Kamu İhale Kurumu E. Başkan Yardımcısı

1980’li yıllarda o zaman küçük bir idare odasından ve baskı biriminden oluşan ofise girdiğimde Arif Arslan’la selamlaştık.

-Buyrun, hoş geldiniz.

-Hoşbuldum, sizinle tanışmaya geldim.

-Memnun oldum, biz Çağdaş Gazetesi olarak kapılarımızı sizin gibi dışardan gelen misafirlerimize daima açık tutarız, sizleri velinimet olarak görürüz.

-Çok naziksiniz, teşekkür ederim, ben de aynı duygularla geldim. üniversitede okuyorum, şimdi tatil dönemine girdik, memlekete gelince de, yerel gazetede yazmak suretiyle acaba bir katkı sağlayabilir miyim, düşüncesiyle sizinle istişare etmeye geldim

-Çok sevindim, sizin gibi arkadaşlarımız için burayı bir okul olarak görüyoruz, örnek yazılarınızdan birkaç tane inceleme olanağı sunarsanız, değerlendirip ona göre yol haritamızı belirleyelim.

Arif Arslan’la o gün başlayan muhabbetimiz her geçen gün ilerleyerek bugünlere kadar geldi. Yollarımızın o tarihte kesişmesinin bana ciddi manada katkıları oldu. Geçiş döneminde yüksek entelektüel düzeyli bir faaliyet içinde duygu ve düşüncelerimi Batman halkıyla paylaşma imkanı bulduğum için şanslı idim.

Batman’ın o dönem kaymakamı kadim dostum, muhterem Ali Ülger beyefendinin de rahlei saadetinden geçerek, Batman’da yerel gazetecilik faaliyetine yepyeni ve farklı bir boyut kazandırdığımızı düşünüyorum. Mülkiye’de okuyor olmamın onun nezdinde önemli bir değer atfettiğini yakinen hissediyordum. Bana yeri geldiği zaman pozitif ayrımcılık yapmak suretiyle moral ve motivasyon sağladı. Mekanı cennet olsun.

O dönem Belediye Başkanı koltuğunda sn Ataullah Hamidi’nin oturuyor olması ise bambaşka bir şans ve avantaj oldu. Desteğini arkamızda hissederek yolumuzda emin adımlarla yürüyorduk, ona ve belediyeye dair zaman zaman eleştirel sayılabilecek hiçbir yorum veya haberimize tavır koymadı, aksine tarafsız ve makul yazmamız konusunda bizleri teşvik etti.

Yerel gazete sayısı sınırlı olduğundan ilgiyle izlenme ve okunma oranı yüksekti. Yazılarımızın halktaki yankısını olumlu tepkiler şeklinde sürekli izleme ayrıcalığımız vardı. Gazete ekibi olarak yeri geldiğinde kenetlenerek ve birlikte hareket ederek ama herkesin fikri ve tarzı kendine özgü olacak şekilde gayet demokratik bir ortamda yazıyorduk. Uzun süren yazı hayatımda hiç kimsenin müdahalesi veya yönlendirmesi ya da çekincesi olmadı. Güdümlülük yoktu, yazdıklarımızın ucunun nereye gideceği, birilerinin bundan rahatsız olup olmayacağı yönetimin ilgi alanına bile girmiyordu. O nedenle o yıllardaki gazeteciliğimizi hem nostaljik hem de gerçekçi buluyorum.

Dizgi işlemini görünce o kadar şaşırmıştım ki, orada emektar bir dizgici abi vardı, kendisine verilen metni önüne koyar, harf kutularından ihtiyaç duyulan harfleri tek tek yerlerinden alır, yan yana dizer, metinleri oluştururdu. Dizmek, yazmaktan çok daha zor ve karmaşık bir süreçti. Gazetenin basım süreci hamaliye gerektiriyordu ve alın teriyle özdeş durumdaydı. İnce elemek ve sık dokumak dedikleri bu olsa gerekti. Biz vitrindeydik ama mutfağın da sahipleri onlardı. Onları özlem ve sevgiyle anıyorum.

İlçenin ileri gelenleriyle zaman zaman toplantılar yapar, Batman’ın sorunları, beklentileri ve çözüm önerileri üzerine kafa yorardık. Kaymakam ve Belediye Başkanı bu anlamda en fazla bir araya geldiğimiz Devlet büyüklerimiz idi. Onları saygıyla ve sitayişle anıyorum.

Gazetedeki köşemin ismi “De Facto” idi. Uzun bir süre bu isimle yazdım, bir gün Kaymakam Ali Ülger Beyefendiyle sohbet ederken, “Sizden bir ricada bulunacağım, De Facto yerine başka bir köşe ismi kullanın lütfen; zira bu isim Türkçe değil ve kimi insanlarca tam anlaşılamıyor olabilir” dedi. Bunun üzerine ben de kendilerine “efendim, sizin bir öneriniz varsa onu dikkate alalım” dedim. “Köşenizin adı BENCE olabilir” dedi. Ertesi gün gazete yönetimiyle istişare ettik ve De Facto’yu ‘Bence’ olarak değiştirdik. Sonraki yazılarım bu köşe ismiyle çıktı.

