Röportaj: Melek Barış

Aşk bağımsızdır, aşkın kanunu yoktur
 
Batman Belediye Başkan Serhat Temel, Aşkla ilgili yaptığım söyleşi ile ilgili olarak, "Zor bir röportaj oldu. Herkesin, hemen yapabilirim diyebileceği bir röportaj değil” dedi.
Temel, “Doğu toplumunda aşkı konuşmak kolay değil. Çünkü; biraz baskıcı, biraz da duygularını gizlemek zorunda kalmış, böyle aile terbiyesi görmüş, böyle bir değer yargısı oluşmuş doğu toplumu bu konuda çok rahat değil. Bu açıdan bakıldığında gerçekten zor bir röportaj. Fakat aynı zamanda duyguları açığa çıkaran bir röportaj olduğunu da düşünüyorum" dedi.
Temel, "Aşkın kanunu yoktur ve olmamalıdır.  Aşkta emek ve özgürlük olmalıdır. Hiçbir inanç, hiçbir ideoloji, hiçbir değer ve yargı aşka gem vuramaz. Bu aşkın doğasına ters” şeklinde konuştu. Temel, bu söyleşinin yararlı olduğunu da belirtti.
Samimiyeti ve mütevazı kişiliğiyle halkın gönlünde yer eden Belediye Başkanı Serhat Temel, elinde gitarıyla söyleştiğimiz aşkla ilgili düşünceleri, bazı tabuları da yıkacaktır kanısındayım. 




AŞKIN KANUNUNU YAZSAM YENİDEN

- Aşk nedir?
Zor bir soru. Aşk; bence bir insanın en samimi duygu yoğunluğunun olduğu ve anın yaşadığı bir olgudur. Hem kadının, hem erkeğin hesapsız, kitapsız bütün yüreğiyle yaşadığı duygudur.

- Nasıl başlar?
İlk gördüğü andan itibaren bir etkilenme olur ve gelişir.

- İlk görüşte aşk var mıdır?
Vardır. Bence aşk ilk görüşte başlar. Daha sonra aşık olmuyor insan.

- Kaç türlü aşk vardır?
Aşk tek türdür. Türü yoktur.

- Aşkın bir mektebi var mıdır?
Aşkın mektebi bence yoktur.  Aşk ölçülmez. Aşk öğretilmez.

- Aşkın matematiği var mıdır?
Aritmetiğim iyidir. Geometrim de iyidir. Yaşadığım aşklarla matematiğimi düşündüğümde ve hesabını yaptığımda aşkın matematikle bir ilgisi olmadığını görmüş oldum. Böyle olsaydı matematikte başarılı olan aşkta da başarılı olurdu. Aşkın matematiği yoktur.

- Öğrenilebilir bir şey midir?
Öğrenilebilir bir şey değildir. Ancak yaşayarak öğrenilebilir. İnsanın tamamen duyularıyla ilgili bir durum ve duygu da öğrenilebilir bir şey değil. Bu açıdan aşkı ancak yaşayarak tecrübe ederiz.

- Zamanla âşık olunur mu?
Hayır, zamanla aşık olunmaz. İlk görüşte aşk vardır fakat zamanla da aşık olunmaz. Aşk insanın şok halidir.

- Aşkın yaşı var mıdır?
Bunu tabi büyümeye doğru soruyorsunuz değil mi? 12 yaşında birinin de aşık olması beklenemez. Aşkın bence yaşı yoktur. İnsanlar 90 yaşında da şartlar ve ortam denk gelirse aşık olabilir.

- Yaş ilerledikçe aşk algılaması değişiyor mu?
Ee muhakkak. 20-30 yaş grubunun aşk algısıyla, 40-50 deki yaş algılaması farklıdır. 20-30 yaş arasındaki aşk algılaması daha ateşlidir. Çok daha hesapsızdır. Geleceği görmeden, hesabını kitabını yapmadan içine girilebilen bir dönemdir. Fakat yaş ilerledikçe, o tecrübelerden de hareketle, biraz daha ayakları yere basan bir aşk pratiği gerçekleşir.

