Uzak da olsan

Yerleşik durursun içimde

 Koca saraylar gibi

 Mehtap Sineması Civarı

Batman’ı, Batman olarak tanımlamak istersek nasıl tanımlarız? Sadece birkaç mahalle, cadde

ve sokak olarak anlatırsak tanımlamış olur muyuz? Ben tanımlanmayacağına inanıyorum. Çünkü Batman’ı Batman yapan, farklı yöre ve şehirlerden gelen insanlara yaşam olanağı sağlamış olmasıdır; ve ancak bu insanların yaşadığı yerleri tam olarak anlatabilirsek tanımlamış oluruz diye düşünüyorum. Batman’ın asıl kimliği, kendiliğinden oluşan yaşam alanlarıdır. TPAO ve Site, Batman’ın dışa açılan yüzü ise, diğer tüm bölgeler Batman’ın ruhudur.

             Elma Sokağı ile başladım, Mehtap Sineması civarı ile devam edeyim. Her bölge kendine has özellikleri taşıdığı için çok renklidir ve onun bu özelliği de Batman’ı diğer şehirlerden farklı kılıyor.

              Kendiliğinden oluşan yaşam alanları diye yazmamın nedeni; Batman’a ilk yerleşenler, geldikleri şehir ve kasabaların kimliğini de taşıdılar. Bu yönüyle büyük şehirlerde göçlerin sonucu oluşan benzer bölgeler, Batman henüz çok küçükken büyük şehirlerin kent cazibesini oluşturdu. TPAO çekim gücünü eklemek gerek tabii. Büyükşehirler ekonomik büyüklüğüyle, Küçük Batman yüreğiyle kucakladı gelen herkesi.

              Mehtap Sinamsı Civarı diye belirttim, sinema o bölgenin sembolu oldu ve öyle anılmaya başladı. Sinema Çevresi, Estel’den gelen insanların yaşadığı bölge oldu. O alana gittiğinizde Arapça haricinde hiçbir kelime duyamazdınız, birbirlerine çok bağlıydıylar. Özellikle kavgalara bir kabile ruhuyla giderlerdi. Aslında birçok kişi onların bu kavga birliğinden çekinirdi. Tabii o kavgalar ilk gençlik ateşiyle harlanıyordu, büyüdükçe söndü ve sadece sıcaklığı kaldı geride. Çok iyi arkadaş olduk onlarla da Batman’ın her yerinde olduğu gibi.

             1970 li yıllarda Mehtap sinemasına ailecek giderdik. Şimdi yer yer solmuş bir resim gibi duruyor hafızamın önünde. Sinemanın 1965 yılında kurulduğunu düşünürsek, küçük bir ilçe, çok sıkı olmazsa da tutucu bir ilçe ve ailecek yazlık sinemaya gidildiğini gözlerinizde canlandırabilirseniz, ne kadar canlı ve toleranslı bir ilçe olduğunu görürüsünüz. Tabii bu arada Arıkan kuzen ve kardeşlerin cesur ticari atılımını unutmamak gerek. O günleri sislerinda ardında kalmış bir gerçek gibi hatırlıyorum. Sinemanın önünde kurulu babalarından, Ahmet Mahmut ve Hacı Akyol adındaki oğullarına geçen, çekirdek tezgahından çekirdek alıp sinemaya girişimiz çok tatlı bir anı olarak kalmış hafızamda. Bilet kontrolörü Mustafa Kara ve Makinist Mehmet Yerli Amca’lar nur içinde uyusunlar. Onları da anmış olayım. Mehtap Sineması Civarını yazaraken Feyyaz Tolan Abi’yi yazmadan olmaz, çünkü o Batman’ın Göksel Arsoy’u idi. Feyyaz Abi Beden Eğitimi Öğretmeni’ydi, elim bir kazası sonucu omirilik felci oldu. Bu kaza bir beden eğitimi öğretmeni için hayatın en acımasız talihidir. Istanbul’da fırsat buldukça ziyaret ederdim onu. Kazadan sonra evde oturmak yerine, Türkiye Omirilik Felçlileri Derneği’nin hem öncü kurucularından hem de en çalışkan aktivisti oldu. Feyyaz Abi’yi yazarken, Cemal Abi’mle birlikte olan günleri film şeridi geçti gözlerimin önünden. Ikisi de nur içinde yatsın. Mehtap sineması Civarı derken İşcanları anmamak olmaz, onlar da o civarın sembolleriydi.

             Batman Burası! Adımladıkça hayatın barındırdığı renkler gibi, insanların renkliliğiyle karşılaşırsınız.

             Hep birlikte Batman’ı gezmeye devam edelim....

Editör: TE Bilişim