Batman (Malabadi) köprüsünün hangi ilimize ait olduğuna yönelik zaman zaman tartışmalar yaşanmaktadır. Bizler Batmanlılar olarak köprünün Batman’a ait bir tarihi eser olduğunu iddia ederken Silvan’da oturan ahali ise Köprünün Silvan’a dolayısıyla Diyarbakır’a bağlı olması gerektiğini belirtmektedirler.

Aslında aynı tarihsel geçmişe sahip olan bu iki yerleşim yerimizin paylaşım konusundaki bu hassasiyeti tarihi eserlerimizin korunması açısından oldukça önemlidir. Lakin hak yerine bulsun diye bir belirleme yapılacaksa bunu da tarihi duruma göre değerlendirmekte fayda var.

Kabul etmeliyiz ki Silvanlı komşularımız ellerini bizden çabuk tutarak bir takım adımlar atmışlar ve köprüyü Diyarbakır Tarihi eserler envanterine kaydetmiş bulunmaktadırlar. Lakin bu durum biraz haksızlık içermektedir. Bu işte ön ayak olan yurttaşlardan biri de şüphesiz Silvanlı Nejat Satıcı’dır. Zatı muhterem ile teyze çocukları oluruz. Yan yana geldiğimizde hep bu konuda anlaşmazlık yaşarız. O bir adım önde olmanın avantajı ile köprüyü Silvan’a bağlı tutmaya çabalarken ben köprünün Batmana ait olduğunu söyler dururum. Bizim de köprü gibi karmaşık bir durumumuz var. Dayımlar Silvanlı, Amcalarımın bir kısmı da Silvan’ın köylerinden. Babam Batmanlı ve ben de Batmanlı olarak Batmanda ikamet etmekteyim.

Eğer köprü meselesini bugünkü siyasi sınırlardan önceki durumu göre düşünsek köprü Batman’ın hakkı. Ancak biz 1990’da il olmuş bir yerleşim yeriyken Diyarbakır yüzyıllardır kent konumunda. Dolayısıyla bu konuda geride kalıyoruz. Lakin Batman adının BAT’tan geldiğini hatırlarsak o zaman Batman köprüsünün Batman’ın hakkı olduğunu da kabul etmemiz gerekiyor.

Şimdi köprünün durumu ve Batman hakkında biraz bilgi paylaşalım: “Köprü Silvan'a 23,2 km uzaklıktadır. Diyarbakır Tarihi Eserler Envanteri'ne kayıtlıdır. Artuklu Beyliği tarafından 1147 yılında yapılmış olup 7 metre eninde ve 150 metre uzunluğunda bir köprüdür. Yüksekliği, su seviyesinden kilit taşına değin 19 metredir. Renkli taşlarla inşa edilmiş, onarımlarla günümüze kadar ulaşmıştır.

Abbasilerin bölgedeki hâkimiyetleri döneminde ismi “Nehru Sadit” olan Batman Nehri, Artuk Oğulları saltanatının 140 yıllık hâkimiyeti döneminde Nehrin ismi “Ab-i Karaman” üzerinde kurulu bulunan köprüye de “Cisr-i Karaman” denmiştir. ( Kaynak: İbn Ezrak “ölümü 1181” – Tarihi Meyyafarkin ve Amid – isimli eser. ) Halen aslı Viyana milli kütüphanesinde bulunan Batman ve çevresinin en önemli kaynağı durumundaki “VAKAİ NAMEİ HISNKEYFA” aslı Arapça yazılmış 2 ciltlik eserde “Meyyafarkin (Silvan) civarındaki aşiretler ile Batman civarındaki aşiretlerin Batman Köprüsü yakınındaki çatışmalarından” bahsetmektedir. Batman ve Batman Köprüsünün ismi ilk defa bu eserde zikredilmiştir. ( Kayıt No: Mxs. 355 V. 105 a-b, 106-a Viyana Milli Kütüphanesi / Avusturya ) Bu eserde anlatıldığına göre Batman yerleşim birimi, o tarihlerde çok önemli tarihi bir yolun stratejik bir noktasında yer almaktaydı. Bu nedenle şöhreti ve önemi gittikçe artmış bulunuyordu. 14. Asrın başından itibaren nehre “Batman Nehri, üzerindeki köprüye de Batman Köprüsü” denmiş olması bu eserde zikredilmektedir. Yani Batman ismi Orta Çağdan günümüze kadar hep var olmuştur. Ayrıca Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı, 208 nolu ( 947/1540 tarihli Bitlis Vilayeti Timar İcmal Defteri 72/73 sayfalarında ) Batman isminden bahsederek “Beşiri kazasına bağlı, geliri olan bir yerleşim yeri olduğu” anlatılmaktadır. Bu tarihten 60 yıl sonra, 1600 yılında İdris-i Bitlisi tarafından yazılan “ŞEREFNAME” isimli eserde ( Ter. M. Emin Bozaraslan, İstanbul s. 211) Batman ve Batman Köprüsünden sıkça bahsetmektedir. ( Kaynak: Burhan Zengin – BATMAN İSMİ – konulu araştırma yazısından. )