- Yaşlanır mı aşk, ya da ölür mü?
Aşk yaşlanmaz ama ölür. Aşkın insana yaşattığı duygu farklıdır. Onu öyle bir yerde barındırıp yaşlandıramaz. O aşk ya vardır, ya da yoktur.

- Rengi veya resmi var mıdır?
Resmedilebilir...Bazen büyük bir tablonun ufak bir detayında, aşkın görselliğini yakalayabilirsiniz.

- Sanatsal bir tarifi var mıdır?
Aşkın kendisi sanatsaldır. O duygu öyle bir estetik ki, üretimin mağmasıdır. Kaynağını da sanattan alır.

- Kader boyutu var mıdır?
Aşkın içinde kader değil de, şans faktörünün çok önemli olduğunu düşünüyorum. Senin aşık olacağın insanla, seni bir araya getirecek olan koşullar vardır. Bu koşullar kendi şansını içinde barındırır diye düşünüyorum. Birileri buna keder diyor ama ben buna şans diyorum.

- Metafiziğinde acı varken mutluluğu çekilen acı mıdır?
Cevabı da içinde olan güzel bir soru. ‘Metafiziğinde acı varken mutluluğu çekilen acı mıdır?’ aşk böyle bir şeydir işte. Hem mutlusun, hem de acı çekiyorsun. Öncesinde de, sonrasında da ve içindeyken de acı çekebiliyorsun. Fakat o acı sana mutluluğu getirebiliyor, o acı da mutluluğun kendisidir.

- Hiç âşık oldunuz mu?
Oldum tabi ki. Özellikle toplumda ilk göz ağrısı unutulmaz diye bir olgu vardır. Kesinlikle hiçbir zaman unutulmaz ona katılıyorum.

- İlk aşk önemli midir?
Kesinlikle önemlidir. Bir insanın yaşadığı ilk duygular önemlidir. Çünkü bir şeyi keşfetmeyle ilgilidir. Denizi görmeyen birinin denizi gördüğü ilk zamanı unutmaması gibi bir şey. İlk aşk, kaşif olma gibi bir durum uyandırır insanda. O anlamda ilk aşk unutulmazdır.

- İlk aşkın sonrakileri belirleyici bir özelliği var mıdır?
Bence belirleyici değildir. Yaşanılan o duyguyu, o aşkı belirleyen, karşındaki insanın karakteridir. O karakter, aşka renk ve yön verir. Her biri kendi içinde yaşanan özel şeylerdir.

- Âşık kendini nasıl hisseder?
Kendini zengin hisseder, değilse bile zengin olacağını hisseder. Bütün dünya onunmuş gibi hisseder. Aşık kendini biraz deli hisseder. Hesapsızdır. O an dünyanın en mutlu insanıdır. Gönül ve duygu zenginidir.

- Aşk bittiğinde acısı nasıl yaşanır?
Bayağı  kötü bir durumdur. Depresyona kadar götüren, kötü bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Zira yerlerde süründüren bir haldir.

- Aşk acısı nasıl tedavi edilir?
Bunun tek tedavi şekli vardır, o da zamandır. Biraz sabrederek ve biraz da zamana bırakarak tedavi edilir.

- Âşık ağlar mı?
Tabi ki ağlar, en doğal hakkıdır. Bunu ona çok görmemek gerekir.

- Aşk’ta en büyük silah zekâ mıdır?
Zekanın tabi ki yeri vardır ama bence en büyük silah duygudur. Ürettiğin duygu ve emektir.

- Kadını anlamak kolay ve öğrenilebilir bir dil midir?
Kadını anlamak çok zor. Öğrenilebilir bir dil mi? sanırım hepimiz bunu yapmaya çalışıyoruz. Tabi  bunu erkek bakış açısıyla söylüyorum. Kadının anlaşılması çok zor. Şimdiye kadar anladım diyene de ben rastlamadım. Anladığını iddia edenler de daha sonra yanıldıklarını itiraf ediyorlar. Ha bu arada, şimdi ben evli olmayınca rahat konuşuyorum.

