbesümlü bir hale sokuyor.
Batman ülkenin en hızlı büyüyen kentlerinden birisi. Hem nüfus artış hızının ortalamanın üzerinde olması hem de aldığı göç nedeniyle sürekli gelişen ve büyüyen bir kent. Kent yerleşim merkezi olarak aslında İmara açılmaması gereken tarım arazisinin üzerinde kurulmuş ve son dönemde kontrollü ve kontrolsüz gelişim sırasında bu özellik dikkate alınmamaktadır. Kentin yönlendirilmesi gereken bölgesi doğaldır ki tarım arazilerinin dışındaki alanlardır ancak biz bu treni çoktan çakırmış bulunmaktayız.
Kentin Raman Dağı bölgesine yönlendirilmesi fikirleri uzun yıllardır tartışılmaktadır. Kentlerin genellikle Kuzeye ve Batıya doğru gelişim gösterdiklerini genel ve doğal bir gerçeklik olarak kabul etsek bile bizdeki bu gelişmenin zeminsel olarak yerinde olmadığını da belirtmek gerekir. Kent Raman eteklerine çekileceği yerde Tilmerç alanına doğru yönlendirilmiştir.
Açıkça belirtmek gerekir ki bu yönlendirmeler kendi doğası içerisinde kendiliğince meydana gelen yönlendirmeler değil.
Batmanın bu konuda bazı sorunları mevcut. Fazla detaylarına inmeden bazı hatırlatmaları ve belirlemeleri ortaya koyalım. Yıllarca Havaalanı bölgesi bölgesel risk ve uçuş güvenliği açısından imara açılmadı. İzin verilmez denilen, mümkün değil denilen bölgede en son TOKİ tarafından çok katlı konutlar yapıldı. Yer Esentepenin hemen dibi. Demek ki oralara bina yapmanın hiçbir mahsuru yokmuş ama askeriyeden orada arazisi olan vatandaşlarımızın izin çıkarmaları mümkün olamamıştır. Halen o bölgenin büyük bir kısmının kat izni alamadığını da belirtmek gerekir.
Kentin en önemli sorunlarından biri ise Batman Mücavir alanının bir türlü onaylanmaması ve belirlenememesidir. Belediyenin defalarca ve yıllardır yaptığı başvurular bir türlü bakanlık engelini aşamamaktadır. Oysa bu durum çok acı bir sahnedir. Bir kentin mücavir alan sınırlarının bu kadar hızlı bir büyümeye rağmen belirlenmemesi gerçekten kafalarda soru işaretleri yaratmaktadır.
Zaten nedenler ve sonuçlar da yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Belediyenin Tilmerç yönü yönlendirmesine Valilik ve Diğer kurumlar hedef Raman etekleri atağı ile karşılık vermiş bulunmaktadırlar. Bu alanlar Belediye sınırlarının dışında olduğu için de Özel idare ve Şehircilik müdürlüklerinin çalışmaları ile hızlı bir yapılaşmaya açılmış bulunmaktadır. Kısacası Belediye Tilmerç yönüne Valilik Batı Raman eteklerine doğru hızlı bir ilerleyiş kaydetmektedir. İşin doğrusu birbirine yüzseksen derece zıtlıkla hareket etme yerine aynı yöne gitmekteydi ama bu politik olarak her halde mümkün olamamaktadır.
Üniversitenin kurulmuş olduğu alan, Emekliler Derneğinin 1188 konutluk alanı, Engelliler kompleksinin yeri, Kuyubaşı TOKi ve o bölgeye kurulacak olan okullar da tamamlandığında şehir kenarında ama Belediye denetiminde ve yetkisinde olmayan kocaman bir şehirle karşı karşıya kalacağımızı belirtmemiz gerekir.
İşler daha karman çorman olmadan Belediye Mücavir alan sınırlarının belirlenmesi ve çalışmaların koordine içerisinde yürütülmesinin yararlı olacağını hatırlatmak istiyoruz.Yöneticilerimiz yan yana oturup “masum değiliz hiçbirimiz” şarkısı eşliğinde uzlaşma yolu ararlarsa sanırız bu kente iyilik etmiş olurlar.