O dönem Batman’ın sosyal, kültürel, ekonomik ve tarihsel yapısını içeren bir kitap çalışması yapıyordum. Aslında çok yoğun emek vererek kitabı baskıya hazır hale getirecek kadar da olgunlaştırdık. Bunun için resmi kurumların desteğini aldım. Batman’la ilgili basılı bir çalışma olmadığı için her şeyi sıfırdan değerlendirip yazıya döküyorduk. Hatta Batman’ın coğrafi ve tarihi envanterini yerinde incelemek maksadıyla Sn Arif ve Arslan ve TPAO Bölge Müdürü Mehmet Yamaç Beyefendinin talimatıyla Halit Edip Özcan’la ilçe ilçe, köy köy dolaşarak yerinde görme, fotoğraflama çalışmalarını yoğun şekilde sürdürdük. Kitabı bitirdikten sonra basım için Ankara’da bir matbaayla anlaşma sağlandı ancak ödeme aşamasında yaşadığımız sıkıntılar nedeniyle ertelemek durumunda kaldık.

Babam Babinirli Mele Abdullah, Batman Gazetesi’nde düzenli olarak yazıyordu. Ben de Çağdaş’ta yazmaya başlayınca zaman zaman babamla tatlı bir yarışta olduğum duygusuna kapılırdım. Yazımın çıktığı gün gazeteyi alır babama takdim ederdim, ilgiyle ve yorumlar yaparak okurdu. Akşamları sofrada yemek yerken yazdıklarımız üzerine kritikler yapardık.

Batman Çağdaş Gazetesi, adına yakışır şekilde yarım yüzyıla yakın bir zamandır, Batman’ın nabzını elinde tutmayı, gündem oluşturmayı başardı. Hatta zaman zaman mensubu olduğu medya grubunda ulusal gazetelerde manşetlik haberlere imza attı. Arif Arslan abimiz, her manada çalışkan, öğrenmeye aşık, kendini sürekli geliştiren, mütevazı ve en önemlisi bir çok ilklerin temsilcisi olmuştur. Batman’dan ayrılıp farklı şehirlerde yaşadığım nerdeyse 40 yılı aşkın bu sürede ilgisini ve muhabbetini asla eksiltmedi. Mevcut yazarlarına değer vermesi bir yanda, eski emektarlarını da her zaman takip etmiş, ahvallerini sormuş ve diyalogu koparmamıştır.

Bir ara belediye başkanlığı aday adaylığı dönemimde de yanımda durdular, her manada desteklerini esirgemediler, hep birlikte bir aile olduğumuz duygusundan hareketle dostluğumuzu devam ettirdik. Bu manada kendilerine müteşekkirim.

Geçenlerde, Sinan Köyü’nün mümtaz hocası, müderris, alim, bilge şahsiyet muhterem amcam M. Siraç Aydın’ın vefatı nedeniyle Batman’a geldiğimde, Arif Arslan beyefendi Gazetenin 40. Yılından bahsedince, zamanın bu kadar çabuk geçmesine şaşırdım ama gazetecilik duayeni olarak böylesine istikrarlı bir süreçten bahsedilmesine sevindim.

35 yıl önce yazılarımı yazdıktan sonra Bahçelievler’den yürüyerek gazeteye gider, yazımı teslim eder o esnada çay keyfi eşliğinde gazetedeki dostlarla sohbet ederdik. Şimdi yazıyı yazdıktan sonra bir tuşa basarak göndermek söz konusu olunca çay keyfinden mahrum kalacağız gibi. Ancak diyorum ki alacağım olsun, ilk Batman seyahatimde Batman Çağdaş Gazetesi’nin şimdi eski Sanat Okulu’nun yanındaki ofisine uğrayıp 40 yıllık hatırlı kahvenin tadına bakacağım inşallah.

Sevgili Arif Arslan başta olmak üzere tüm eski ve mevcut emektarlara bir Batmanlı olarak teşekkürlerimi sunuyorum. Ne mutlu size ki, böylesine netameli, zorlu bir süreçte alnınızın akıyla 40’ı deviriyorsunuz. Umarım ve dilerim ki daha nice 40’ları olur bu gazetenin. Hem bereketli olsun hem keyifli olsun hem verimli olsun hem de faydalı olsun. Siz bu denli gayretli, dürüst, objektif ve çalışkan oldukça Batman halkı sizi bağrına basacak ve asla yalnız bırakmayacaktır.

Yakın zamanda yaşadığımız pandemi ve deprem felaketi gibi acı ve gözyaşı dolu haberler vermek yerine, Cenabı Allah, ülkemizin refahı, mutluluğu, huzuru ve muasır medeniyetler seviyesine erişmesine ilişkin güzel haberler vermek nasip etsin. Başarılarınızın devamı dileğiyle Ankara’dan en içten selam ve saygılarımı gönderiyorum. Kalın sağlıcakla.

Editör: Yunus Yasak