Kurban bayramını ne yazık ki bu sene de buruk kutlamaktayız. Üstelik bu bayram diğer bayramları aratan bir hüzne ve üzüntüye sahibiz.

Dini bayramlarımızın ikincisidir kurban bayramı. Bu bayramda kurbanlar keser Hz.ismail’in kurtuluşuna ve Allahın kullarına göstermiş olduğu mucizenin büyüklüğüne seviniriz islam dünyası olarak.

Ancak, ne yazık ki İsmail’i bize bağışlayan yaradan yaptıklarımızın hesabını sorarcasına bu kez sevinçlerimize sevinç katmıyor.

Yaşadığımız son dönemde islam dünyası, İsmailleri koça kurban etmekte, beyhude mucize çabaları olumsuzlukları ortadan kaldıramamaktadır.

Hz. İbrahim yüce Allaha duyduğu sadakatin göstergesi olarak canının parçasını, kıymetlisi İsmail’i onun yoluna kurban etmeyi göze almıştır.

Bu samimiyetin bir cevabı olarak mucize gerçekleşmiş ve İsmail’in boynuna dayanan bıçak bir koçun boynunu kesebilmişti. Bu olay karşısında da bütün islam dünyası her yıl kurban bayramını aynı heyecanla kutlamanın sevincini yaşamaktaydı.

Bu yıl yine hacılar hac görevini ifa etmek için kutsal toprakların yolunu tuttular. Eller yine havada yalvarışlar barış adına ancak acılarımız sürüyor.

Bütün islam coğrafyası bu aralar İsmaillerini boğazlatan politikaların cenderesinde can çekişiyor. Bir islam ülkesi yok ki insan çıkıp “bakın burası örneğimiz olsun buradaki adalet ve kardeşlik yolumuzu aydınlatsın” desin.

Sünni’si-Şia’sına karşı

Olmadı kendisine karşı.

İslam alanı çizilen çizgilerler ayrıştırılmış orası senin burası benim kavgası içinde.

Silahların namlusundaki insanlarımız ellerine tutuşturulan silahın kime ait olduğunu düşünmekten yoksun bir hale gelmiş.

Varsa yoksa benim dediğim dedik

Varsa yoksa benim ölüm daha kahraman nutukları.

Liderlerimiz sulh içinde bir kardeşlik yaratacak ortamı bulma yerine karşılıklı rekabet içinde yüzüyor.

Açıklamalarda, konuşmalarda, hareketlerde kardeşliğin esamesi okunmuyor.

Ya benim dediğim olacak ya ortalık ölüm kokacak bir dönem yaşıyoruz.

Bu yolun yol olmadığını elbette bizler biliyoruz

Bu yolun bize tünelin çıkışında acılar yaşatacağını biliyoruz

Bu yolun aramızdaki kardeşlik bağlarını kesip nifak tohumları ektiğini biliyoruz

Bu yolun bizi dinden de dünyadan da uzaklaştırdığını biliyoruz

Lakin Nuh deyip Peygamber demiyoruz.

Her gün yaşamını yitiren İsmailleri yüceler yücesi katlara uğurluyoruz lakin yaşamın kutsallığının daha büyük olduğunu unutuyoruz.

İslam coğrafyası bayram kutlaması yapması gereken yerde acılar içinde evlatlarının kanları ile sulanıyor.

Tek dişi kalmış canavara dönüşmüş insanlık düşmanlığı maharetlerini bizim coğrafyamızda bizim evlatlarımızın üzerinde bizim yanan yüreğimizde gösteriyor.

Bu acımasız oyunun farkında olduğumuz halde bu acıdan kurtulamıyoruz.

Analarımızın gözünden akan yaşlar

Bağırlarından alevlenen feryatlar

Dudaklarında dökülen acılar

Parçalanan yürekler de inatları yok etmeye yetmiyor.

Kurban bayramını kutluyoruz lakin bu kutlama bizi sevindiren kutlama değil.

Kurbanlık koçlar kesmemiz gerekirken İsmaillerimizi toprağa uğurlayan bir bayram süreci yaşıyoruz.

Bütün bu olumsuzluklara rağmen umudumuzu ve inancımızı yitirmiyoruz. Mutlaka ama mutlaka şafakta güneş doğacaktır. İsmaillerimize kurbanlar adadığımız günler de olacaktır. İşte o zaman bayramlarımız bayram kutsallarımız daha da kutsallaşacaktır.

İşte o zaman minnettarlığımız büyüyecek, emeklerimiz hak ettiği değeri bulacaktır.

İşte o zaman herkes kardeşinin dertleri ve acıları ile dertlenecek sevinçlerine ortak olacaktır.

Dileriz ve umarız o günler yakın olsun.

Bayramınız bütün bu duruma rağmen kutlu ve mutlu olsun.

Allah yar ve yardımcımız olusun.

Acılarımız bitsin mutluluk kardeşlik kaynağımız olsun.