Bayram denildiğinde insanın aklına sevinçli günler ve zamanlar gelir. Çünkü bayram; ” Uluslara ait toplu sevinç, mutluluk ve ortak kutlama vesilesi olarak kabul edilen belirli zamanlar için kullanılan bir terim Uluslara ait toplu sevinç, mutluluk ve ortak kutlama vesilesi olarak kabul edilen belirli zamanlar için kullanılan bir terimdir.”

İslâm dininde Ramazan ve Kurban Bayramı olmak üzere iki bayram bulunmaktadır. Ramazan Bayramı; Ramazan ayının sonunda, Şevval ayının birinci, ikinci ve üçüncü günlerinde kutlanır. Kurban Bayramı ise, Zilhicce ayının on, on bir, on iki ve on üçüncü günleridir. Bu bayramın ilk üç gününde, zengin olan Müslümanların kurban kesmeleri vacip olduğundan Kurban Bayramı denilmiştir. Bayram günlerinde, inananlar birbirlerini ziyaret ederler, dargınlar barışır, dostluklar pekişir. Bunun yanında, ölüler anılır, fakirler unutulmaz, yardımlar yapılır, çocuklar sevindirilir, hediyeler verilir.

Peki kutlamakta olduğumuz kurban bayramında İslam âlemi için kutsal olan bu günü anlamına göre kutlama imkanı var mı?

Hayır yok.

Neden?

Çünkü birkaç aydır İslam adına hareket ettiğini iddia eden ancak Müslümanları ve mazlum olan halkları yok etmeye çalışan bir DAİŞ belası ile karşı karşıya olan bir İslam dünyası var. Kendi başına hilafet ilan eden, gayri İslami kesimlerden paralı askerler kiralayarak Müslümanların namuslarına ve canlarına kast eden, topraklarını işgal eden bir bela ile karşı karşıya olan Müslümanlar kurban bayramında kurbanlık koyunlar gibi bıçaklarla kesiliyorlar ve bu görüntüler İslam adına dünyaya yayılıyor.

Bu kurban bayramında Müslümanların bayramı olan bir zamanda İslam adına Müslümanların başını kesenlere karşı gayrimüslim olanların Müslümanları korumaya çalıştıkları bir bayram geçiriyoruz. Bu kadar çelişki ancak bize nasip olur çünkü dünyanın hiçbir yerinde böylesi bir çelişkiyi yaşayan başka toplumların var olacağını düşünemiyoruz bile.

Mazlumların, gariplerin, kimsesizlerin, gücü yetmeyenlerin sığınağı olan İslam dini ve kardeşliği şimdi insanların yaşamlarına kastedilen, namuslarına saldırılan, kadınlarının ve kızlarının mezatlarda satıldığı bir vahşetin temsilliyeti şeklinde yorumlamak isteyen DAİŞ çeteleri vahşeti ile tanımlanmak isteniyor.

Bu bela öylesine bir bela ki kutsal hac farizasını yerine getirmek için kutsal topraklarda olan Müslümanlar dualarla insanlığa selam gelmesi için çabalarken bu DAİŞ çeteleri kabe’yi yıkmakla insanlığı ve islam âlemini tehdit ediyor.

Hal böyle olunca da kutlamak istediğimiz dini bayramımızı gönül rahatlığı ile kutlamak nasip olmuyor. 126 İslam âliminin yapmış olduğu uyarılar bile DAİŞ tarafından dikkate alınmıyor ve saldırılar devam ediyor.

Sadakatin göstergesi olarak Hz. İbrahim, Hz.İsmaili kurban etmeye çalışırken bir koç sayesinde hayatı kurtulmuş ve insanların kurban edilmesinin önüne geçilmişti. Şimdi hiçbir sadakati olmayanlar islam adına mazlum Müslüman insanların kafalarını keserek kurban ediyorlar.

Bu zulmün devam etmeyeceği kesin. Bayramı islam âlemine ve mazlum halklara yasa çevirenlerin bu yaptıkları mutlaka karşılıksız kalmayacaktır. Allahın gazabından nasiplerini almalarını diliyoruz ve adına yaraşır kurban bayramlarında buluşmayı diliyoruz.