Değerli Batman Çağdaş Gazetesi okuyucuları;

Bayram bu yıl bana erken geldi.

Çünkü 1950 yıllarında Batman Raman tesislerinde kurulan ilk petrol şirketinde çalışmış emektar birinin kızıydım ben, kendisini genç yaşta benim de çocuk yaşlarımda kaybettiğim için Raman ve Diyarbakır anılarını konuşma şansım olmamıştı, ölmeden öncede rahatsızlıklar, onun iş hayatı bizlerin okul hayatı ve tabiki memleketimizin içinde bulunduğu sıkıntılar çok da sohbet havasında olmadı yaşam.

Babam Fahri Uzuner’i 1980 yılının 23 Ocak tarihinde kalp krizi sonucu kaybettik, o yıllarda kalp ilgili bu kadar başarılı yol kat edilmemişti, arkadaşı olan doktorlar canla başla çalışsalarda sonuncu kriz onu bizden koparttı, ancak 1980 Ocak ayı ülkenin içinde bulunduğu en sıkıntılı günlerdi, Eylül ayında ihtilal olana kadar, okullarımızın sömestr dediğimiz ara tatilini uzattılar, ben babama karnemi gösteremedim, gelecek notlarımın çok iyi olduğunu o gün öğrendim vay be dedi, sevindi ama tatil uzadı, babam öldü, okula döndüğümde babamı kaybetmiştik, kalp rahatsızlığı olmasına rağmen 1,5 yıldır kapalı olan İTÜ – İstanbul Teknik Üniversitesini bitirmesi gereken ağabeyimin de diplomasını görememişti, bu içimizde annem benim ve ağabeyimin en büyük hüznüdür, İstanbul’un en büyük çarşısı Kapalıçarşıya gidip ağabeyime Teknik üniversitenin arı rozetini almak için aramış onu da bulamamıştı, okul sol görüşlülerin okulu diye rozet de yoktu, satılmıyordu, devamlı okuldan haber gelirdi, cep telefonlarıı yok her ev de telefon yok, okul işgal edildi diye, her gün her yerde kavgalar genç evlatlar öldürülüyor, babam Trinitrin isimli o zamanın en önemli kalp ilacını alıp, acaba ağabeyim de okulda mı diye karakola gittiğini bilirim, annem apartman kapısında beklerdi, çünkü 4 km yolu giderken dolmuşla anneler ağlarıd bu kadar sıkıntılı dönemlerde biz okumaya çalıştık o bizi gözetmeye çalıştı, işini yapıp para kazanmaya çalıştı, kalbi de bu kadar dayandı sanırım bu sebeple de babamın Raman anılarını özellikle ben az biliyorum.

Çok iyi bildiğim bir konu var ki onu da geçen haftalarda işledi değerli üstad gazeteci arkadaşlarım gazetemizde, Raman tesislerinde oldukça başarılı bir kaynakçı imiş kendisi, ve hayvansever bir Hopalı olduğundan da sadece 12 yaşına kadar yaşasa da Karadeniz de, Hopa da hayvanları çok severek hep onlarla oynayarak büyümüş biri babam ve tesise bir şeklide yolu düşen ayıyı büyütmüş, kişiliğinin çok sıcak, dürüst ve çalışkan olduğundan insan ilişkileri iyi olduğundan tesisteki görevi esnasında annemle nişan yaparken bile kendisinin Raman’da annemin İstanbul da olması bile görevini pek kolay bırakmadığının belirtisi, ayrıca çok yeni ağabeyimden öğrendim ki aslında tesiste ki görevi bitince de Diyarbakır merkez de sanırım kaynak konusunda iyi olduğunda yer bile açmış bir İstanbullu arkadaşı ile orada da beni sevdiler ama arkadaşım kalmak istemedi orada demiş ağabeyime evlilikte var ufukta diye dönmüş babam çok severmiş Diyarbakır’ı bunu kısa yaşamında hep belirtmiş. Daha fazlasına ömür yetmedi, sağlığı el vermedi, sporcu kimliğine rağmen dayanmadı kalbi.

