Türkiye normalleşme sürecine girmeye çalışırken gerginlik yaşıyor. Bu gerginliğin elbette birden fazla nedeni var. Çünkü normalleşme sürecinin devam etmesinden rahatsız olan bir çok iç ve dış güç bulunmakta.
Bunların biz biliyoruz da bir çok araştırma kuruluşuna sahip olan devlet ve hükümet mekanizması bilmiyor mu?
Elbette biliyorlar ancak herkes kendi çıkarını ve önceliklerini önemsediğini için diğer tarafın nasıl sıkıntılar içerisinde bulunduğuna dikkat edemiyor veya etmiyor.
 İşte tam da bu noktada gerginlik başlıyor.
Epey uzun bir süredir ülkede bu gerginlik bekleyişi sürüyor. Yerel seçimlerin sağlıklı bir ortamda gerçekleşmesi için herkes elinden geleni  yaptı ve sanırız olumlu sonuçlar da alındı. Ancak şimdi asıl meselelerin çözümüne gelmek zorundayız.
Ellerindeki silahlarla dağların barınaklarında aylardır bekleyen insanların buradan inmelerini sağlayacak adımların atılması bekleniyor.Bu da yasal düzenlemeler ve görüşmelerle sağlanabilir.
 Belki devlet yetkilileri ile İmralı arasında süren görüşmeler  ve kandil aktarımları olumlu geçiyor olabilir ancak kamuoyuna yansıyanlar olumlu değil.
O halde bu sorunun çözümünün bireysel çıkarlardan ve seçim sonuçlarından daha önemli olduğunu hatırlatalım. Bir ilin Belediye Başkanlığının hangi partide olacağı önemli olabilir ancak insanların yaşamlarından daha kıymetli değil.
Bize gerekli olan şiddetin iletişim dili olarak kullanılmasına son verilmesi. Hatta yaşamın bütün alanlarından çıkarılmasıdır. Kimsenin varlığını şiddet ile hissettirmesine gerek yok. Çünkü herkes kimin var olup olmadığını iyi biliyor.
Şiddetsizlik çağrılarını yaparken birilerinin de durumdan vazife çıkarıp ortalığı karıştırması gerekmiyor. Söylem, tavır  ve ima yoluyla her türlü hakareti yapmaktan geri durmayıp ortamı germeye çabalayanların varlığı ortada. Tehditler ve küfürler sallayarak sağlıklı sonuçlara ulaşmanın mümkün olmayacağı da açık. Çünkü sonuçta ortaya çıkacak olan durum şiddet ve ölüm olacaktır. Eğer ölüm ve şiddet bir çözüm yaratabilseydi doksanlı süreçlerin tamamlanması ile bir sonuca ulaşılmış olması gerekiyordu.
Eğer bu durum sağlıklı bir durum olsaydı o yoldan dönülmemesi gerekiyordu. Ancak o yolun yol olmadığını hepimiz çok acı deneyimler yaşayarak gördük.
Bu nedenle;
Kimsenin kimseyi yok saymasına,
hakaret etmesine,
 gücünü görmezlikten gelmesine gerek yok.
kimsenin kimseye şiddet uygulamasına  da gerek yok.
Gerginlik yaratmaya hiç gerek yok.
Ülkede ve bölgemizde beklemekten kaynaklı bir gerginlik yaşandığını kabul etmeliyiz. Çünkü insanlar çözüm bekliyor. Bekledikleri  çözümün bir türlü gelmemesi sinirlerine dokunuyor. Yaşamlarını adadıkları inanç ve beklentileri  ilgisizlikle karşılanınca doğal olarak sinirlerine hakim olmamaya başlıyorlar. Bu durumu koltukta oturarak kavramak güç ancak anlamak gerekiyor.
Ülke ve bölgesel konjektör  bir çatışma ortamını çok tehlikeli boyutlara taşıyabilir. Bu herkes ve her taraf için geçerli. Kim sırtını kime ve nereye dayatıyorsa dayatsın ama asla piyon olmasın. Çünkü piyon olanların iflah olması ve başarıya ulaşması mümkün değildir. Kullanım süreleri dolduğu gün hayatın en acımasız yüzü ile karşı karşıya kalacaklardır.