Bayramlar küskünlerin barıştığı,
düşmanlıkların unutulduğu
dostlukların pekiştiği özel günlerdir.
Derler ki;
“düşmanlarınızı her zaman affedin,
çünkü hiçbir şey onları
bu kadar kızdıramaz"diye teşvik edilir.
Affetmenin gerçek faydası
biraz da ruhu yükten arındırmaktır.
Hepimiz bir arkadaşınızla
yaptığımız bir tartışmadan,
bir aile üyemizle yaşadığımız
bir yanlış anlamadan sonra
öfkeli olmamızın,
sinir küpü olmamızın
kısacası öfke ve kırgınlığa kapılmanın
ruhumuza yük olmaktan
çok daha fazlasını yapabileceğini,
sağlığımıza zarar verebileceğini
hepimiz biliyoruz.
Boşuna atalarımız
“keskin sirke küpüne zaradır!” dememiş.
Ve bu durum herkes için
aile içi durumlarda da geçerlidir.
Yapılan bilimsel çalışmalar
affetmenin kaygı ve depresyonu azaltarak
zihinsel sağlığımızı artırdığını öne sürüyor.
Sonuçlar, aynı zamanda
stresi azaltabildiğini, uykuyu iyileştirebildiğini ve
kan basıncını ve kalp atış hızını düşürebildiğini
göstermiş.
Bu neden böyle;
Çünkü affetmek,
yanlışı kabul eder ve
ondan kurtulmanıza yardımcı olur.
Bu aynı zamanda
sizi suçludan da kurtarır.
Uygun olduğunda,
affetmek ilişkilerin onarılmasına,
mutluluk, tatmin ve
sosyal desteğin sağlanmasına yol açabilir.
Bütün bunlar aynı zamanda
daha iyi bir sağlıklı hayat için
olmazsa olmazdır.
Affetme eylemi kolay değildir.
Bu eylem ve düşünce,
suçluya yönelik kötü niyeti
iyi niyetle değiştirmekten
başka bir şey değildir.
Affetmek hiçbir zaman
çektiğiniz zarara göz yumduğunuz ve
kesinlikle bunu unutmanızın
beklendiği anlamına gelmez.
Kuşkusuz, suç ne kadar büyük olursa
affetmek de o kadar zor olur.
Duygusal veya fiziksel istismarın
(veya şiddetin) atlatılması,
küçük hakaretlerden çok daha zordur.
Bu nedenle affetmenin
her zaman suçluyla uzlaşmayı
içermediğini anlamak önemlidir.
İlişki yeniden kurulmadan,
diğer kişi için
sonuçta iyi olanı affedebilir ve isteyebilir.
Aynı şekilde adalet peşinde koşarken
suçluyu affedebilirsiniz.
Dolayısıyla affetmek,
haklı bir öfkeyle bağdaşabilir.