Belediye Başkan adayı kim sorusu bu ara siyasi arenada en fazla konuşulan konulardan biri. Siyaset sahnesini izleyip bu soru ile muhatap olmamış kimse yok sanırız. İşi olan da olmayan da bu konuya bir hayli duyarlı görünüyor.
Aslında siyasete bu denli duyarlı olmak güzel bir şey. Eğer aday konusunda bu kadar hassas olan birey ve topluluklar siyasi gelişmeler karşısında da aynı duyarlılıkla hareket ederlerse memleketin kazançlı çıkacağını söylemek mümkün. Yok, sırf merakların giderilmesi ve dillerinin altındaki baklayı topluma enjekte etmek için bu kadar konuşuluyorsa işte o noktada durup birkaç hatırlatmada bulunmak gerekir.
Şunun iyi değerlendirilmesi gerekir ki BDP’de siyaset yapmak isteyenler koltuk hesabı yaparken birçok kriteri göz önünde bulundurmalıdırlar. Aynı duyarlılığın artık parti yönetimi için de geçerli olduğunu kabul etmeliyiz.
Süreç artık liste doldurmak için isim bulunmayan süreç değil. Hemen hemen her alandan insanlar duyarlılıkları ölçüsünde siyaset sahnesinde görev almak için başvuruda bulunuyorlar. Bu partide siyaset yapmanın ateşten gömlek giymek olduğunu bildiği halde siyaset yapmak için başvuranların bu hassasiyetlerine dikkat edilmesi gerekir.
Herkes siyaset için hazırım demeden önce iç dünyasında mutlaka bir değerlendirme yapmış ve kendisine layık gördüğü yer için müracaat etmiş veya edecektir.  O halde kimseyi peşinen red etmek veya dışlamak gibi bir algının yaratılmasından uzak durulması gerekiyor.
Adaylar arasında seçim yapılırken veya adaylar kendilerini göreve hazır addederken onlarında artık nitelik ve nicelik olarak gerçek dünyanın şartlarına uygun davranmaları gerekir.
Siyaset sahnesi başkalarının emekleri üzerinden yürütülecek bir sahne değil. Başkalarını emekleri size çok iyi referans olabilir ancak eğer aynı emeğin değerini verecek kapasiteden yoksun iseniz hem kendinize hem de referans değerlerinize haksızlık etmiş olursunuz.
Dönem ben beğendim ne olursa olsun veya benim adayım kazansın da ne olursa olsun dönemi de değil. Her kim aday sahibi veya adaysa siyaset kriterlerine uygun aday göstermek için çaba göstermeli ve süreci tıkamamalıdır.
Her şeyin diploma olmadığını elbette biliyoruz ancak yükseköğrenim görmüş adayların önceliklendirilmesi gerekiyor. Eğer aday veya aday adaylarının kişisel tecrübeleri ve bilgileri bu açığı kapatacak nitelikte ise bunlarda değerlendirilmelidir ancak temel kriterlerden biri yüksek öğrenimdir.
İkinci aranan kriter yerel yönetimler için toplumla ilişkilerdeki başarıdır. Bilgi hazinesi olsa bile eğer bir aday toplumla sağlıklı ilişkiler geliştiremiyorsa veya toplum algısı olumsuz bir hal alıyor veya almış ise o zaman bu aday veya adayların farklı alanlarda değerlendirilmesinde fayda bulunmaktadır.
Üçüncüsü adayın toplumla iç içe, kenti ve kentliyi tanıyan birisi olmalı veya buna özen gösterilmelidir.Kıssadan hisse aday transfer aday olmamalıdır. Çünkü kurduğunuz bir futbol takımı değil bir hizmet takımıdır ve insanlar kendi adaylarını veya seçilerse seçilmişini tanımak ister.
Dördüncüsü aday demokratik siyaseti ve yaşam tarzını benimsemiş ve sindirmiş olmalıdır. Demokratik siyaset kültürünü benimsememiş adayların güç sahibi olduklarında asıl güçlerini unuttukları ve koltuğun veya makamın verdiği güçle kendisi ile makamı arasında orantısız bir güç perspektifini ortaya çıkardığını söyleyebiliyoruz.
Beşincisi aday veya adayların toplumsal davranışlar konusunda görgü sahibi olması gerekiyor. Hangi toplantıya nasıl gidileceğini ve nasıl davranılacağını, insanlarla arasındaki mesafeyi nasıl ayarlayacağını toplumsal veya ailesel yaşantısını nasıl ayarlayacağını iyi bilmelidir. Onu frenleyecek toplumsal konumu bulunmalıdır. Yani makam gittiğinde hem kariyer olarak hem karekter olarak kendisi de silinmemeli ve seçilme özelliğinden dolayı sahip olduğu avantajları toplum değerlerinin tersine kullanmamalıdır.
Bu kadar mı? Hayır, başka kriterler de var ama bunları aktarma için henüz erken. Tartışmalar ve konuşmalar ayyuka çıkınca bazı hatırlatmalarda bulunmak istedik.
Son olarak şunu da hatırlatmakta fayda görüyoruz. Malum seçim çalışmaları başladı. Partiler komisyonlarını kurup çalışmaları sürdürmekle meşguller ancak kulaklarımıza kadar gelen fısıltılara göre komisyon belirlemelerinde özel hassasiyetler sergilenmeye çalışılmaktaymış. İddianın doğruluğunu veya yanlışlığını bilemeyiz ancak eğer varsa böyle bir hazırlık yanlış yapılır demektir bilinsin. Komisyonlar oluşturulup delegeler de bu komisyonlar üzerinden belirlenip sonra da sürpriz bir şekilde sürpriz adaya sürpriz oylar çıkarsa kimse kusura bakmasın ama başka sürprizler de olabilir. O zaman da yakınmanın da vahlanmanın da suçlamanın da bir anlamı kalmaz.
Bizim ne düşündüğümüze gelince her zaman olduğu gibi bizim için kaliteli aday ve kaliteli ekip önceliklidir. Ekibi olmayanın ağzı kuş tutsa başarılı olması imkansız çünkü. Asarım keserimle işlerin yürütülemeyeceğini de bilenler biliyor zaten.