Ya hep ya hiç demeyenler için, hazırlanan anayasa değişikliği paketi, 12 Eylül darbesi ürünü anayasayı kısmen değiştirecek olması da desteklenmesini hak ediyor. Asker destekli üst düzey yargı ve bütün iyiliklerin iflah olmaz engelleyicisi CHP´nin endişelerini anlamak mümkün ama millet adına milliyetçiliğe soyunan MHP´yi anlamak gerçekten zor.

            Demokrasi ve hukuku en ön planda tutması gereken yargı erki, ülkenin demokratikleşmesinin önündeki en büyük engel haline geldi. Sanki çok bağımsız hareket ediyorlarmış da, bu anayasa değişikliği yargıyı baskı altına alacakmış. Gülerler size artık sayın hezeyanlar yüksek kurulu.

            Türkiye´nin yepyeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu muhakkak.  AK Parti´nin büyük bir fırsatı kaçırdığı da bir realite. Ancak 2003 yılından sonra pişirilmeye çalışılan darbe yemeklerinin milletin önüne konulmadan servisten kaldırılması planları deşifre oldukça, o dönemlerde neden böyle bir girişime kalkışmadığı da anlaşılabiliyor.

            Anayasa değişikliği taslağının toplumun kangren olmuş yaralarının tümünü sarmadığı bir gerçek. Demokratik alçımın hedeflediği bir çok düzenleme, inanç özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları kaldıracak düzenlemeler, YÖK gibi yine 12 Eylül ürünü yasalara dokunulmamış. Anayasamız hala kişileri yüceltmekte, hala ilke ve inkılâpları korumak için düzenlenmiş totaliter ülkelerin anayasalarını andırmaktadır. Bu anayasa ile 72 milyon insanı değil, bir siteyi bile idare edemezsiniz.

            Bu değişikliğin gündeme gelmesiyle bir şey daha öğrendik. Bu değişiklikler anayasaya aykırıymış. Bunu söyleyenler hukukçu maalesef. Bu anayasa ilahi kanun mudur ki, değişikliği kendisine aykırı olsun. Kutsal Kitabımız Kur´an-ı Kerim bile tedricen ve 23 yılda inmedi mi? Bu 23 yılda toplumun yaşadığı sorunlara paralel olarak Cenab-ı Allah tarafından kemale erdirilmedi mi?

            Düne kadar şu anda gündemde olan değişikliği bile yetersiz görenler, bugün bu değişikliğe karşı çıkıyorlar. Demek ki, bunların gayesi milletin huzuru ve demokratikleşmesi değil. Gayeleri bitmek üzere olan saltanatlarını korumak, jönlüklerini devam ettirmektir.

            BDP´nin yaklaşımı da tutarlı olduğunu söylemekte fayda var. Demokrasisizliğin en büyük faturasını ödeyen Kürt halkı olduğundan yeni yönetimin tutumu gerçekten olumlu. Pakette seçim barajı ile ilgili madde olmaması bir eksikliktir. Ancak bu da bir başlangıçtır. Olumlu değişimlere destek vermek hem Kürt halkı hem de Türkiye için faydalı olacaktır. Yılların birikimi olan sorunları bir anda çözmek gerçekten zordur. Bu çözüme eğilmeden destek vermek de destek verenleri daha da büyütür.

            Sonuç olarak anayasa değişikliği paketini, demokrasi ve hukuk adına desteklemek gerekir. Halkın iradesinin daha çok pekişmesine yardım edecek bu düzenlemeler ileride yapılacak düzenlemelerin habercisidir. Statükonun ülke üzerinden hakimiyeti kalktıkça ülkemiz ve insanımız daha hür ve müreffeh olacağı muhakkaktır.