Batman Üniversitesinin düzenlemiş olduğu Bilim ve Kültür Sempozyumu ile ilgili düşüncelerimi paylaşmak istedim.
Öncelikle Batman Üniversitesi tam kadro bu işi profesyonelce idare ettiler. Bu konu da Rektör Uluçam’a Batman’ın tanıtımına katkısından ve böylesi bilimsel bir çalışmayı bizlere kazandırdığı için teşekkürlerimi sunarım. 
İki yüzün üzerinde yerli ve yabancı akademisyenin katıldığı bir bilimsel şölende emeği geçenlere de ayrıca gönül dolusu teşekkür etmek isterim. Onların sayesinde Batman aydınlık ufuklara doğru yelken açtı. Bu emeklerinin semeresini ileriki yıllarda mutlaka alacaklar.
Çünkü Batman Batman olalı bu tür etkinliklere ev sahipliği yapmamıştı.
Konular ve konuklar öylesine büyüleyiciydi ki keşke bunları kameraya alsalar ve tekrar tekrar izlesek.
Biz maalesef konser veya futbol karşılaşmasında ancak toplanır, ilgi duyarız. Bir büyük bilimsel olimpiyat düzenleniyor, gidin bakın kahvelere.
Halbuki bu tür organizasyonlar yaşadığımız şehir ve bizler için birer prestij meselesidir. Ancak ezici çoğunluğumuz maalesef farkında bile değil.
Amerika Birleşik Devletlerinden gelen siyahi asıllı Profesör Oli şimdi bu saatlerde kendi ülkesinde Batman’da tuttuğu halayı anlatıyordur.
Yada uzak doğudan gelen çift buranın yemeklerini.
Jeolojinin sadece yer katmanlarıyla ilgili olmadığını, cinayetlere nasılda ışık tutan bir bilim dalı haline geldiğini burada öğrenebilirdiniz.
Yada küreselleşmenin aslında emperyal devletlerin vahşi kapitalist sisteminin bir hizmetkarı olduğunu.
Profesör Yaşar Eren’in anlatımıyla Esentepe’de niçin obruklar oluştuğunu ve Arap fayı ile Anadolu fayını da
Ancak maalesef Batman insanı yeterince istifade etmedi.
Bırakın yurdum insanını, bazı gazeteci arkadaşlarımız da kendilerine davetiye gelmemesinden gelmediler. Hiçbir bilimsel sempozyuma davetiye gönderilmediğini bilmiyoruz ki. Meraklısı çalar kapıyı, oturur izler.
Aslında bir büyük organizasyondu yaşanan, kültürel ve bilimsel bir maraton, ancak meraklılarının dışında ilgiyi çekemedi.
Halbuki tarihi, siyaseti, ekonomiyi, bilimi, fay hatlarını, bilimsel akımları, folkloru, adli tıbbı, kültürel unsurlar, çocuk oyunları ….hasılı bir çok konu en ince detayına kadar işlendi
Bir Profesör mesela şunları da ekledi. Bu sempozyum sadece laboratuar ve kütüphane meraklılarına hitap eden bir çalışma değildir. Bire bir hayatın içinde bir meseledir. Mesela ev mi alacaksınız? Gelin bizden bir Jeologa ve sorun, şu mıntıkadaki zemin sağlam bir zemin midir? Fay hattı geçiyor mu, yer altı suları var mı? Yada bina bitmiş ama kolonları hep aynı doğrultu yapılmış. Bunu bildiğimizde sakın ola bu evi almayın deriz.
Kısmet olursa ileriki yıllarda yeniden yapılması durumunda böylesi birf sempozyumda konuşmacı olarak yer almak isterim.
Hasankeyf ve çocukları, spor, çocuk oyunları gibi bir çok konuda araştırmalar yapabilirim.
Burada yapılan araştırma ve sunumlar daha sonra kitap haline geliyor ve sizin için tarihe bir dip not olarak düşüyor.
Bizden yaşça büyük gazeteci abilerimiz var. Mesela Arif Arslan en zor yıllarda korkmadan yaptı gazeteciliği. Batman’da medyanın dünü ve bu günü konusunda mükemmel bir araştırma yazısı kaleme alabilir.
Ya da Nizamettin İzgi Abimiz de Siirt’ten gelen hemşerilerinin sosyolojik boyutta Arap-Kürt dayanışmasını dile getirebilir.
Denge TV ve Kanal 72 görsel medyanın sorunlarını dile getirebilirler.
Demem o ki biz Gazetecilerde burada söz alıp katkıda bulunabilirdik.
Her şeye rağmen güzel bir sempozyumdu. Emeği geçen herkesin eline sağlık.