- Kadınlardan ne öğrendiniz?
Kadından kadını öğreniriz. Sevmeyi de kadından öğreniyoruz, üzülmeyi de…

- Kadın ne ister?
Vallaha kadın çok şey ister. Ben şahsen hala ne istediklerini anlamış değilim. Anlamış olsaydım şimdi yalnız olmazdım. Öyle ki, bazı samimi olduğum kadın arkadaşlarım var ve ben onlara bir ilişkide bir erkekten ne istiyorsunuz diye soruyorum. Buna cevap veremiyorlar. Hatta bazen “ Bizde ne istediğimizi bilmiyoruz” diyorlar. Kadın bile ne istediğini bilmiyor. Biz erkekler nerden bilelim ne istediklerini.

- Erkeğin kadında aradığı özellik nedir?
Ben kapris yapan kadını sevmem, ne istediğini bilecek. Olaylara ve yaşama karşı nitelikli bakış açısı olacak.  Benim bir kadında aradığım özellik bu.

- Erkek ne ister?
Dürüstlük, samimiyet, fedakarlık ister. Güven; bir ilişkinin başında gelen en önemli unsurdur.

- Kadının hangi özelliği erkeğin ilgisini çeker?
Benim bakış açıma göre, toplumsal kadın profilini aşan kadın ilgimi çeker. Toplumun, sistemin öngördüğü kadın vardır, onu aşan kadın ilgimi çeker. Kadın ev hanımı olmamalıdır. Kendine bunu yaptırmamalıdır. Erkeğin sözünden çıkan kadın  olmalıdır. Kadın; asi, üretken ve erkeğe karşı ‘Ben de kadınım’ diyebilmelidir.

- Bir erkeğin “kadınlara karşı hep dürüst oldum” diyebilmesi mümkün müdür?
Mümkün değildir. Bir erkek ilişkisi olsun veya evli olsun en nihayetinde işyerinde, sokakta veya toplumsal hayatta gördüğü bir kadın ilgisini çekebilir. Bu anlamda hiçbir erkek masum değildir.

- Kadınların hangi özelliği sizi hasta ediyor?
Bir sorunu kendi aranızda konuşup çözdüğünüzü düşünürsünüz fakat bir bakıyorsunuz ki o sorun yine gündemde. Sil baştan bir konuyu konuşmak beni hasta ediyor.

- Erkek hayatının hangi döneminde kadını etkilemeye çalışır?
 Hiç fark etmez. Erkek hayatının her döneminde kadını etkilemeye çalışır.

- Bir erkeğe alınabilecek en etkileyici hediye?
Bence hediyenin en büyüğü maneviyattır. O maneviyatın içinde de duygular vardır. Kendi açısından yaşadığı bir sorununu benimle paylaşması benim için çok anlamlıdır.

- Bir kadına verilebilecek en etkileyici hediye?
Tabi ki mücevher. Ama tabi bunu kadınlar çok seviyor, biz sevmiyoruz. Aslında bir bakıma; bir ilişkiyi, bir evliliği bir açıdan kurtaran durumlarda birdir bu... Bence iki tarafın da verebileceği en önemli hediye yaşamlarını birbirleriyle paylaşabilmektir.

- Kadınlarla ilişkilerinde erkek ne kadar cesur olmalı?
Bence erkek cesur olamazsa aşkı yaşayamaz. Olabildiğince kılıçları çekmeli, yoksa yolu yalnız yürümek zorunda kalabilir.

- Erkeği korkutan ve hazzetmediği kadın tipi?
Kendine güveni olmayan, erkeğin peşinden sürüklenen ve erkeğe sağlam davranmayan kadın hazzetmediğim kadındır. Karakteri, kişiliği oturmamış kadın en tehlikeli kadındır.

- Erkek kadında neyi bulamadığında yoksunluk hisseder?
 Tabi ki; sevgiyi ve kadının doğasını bulamadığında...

- Düşlediğimiz aşkı yakalamak mümkün mü?
Bence aşkı çok idealize etmemek lazım. Herkes kendi şiddetinde bir şeyler yaşıyor diye düşünüyorum. Kişi ben aşık oldum dediği andan itibaren, düşlediği aşkı yaşıyordur.

