Türkiye’de iktidar partisi dokunulmazlıklar konusunda demokrasi adına bindiği dalı kesmeye çalışıyor. Çünkü bu adımların atılması durumunda yani HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının yumruklu, tokatlı, pet şişeli kavgalarla kaldırılması durumunda demokrasimiz bu ayıptan kurtulamayacaktır. Mesele mevcut yasalar çerçevesinde veya etik kurallar anlamında kimin haklı veya haksız olduğu meselesi olmaktan çoktan çıkmıştır. Mesel bir restleşme meselesine dönüşmüş ve ne yazık ki bu restleşme mantığı da ülkeye zarar vermekten başka işe yaramaz. Dokunulmazlık meselesinin bu mantıkla kaldırılması durumunda Türkiye yasal ve demokratik yollarla seçilmiş olan milletvekillerini meclis çoğunluğuna dayalı bir mantıkla meclisin dışına atmış olacak. Üstelik anayasa maddesine geçici bir madde eklenerek yapılması düşünülen bu yöntemin siyasi linç olarak algılanma olasılığı da yüksektir.

Mesele bütün milletvekillerinin dokunulmazlığı meselesi gibi anlatılsa da ortaya çıkan manzara farklıdır. Bu adımla ortaya çıkacak algı Kürt milletvekillerinin meclisten atılmasıdır.

Bu da demokrasi ve çağdaşlık anlamında bindiğimiz dalın kesilmesi manasına gelir.

Kavga ile bir yere varılamaz!

Anayasa komisyonu ikinci toplantısında da açılışı kavga ile yaptı. Konu ile ilgili gelişmeler şöyle;  “ AK Parti İstanbul Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanı  Mustafa Şentop geçen hafta kavga nedeniyle ertelenen toplantı öncesinde, AK Parti, CHP, HDP ve MHP'nin komisyon sözcüsü üyeleriyle bir toplantı yaptı. Toplantıya, daha sonra Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da katıldı. HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar toplantı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, "Toplantıda, komisyon görüşmelerinin Meclis TV tarafından kapalı devre yayınlanması, toplantının daha geniş bir salonda yapılması ve teklifin alt komisyona gönderilmesini önerdik. Önerimiz AKP ve MHP tarafından kabul görmedi. CHP'de alt komisyon istedi" diye konuştu.

Komisyon toplantısı sakin başlamıştı. AK Parti İstanbul Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanı  Mustafa Şentop başkanlığında toplanan komisyon, geçen hafta görüşülmeye başlanan ve kavga nedeniyle ertelenen teklifi ele almak için toplandı. Toplantının yapıldığı, yeni halkla ilişkiler binasındaki komisyon salonunda yeni bir düzen sağlandı. Milletvekillerinin ayakta kalmaması için basına sınırlı yer ayrıldı. Meclis'te görev yapan sivil polisler komisyon toplantısının yapıldığı salonun önünde koridor oluştururken, milletvekilleri de bu koridordan içeriye alındı.
Toplantı salonuna önce AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan ve çok sayıda AK Parti milletvekili girdi. Salona Adalet Bakanlığı görevlileri ve komisyon uzmanları da alındı. HDP milletvekillerinin toplu olarak katıldığı toplantıya sadece komisyon üyesi milletvekillerinin danışmanları alındı. İçeriye Meclis TV'nin kameramanı alındı. Salonda çok sayıda milletvekili ve gazeteci ayakta kaldı.

Açılışta konuşan Komisyon Başkanı Şentop, bir önceki toplantının istenmeyen sebeplerden dolayı ertelendiğini belirterek, HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar'ın anayasaya aykırılıkla ilgili verdiği önergenin görüşüleceğini hatırlattı. Şentop daha sonra söz talebinde bulunan milletvekillerine söz verdi. İlk sözü HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş aldı. Beştaş, salonun tıkış tıkış olduğunu ve nefes almakta zorlandıklarını belirterek, "Bu toplantının diğer toplantılardan çok önemli farkı olduğunu, milletvekillerinin yoğun şekilde bulunma isteğinde bulunacağını söyledik. Çok zor koşullarda çalışıyoruz. Şu anda içerde sadece yazılı basın var. Bunu tekrar değerlendirmemiz gerekiyor. Yer konusunu, Meclis Başkanlığı ile daha rahat bir çalışma yapabileceğimiz yeri konuşalım" dedi.

Teklifinin tümü üzerinde yapılan görüşmeler yapılırken Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, geçen hafta yaşanan kavga görüntülerini eleştirdi. Bozdağ, bu görüntülerin vekillere yakışmadığını söyledi ve danışmanların şiddet içerisinde yer aldığını söyledi. Bunun üzerine HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan "İftira atıyorsunuz" dedi. Komisyonda gerilim tekrar arttı. Bazı vekillerin birbirlerine pet şişe fırlattı. Vekiller arasında tekmeler ve yumruklar havada uçuştu. Kavga uzun süre devam ederken, Komisyon Başkanı Mustafa Şentop saat 18:30'a kadar toplantıya ara verdi. Komisyonda geçtiğimiz hafta da kavga çıkmış ve toplantı pazartesi gününe ertelenmişti”

Nasreddin Hoca, köy meydanındaki koca çınar ağacının üzerine çıkmış, elindeki balta ile bindiği dalı kesmeye başlamış.
Görenler : -“Aman Hocam, bindiğin dalı kesiyorsun, düşeceksin!” diye bağırmağa başlamışlar.
Hoca kesmeye devam ederek seslenmiş: -“Bu dalı kesenin yere düşeceğini hepiniz akıl ettiniz de , ben size yıllardır ahretin dalı olan dünyanızı keserseniz cehenneme düşersiniz diyorum, neden hâlâ akıl edemiyorsunuz!!!...”

Bizimkisi de böyle bir yaklaşım ha bire yapılanların yanlış olduğunu söylüyoruz lakin anlaşılan dal düşmeyene kadar anlamak istemeyenler anlamayacaklar. Nedenini yine hoca’nın bir fıkrasıyla anlatalım; “Timur bir gün yanına Hoca'yı da alarak Akşehir’in Meydan Hamamına gider. Soyunup peştamallara sarınıp sıcak bölüme geçerler. Göbek taşında oturup bir yandan sohbet ederken bir taraftan terlerler. Derken Timur Hoca’ya sorar. 
- Hoca sen bir deryasın! Kıymet biçmesini bilirsin. Şu halimle ben kaç para ederim?... 
Hoca:  - On akçe der. 
Kendisine bu kadar az kıymet biçilmesi Timur'u küplere bindirir. 
- Bre gafil sen bana nasıl on akçe ettiğimi söylersin bu parayı sadece peştamal yapar! deyince 
Nasreddin Hoca boynunu bükerek;  - Peştamalı hesaba kattım zaten! der.

Peki, dokunulmazlıkların kaldırılmasından sonra ne olacak?  Yine hocadan aktaralım; “Nasreddin Hoca evinin damında biriken diz boyu karları sabah namazı sonrası kürümeye başlamış. Bir ara dengesini kaybederek damdan düşüp bayılmış. Komşuları koşuşmuşlar.
Birisi: "Çabuk bir doktor çağıralım ." Diğeri: "Aman bir kırıkçı bulalım."
Öbürü: "Sırtlanıp doktora götürelim" derken, kargaşada ayılan Hoca, acıyan belini tutarak;
- Bırakın münakaşayı. Çabuk bana daha önce damdan düşmüş birini bulun, demiş.”