Tanınmış Osmanlı seyyahı Evliya Çelebi ( Ölüm. 1684) 16. Asırda bölgemize yaptığı gezi sırasında Batman Nehrinden bahsederken bu nehrin üzerindeki köprüyü şöyle anlatmaktadır: “Batman Köprüsü, Abbasiler döneminde zengin bir tüccar tarafından hayrat için yapıldığı, içinde dinlenmek için odalar bulunduğu, üzerinden gelen geçen kervanların dinlenerek yattığı” konusunda Seyahatnamesinin 10. cilt, 450. sayfasında geniş bilgi vermektedir. Ayrıca Evliya Çelebi seyahatname’sinde, köprünün Artuk Oğulları döneminde değil, Abbasiler döneminde yapıldığını anlatır. Osmanlıların son dönemlerinde kaleme alınan “Diyarbakır Salnamelerinde” köprünün mevkii “Batman adındaki köyün yanında” şeklinde tarif edilmektedir. ( Salname-i Vilayeti Diyarbekir 20–1323/1902 Diyarbekir s.199 ) Ayrıca www.gerty.net.gc.vk web sitesinde 1903–1911 yılları arasında Gerty Bell isimli İngiliz uyruklu bir bayanın bölgemize yaptığı seyahat esnasında, köprünün 3 kare fotoğrafını çekmiş ve köprü hakkında verdiği İngilizce bilgide “Batman Su Bridge” Batman Su Köprüsü başlığı altında tarihçesini anlatmaktadır. 
Yukarda bilimsel kaynaklara, arşiv belgelerine ve Ortaçağ seyyahlarının eserlerine dayanılarak ifade edildiği gibi, 14. asırdan bu yana Batman ismi kullanılmakta ve bu ismin Batman Nehrinden alındığı ifade edilmektedir. Ayrıca Batman Nehri üzerindeki köprü adının da “Batman Köprüsü” olduğu anlatılmaktadır. Köprünün yanındaki Silvan tarafında kalan Malabadi köyü, 20. Yüzyılın başında yerleşime açılmış, 1950’li yıllarda yerleşim yerlerine Türkçe isimler verilince köyün ismi de “Çatakköprü” olmuştur.
Sonuç olarak hiçbir kaynak eserde, hiçbir tarihi belgede ve hiçbir seyyahın gezi notlarında veya yayınladıkları eserlerde söz konusu köprünün Diyarbakır, Silvan veya Malabadi isimleri ile birlikte zikredildiğine rastlanmamıştır. Ancak bu köprü ile ilgili ne zaman bir araştırma yapmak için tarihi kaynaklara başvurulursa 14. asırdan bu yana karşımıza “Batman Köprüsü” olarak çıkmaktadır.”

Şimdi takdir okurlarımızın Malabadi Köprüsü(Batman Köprüsü) Batmanın mı, Diyarbakır’ın mı hakkı?