- En sevdiğiniz aşk filmi?
Kasım'da aşk başkadır.

- En sevdiğiniz aşk şarkısı?
Mihriban

- “Erkekler Ağlamaz” doğru mu?
Yanlış. Erkekler de ağlar. Hem de öyle bir ağlar ki…

- Aşk her şeyi affeder mi?
Bence affeder ve affediyor. İhaneti bile affettiği olmuştur.

- “Aşkın kanununu yazsam yeniden” diye bir şarkı var bildiğimiz gibi. Aşka yeni bir kanun yazsaydınız nasıl bir kanun yazardınız?
Aşk öyle doğal bir duygu ki, ilişkiler nasıl olmalı diye bir kanun yazılabilir ama aşka sınır konulamaz. Bir sınır koyamazsınız. Tarifini yapamazsınız. Öğrenemezsiniz ve bir mektebi de yoktur. Belki kulağa hoş geliyor, ‘aşkın kanunu yeniden yazmak’ ama bu mümkün değildir. Aşkın kanunu olsa, bunun cezası da vardır, mahkemeleri de vardır diye bir soru doğurur. Fakat bence aşk bağımsızdır, aşkın kanunu yoktur ve olmamalıdır. Aşkta emek ve özgürlük olmalıdır.

- Sorulardan birini bana yöneltin desem bana ne sorasınız?
Belediye Başkanı Serhat Temel soruyor: En çok beğendiğim sorulardan birini sorayım o halde. “Metafiziğinde acı varken mutluluğu çekilen acımıdır?”

Melek Barış: Acı aşkın bir parçasıdır, bir anlamda da mutluluğudur.

Belediye Başkanı Serhat Temel’den yorum: Zor bir röportaj oldu. Herkesin, hemen yapabilirim diyebileceği bir röportaj değil. Doğu toplumunda aşkı konuşmak kolay değil. Çünkü; biraz baskıcı, biraz da duygularını gizlemek zorunda kalmış, böyle aile terbiyesi görmüş, böyle bir değer yargısı oluşmuş doğu toplumu bu konuda çok rahat değil. Bu açıdan bakıldığında gerçekten zor bir röportaj. Ama aynı zamanda duyguları açığa çıkaran bir röportaj olduğunu da düşünüyorum. Bu yönüyle toplum açık hale gelmeli. Aşkı konuşabilmeli. Bu anlamda bu röportajın faydalı ve anlamlı olduğunu düşünüyorum.

Soruları çok orijinal buldum. Özellikle “Metafiziğinde acı varken mutluluğu çekilen acı mıdır, kadın ve erkeğin ne istedikleri, sanatsal tarifi olup olmadığı, Serhat Temel aşka yeni bir kanun yazacak olsa ne yazardı?” gibi sorular çok dikkat çekici. Hatta bu sorular, tartışmaya ve üzerinde uzun uzun konuşmaya değer konulardır.

Köylerde aşk daha doğaldır. Tepkilerde daha doğal. Köy cemaati bunu bilir ve bilmesine rağmen tepkiler çok katı değildir. Pencereden pencereye  bakışmalar, kız su almaya giderken, erkeğin onu görmek için gösterdiği çabalar bir başkadır.

Ayrıca; bizler yani BDP Temsilcileri  veya üyeleri dendiğinde, akla sadece hep siyaset yapmalıymış gibi geliyor. Oysa, acıların en çok yaşandığı coğrafyalarda çok daha büyük aşklar yeşeriyor. Tarih bize bunu anlatıyor, Mem-Zin gibi…En zorlu coğrafyalardan çıkıyor en büyük aşklar, bu kadar birbiriyle bağlantılıdır. Hani metafiziğinde dediniz ya  işte böyle bir bağlantıdır. Genel bir söylemdir, bu kadar çatışma var, insanlar ölüyor sen aşkı konuşuyorsun veya düşünüyorsun. O insanlar zaten aşk için ölüyor. Aşk bu kadar doğal bir şeydir. Hiçbir inanç, hiçbir ideoloji, hiçbir değer ve yargı aşka gem vuramaz. Bu aşkın doğasına ters.