Gerçekten kader mi bilmem 1982 Ekim ayında atıldım THY da uçuş hostesi olarak ilk iş hayatıma ve eğitimler biter bitmez 10 Mayıs 1983 yılında THY / 57. Dönem kabin memuru Meltem Uzuner olarak

Uçuşa gönderilmem karar verildi, tebliğ edildi uçuş biz havacıların bacak tabir ettiğimiz her bir uçuş için fazla, 4 bacaklı Ankara bağlantılı uçuş.

İST-ESB-DIY-ESB-IST-Istanbul hareketle Ankara / Esenboğa-Diyarbakır-Esenboğa-Istanbul.

Uçağa binmek değil konu artık çok başarılı olarak kazanıp tamamladığım bir eğitim var, tek ve milli olan bir hava yolunda bröve taktım ilk uçuşum için amma uzun uçuş vermişler dedi ilk kaptanım olsun efendim dedim, bir çoğu amcamın dönem arkadaşı amcam da tüm havaalanlarında emeği geçen istkham albay hava kuvvetlerinden, kaptanlar hem üstlerim hem de her konuda titizlikle itaat ettiğim amca yadigarlarım.

İlk kaptanlarım unutulmaz benim için Nurettin Gürün solda mesul kaptan, yardımcısı Beytullah Durmuşlar, NURETTİN GÜRÜN kaptan bir havacılık duayeni, hava kuvvetlerinden sonra Amerikadan THY uçaklarını alıp ülkeye getiren, filo için değeri anlatmakla bitmez bir kaptan, her iki oğlu da dispeç dediğimiz uçuş ha harekat uzmanlığı konularında emsalsiz iki havacı, ikisi de halen dostluklarımızın sürdüğü Osman Gürün ve M. Aslan Gürün kardeşler. Beytullah DURMUŞLAR kaptanım ile son uçuş günlerimize kadar uçtuk, hep andık , hep güldük. Her ikisinin de ruhları şad mekanları cennet olsun, burnumuz kanamadan bizleri ve tüm yolcuları sağ sağlim karaya indirip evlerimize, sevdiklerimize ulaştırdıkları için.

Nurettin Gürün kaptanım dedi ki, “kızım bu uçuş uzun ama hadi bakalım”, olsun efendim dedim, ilk uçuşum Diyarbakır, ben de ayrı yeri babamda orada çalışmış, peki o zaman öne gel dedi kabim amirim Handan Ulu, tamamladım o gün başarı ile uçuşumu, sevinçten yorulmadım gibi, Diyarbakır da uçakta temizlik olurken gel merdivene çık dedi yolcular gelmeden Nurettin kaptan baktım etrafa Diyarbakır kokusu aldım, babamın ölümü bende ani ve zamansız bir kayıptır içimden hiç atamadığım, bana iyi geldi, sonra 20 yıl uçtum, hep nöbetlerde Diyarbakır çıktı, tek bir gün gitmemezlik yapmadım.

Derken uçuş hayatını kapatıp, eğitimleri ilerletip karada görevler alınca, Petrol Ofisinin Doğan Grubu ve İş Bankası tarafından satın alınma sürecinde de Ankara’ya gittim görevle ve tabiki petrolcüler yeniden girdi hayatıma TPAO bana da tesisleri kullanma kartı çıkardı, öyle keyiflendim ki, hayatımdaki her sertifikadan daha değerli gelmişti bana.

İster tesadüf, ister kader yolum kesişti ve bende babam gibi yola ilk Diyarbakırdan başladı, sizleri seviyorum ve hep sevdim her zamanda seveceğim, kalbimin bir kısmı hep sizlerle olacak. Her gününüzün bayram tadında geçmesini diliyorum, Raman dağlarına benden selam olsun Raman- Batman tüm Diyarbakırlı kardeşlerim.

Editör: TE Bilişim