Van depremi ile birlikte ülke genelinde bir telaştır başlamış durumda. Acaba beklenen Marmara depremi ile birlikte İstanbul’da ne kadar ev yıkılacak ve ne kadar insan hayatını kaybedecek?
Hatırlarsanız 99 Gölcük depremi sonrasında da bu tür konular yaygın medyada konuşulmuştu. Unutuldu. Çok zaman geçmez bu da unutulur. Çünkü biz Türkiye toplumu olarak unutkanlığa fazla bir meyilliyiz. Ermeni meselesi unutuldu. Sarıkamış faciası unutuldu. Madencilerin grizu ölümleri unutuldu. Faili meçhuller unutuldu. İnanın bu da unutulacak. Hatırlanacak olan tek şey ise deprem sonrası milletten toplanan ve kalıcı hale getirilen zorunlu deprem vergisi. Topladılar ve halen de topluyorlar bu parayı. Ancak işin ilginç yanı ise deprem için toplanan bu 40 katrilyonluk devasa para depreme yönelik hiçbir çalışmada kullanılmamış. Neyse.
Gelelim Batman’a. Olası deprem için İstanbul senaryoları hazırlanıyor ya şu sıralar, Başbakan yıktıracağız diyor ya bazı mezar evleri peki Batman’da durum ne? İstanbul’da yaşayanın canı can da bizimkisi patlıcan mı? Bizde de bir simülasyonyapsınlar ve büyük bir deprem sonrası Batman’da yıkılacak binalar ve insan kayıplarını hesaplasınlar. Batman’a yönelik böyle bir çalışmanın yapılmayacağını bilmek için Nostradamus gibi bir Kâhin olmaya gerek yok. Çünkü Batmanlının sahibi yok.
Bu hafta için biraz dolaştım şehrimizi. Bu dolaşmamda nostalji de yaşadım. Mehtap taraflarında geçen gençlik yıllarım ve koyu sohbetlerim gözümün önünden geçti. Sonra bir deprem olduğunda bu mahallelerde ne gibi felaketlerin yaşanacağına dair bir varsayım tasarladım. Manzara korkunç olacaktır. Bunu biraz somutlaştırayım;
Mehtap Mahallesinde ilk yerleşimciler Estelli Araplardır. Evler birbirine yapışık, bahçeli ve genelde iki kattır. 60’lı yıllarda yapılmış bu binalar şu anda kâğıttan helva durumundadır. Çünkü betonun koruyucu özelliği 50 yıldır ve bu evler tam 50 yıllık binalardır. Kolon kolonluktan çıkmıştır. Kiriş ise emaneten duruyordur. Oradan döndüm ve Aydınlık Evler ile Beşerlere ilerledim. Buralarda da genelde Gercüş’ün köylerinden gelenler oturuyordu. Yapı olarak binalar biraz daha mesafeli ve bahçeli imar edilmiştir. Ama onlarda en az elli yıllıktılar. 19 Mayıs Mahallesi ise Allah’a emanet. Bazı binaların temeli bile olmadığı söyleniyor.
Keskin bir dönüş ile Şirinevler Mahallesine geçtim. Buradaki bir takım konutlar yeni ama genelde 40-45 yıllık binalar çoğunlukta ve bilimsel anlamda imar edilmemiş yapılar.
Eski Sanayii sitesi ise buradan da beter. Patlamanın yaşandığı eski sanayi olayını hatırlarsınız. Burada hala yıkılmamış binalar olayın ilk günkü rezaletini gözler önüne sermekte. Kimse olayı üstlenmedi. Ama biz biliyorduk ki faili meçhullerde üstlenilmedi. Oysa kimler tarafından yapıldığı hep bilindi. Ve bu dükkânların yakınlarında bir çok dükkan hurdacı, yağcı, kaynakçı olarak faaliyette. Tekme atsan yıkılacak vaziyetteki bu barakalar depreme mi dayanır?
Şimdi soruyorum yetkililere, Batman depreme ne kadar hazırlıklı?
Esentepe mevkiinde 300 metrelik çukurlar oluşuyor. Fay hattı ile ilgisi var mı bilmiyoruz ama bu çok tehlikeli bir durum. Daha geniş olsaydı bir apartmanı bile yutabilirdi.
Atatürk parkında birkaç sene önce çökme yaşanmıştı ve havuzun suyu 200 metre mesafedeki bir yerden yüzeye çıkmıştı.
Sulu tarım arazileri rüşvetçi ve açgözlülerin iş birliği sayesinde piç edilip tarıma elverişsizdir raporu ile imara sunuluyor.
Heyelan bölgelerinde bir sürü apartman ve dahası hastaneler kuruluyor.
Batman arazi olarak zaten iyi bir karneye sahip değil. Buna ilaveten depremi de koyarsanız bu öldürücü bir durum.
Şimdi tekrar soruyorum yetkililere,
Batman depreme ne kadar hazırlıklı?
Olası bir depreme karşı Batman’da herhangi bir tedbir alınmış mı?
Yıkılması muhtemel olan binalar tespit edilebilmiş mi?
En yüksek riske sahip mahalleler ve zemin etütleri biliniyor mu?
Köylerimizdeki kerpiç evler kaçlık bir depremde yerle bir olur?
Bu sorularımı bir Batmanlı olarak yanıtlamanızı istemek en büyük hakkım.