21 Ekim Pazar günü Van’da meydana gelen 7.2 şiddetindeki deprem ve o depremin sonrasında yaşanılan acı hepimizi derinden üzdü demek isterdim; ama öyle değil maalesef çünkü azımsanmayacak bir grup bırakın üzülmeyi bu afet karşısında içleri rahatlayıp, sevinç çığlıkları attı. Bu durum üzerine Van depremi sonrası Türkiye toplumunun analizinin yeniden yapılanmasını uygun görüp ve naçizane bir analizde bulundum. Bu analizmde durumun pek de iyi olmdığını ve Türkiye toplumunun 4 kategoriye ayrıldığını gördüm. Ve bu 4’e ayrılan kategorilerden bir kategorinin aslında ülkeyi fiilen böldüğünü; ama tek başına bunu resmiyete dökemediği için başka kategoridekilerin yardımına ihtiyaç duyduğunu gördüm.
Şimdi bu 4 kategoriye gelirsek;
Birinci kategori; İnsani duyarlılıkları had safhada, akıl ve vicdanları ile hareket etmekte olup, Van’daki deprem gibi afetlerde mağdurların ırkına bakmaksızın ve mağdurun ırkına bakanları da kınayıp Van’ın acısı gibi acıları kendi acısı hissedip ellerinden geldiğince yardıma koşanlardan oluşuyor.
İkinci kategori; İnsani duyarlılıkları had safhada olmasa da akıl ve vicdanlarıyla hareket etmekte olup ellerinden birçok şey gelmesine rağmen acizliklerinden dolayı çok az şey yapıp, acıya ortak olanlardan oluşuyor.
Üçüncü kategori; İnsani duyarlılıkları zayıf, akıl ve vicdanları körelmeye yüz tutmuş Van’daki acı gibi acıları hissetmeyip, yardıma hiç koşmayan; ama o acıya da sevinmeyenlerden oluşmakta.
Ve asıl üzerinde durmamız gereken, ülkeyi bölmüş olan kategori; yani dördüncü kategori: Bu kategoridekiler, insani duyarlılıklarını iflasa uğratmış, akıl ve vicdanlarını milliyetçiliğe satmış, Van acısı gibi acılar karşısında sevinç çığırtkanlığı yapmış faşizanlardan oluşmaktadır. İşte bu kategoridekiler, aslında ülkeyi fiilen bölmüşler; ama sayıları bu bölünmeyi resmiyete dökemeyecek yeterlilikte olduğu için Türkiye şimdilik resmi bir şekilde bölünmüş değil. Ama maalesef bu bölücü faşizan grubun sayısı her geçen gün artmakta ve bunlar özellikle üçüncü kategoridekilerin milliyetçi duygularını da kabartarak yanlarına çekme uğraşındalar. Allah muhafaza 3. Kategoridekiler de 4. Kategoriye geçiş yaparsa artık değil Türkiye hükümeti, uluslararası hükümetler de bu resmi  bölünmeyi engelleyemeyecektir. Onun için eğer hükümet ülkenin bölünmesini gerçekten istemiyorsa, ilk etapta yapacağı bölünme taraftarı olmayanları değil, bölünmek isteyip ve bölünmeyi açık bir şekilde haykıran faşizan grubu gözlem altına almalıdır ve oluru varsa bunları topluma kazandırmak için rehabitilasyondan geçirip aynı zamanda her gün bunlara insanlık dersi vermelidir. Yok eğer bunların topluma kazanımları olamayacaksa o zaman bunlar sürekli gözlem altında tutulmalıdır; aksi takdirde ülkenin birlikteliği açıkçası çok zor…
 
Tüm İslam aleminin mübarek Kurban Bayramını en içten dileklerimle kutlar, artık insanların kurban edilmemesi için Cenabı Allah’tan, insanlıklarını kaybetmişleri ıslah etmesi için niyaz ediyorum…