Batman Belediyesi tarafından bu yıl altıncısı yapılan Tiyatro etkinliği 20-24 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştiriliyor.
Önceki yıllardan farklı olarak bu yıl festival öncecisinde atölyelere de yer verildi. Festival kapsamında 100 kişinin katılımıyla mask, pantomim, Şengal Kampı doğaçlama, oyunculuk ve sokak oyunları atölyesi adı altında 5 ayrı atölye çalışması 10 Mayıs’tan itibaren başlatıldı. Bu yıl 15 Oyun ve 25 gösterime yer verecek olan festivalde yer alacak oyunlardan 3’ü çocuk oyunu olacak.  Salonların yanında Akuba ve Bleyder köyleri ile Mehmet Sincar halkevi, Şerzan Kurt ve Salih Özdemir parkında da oyunların sahne alacağı bu yıl ki festival 5 gün sürecek. 

Festivalin amacı konusunda da Belediye Eşbaşkanları yaptıkları basın toplantısı ile bilgilendirme yaptıklar. Bu bilgilendirmeyi de paylaşalım;
“ ‘Amacımız tiyatroyu halkla buluşturmak’
İlk tiyatro günleri ve birkaç ile başlayan sonrasında genişleyip büyüyerek festivale dönüşen etkinliği Batman Belediyesi’nin önemli bir çalışması olduğunu dile getiren Eşbaşkanlar Özdemir ve Akel, “Bugüne kadar gerçekleştirmiş olduğumuz tiyatro festivallerimize gerçekten büyük bir ilgi ve coşku vardı. Batman halkının büyük ilgisiyle karşılaştık. Dolayısıyla kültür sanat alanında bu yönlü ihtiyacı karşılamak üzere festivalimizi daha da büyütecek, geliştireceğiz. Festivalimizi sadece salonlarda değil, köylerde ve mahallelerde halkla buluşturmak gibi bir amacımız var. Bu sene tiyatro festivalimizden önce 10 Mayıs’ta atölye çalışmalarımız başladı. Değişik konularda özellikle 100’e yakın tiyatro severin dahil olduğu atölye çalışmalarımız devam ediyor. Bunların en önemlisi Şengallilerin yaşadığı kampta da yapılmakta olan atölye çalışması. Basın mensubu arkadaşlarımızın özellikle atölye çalışmalarımızı takip etmelerini bekliyoruz, bu bizim için önemli. Tabi festivalimize katılacak 15 oyunu, sadece Bakur’dan tiyatro gurupları değil, dört parça Kürdistan ve Avrupa’dan da gurupları dahil ettik” dedi. 
 ‘Sahneler mücadele alanıdır’
Kürt kültür ve sanatını yaşamsallaştırmak ve kaybolmasına dönük değişimlere karşı yaşatmak gibi temel bir hedeften yola çıktıklarını dile getiren Eşbaşkanlar Özdemir ve Akel, “Çünkü biliyorsunuz Kürt kültürü ve dili geçmişten bugüne devlet politikalarıyla asimile edilmeye çalışıldı, üzerinde büyük bir şiddet ve baskı politikaları yaşadı. Dolayısıyla şu anda Kürt dil kültür ve sanatının ulaştığı bu düzey tüm sanatseverlerin, kültür çalışanlarının, 7’den 70’e tüm halkın gösterdiği büyük çabanın ürünüdür. Yerel yönetimler olarak biz de bu halkın ihtiyacını, talebini bir şekilde özellikle festivallerle, günlerle, çeşitli kültür sanat çalışmalarıyla desteklemeye çalışıyoruz. Bu anlamda festivalimiz özellikle dil kültür kırım politikalarına bir cevaptır. Bir mücadeledir, festivaller bizim için mücadeledir, sahneler mücadele alanıdır. Buna destek veren herkesi kutluyoruz”

Kültür sanat etkinliklerinin bir ilin tanıtımında ne kadar önemli olduğunu anlamak için biraz zamana ihtiyaç var. Hele hele bizim gibi yaşam derdine düşmüş toplumlarda yaşamın bir bölümünü oluşturan sanatın ikinci plana itildiğini biliyoruz. Ancak yaşam normal seyrine girince ne kadar geç kalındığının farkına varabiliyoruz. İnsanların önce yaşam sonrada iş ve aş derdinde oldukları bir dönemde sanatın ikinci plana itilmesi veya önceliğinin değişmiş olmasını fazla yadırgamamak gerekiyor ancak normal koşullarda sanatsız bir yaşamın büyük bir eksiklik olduğunu da kabul etmek gerekiyor. Çünkü toplumun kültürel değerleri bu çalışmalar sayesinde gelişmekte, korunmakta ve gelecek nesillere aktarılmaktadır. Bu sebeple de kültür sanat çalışmalarının her türlüsünün desteklenmesi gerekmektedir.

Hatırlanacak olursu Batmanda, Batman- Hasankeyf festivali düzenlendiğinde birçok kesim bu girişimi desteklerken bazı kesimler de eleştiride bulunmuşlardı. Bunca işin içinden bu nereden çıktı eleştirileriydi. Bu eleştiriler aslında kültür sanat çalışmalarına karşı olanların asıl niyetlerini gizledikleri eleştirilerdi ancak zaman kimin haklı olduğunu ortaya çıkardı.

Yerel yönetimin desteği ve organizesi ile başlayan sanat etkinlikleri daha sonra valiliğin el atması ile daha da yaygınlaşmaya başladı. Bugün artık kentimizde değişik alanlarda festivaller gelenekselleşmiş bir şekilde sürdürülmektedir.

Bu çaba ve gayret ileride bu alanda daha büyük gelişmelerin olacağını gösteriyor. Yılmaz Güney sinemasının açıldığı tarihleri hatırlayalım. İnsanlarımız sinemaya olan ihtiyacı bu sayede kıt imkanlarla karşılanmaya çalışıldı bugün bu sinemamız dahil artık bir çok salonu bulunan sinemalara sahip olduk. Vizyona giren filmleri izleme olanaklarına sahip olduk.

Bütün sıkıntı ve eleştirilere rağmen yerel yönetimin sanata göstermiş olduğu ilginin memnuniyet verici olduğunu belirtmek gerekiyor. Bu girişimler bir de kadroların daha da güçlendirilmesi ile sürdürülürse eminiz ilerisi için sağlam temeller atılmış olacak. Festivalin başarılı geçmesini diler, katkısı olanları kutlarız.