Batman Belediye Başkanlığı 1994 Genel Mahalli Seçimlerden bu yana Yurtsever cephe olarak adlandırılan Kürt ve demokrasi meselesini öncelikli meselesi olarak gören kesimin elinde.

Bu tarihten bu yana yapılan bütün yerel seçimlerin galibi de bu anlayışın takipçisi olan partiler oldu.

Seçim süreçlerinde elbette büyük çekişmeler yaşandı. Devletin bütün olanakları sistem partisi olarak adlandırılan partilerin emrinde kullanıldı. Hatta bazı dönemlerde bütün partiler neredeyse güç birliği yaparak seçime katıldılar lakin sonuç itibariyle belediye yönetiminin el değiştirmesi mümkün olmadı.

Halk sandığa gittiğinde tercihini yönetimden yana kullandı ve bu yönetim tarzını görevde bıraktı.

Bu yönetim tarzının eksiği, gediği yok mu derseniz bu soruya verilecek olan cevap açıktır. Ancak bütün eksik ve aksaklıklara rağmen halka hizmet vermeye çabalayan bir belediye yönetimi yok denirse bu da vicdansızlık olur.

Halkın yüzde 60 gibi bir bölümünün oy desteğini alan Belediyeden beklentiler de bu oranda yüksek. Türkiyenin en fazla işsizinin bulunduğu bir ilden söz etmekteyiz. Hızlı büyümeye yetmeyen bir belediye bütçesinden söz etmekteyiz. Herkesin en iyi hizmeti beklediği ve bütün alanların hizmet beklediği bir yönetimden söz ediyoruz. Tabanının tamamına yakınının yoksul kitlelerden oluştuğu ve olanakları buna yetmeyen bir yönetimden söz ediyoruz. Her oy verenin belediye başkanından direkt olarak hesap sorabildiği bir yönetim modelinden söz ediyoruz. Demokrasiyi, insan haklarını, kadın erkek eşitliğini sağlamaya çabalayan bir anlayıştan söz ediyoruz. Bütün bunlara rağmen bölgemizde sürmekte olan çatışmalarda taraf olarak görülen ve bu nedenle de işlemlerinde müfettişlerin eksik olmadığı bir yönetimden söz ediyoruz.

Bütün bunlara ek olarak seçilmiş yöneticileri ile meclis üyelerinin suçlandığı ve görevden uzaklaştırıldığı bir belediye yönetiminden söz ediyoruz.

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir kesimimiz var ki sanki Belediye yönetimi başarısız olsa boyları uzayacak, başları göğe gerecek bir kesim bu. Toplumun en kutsal değerlerini kullanarak her yönden saldırmaya yöneliyorlar. Yapmadıkları duygu sömürüsü denemedikleri karalama politikası kalmadı. Yenilen güreşçi güreşe doymaz misali her defasında duvara tosladıkları halde ne yoruluyorlar ne de utanıyorlar. Dünyaya dar bakış açıları ile bakmayı meziyet sanıyor, kendileri dışında dünyada başkaları yaşamıyor zannediyorlar.

Demokrasilerde yöntem bellidir. Projelerinizle halkın karşısına çıkar yapmak istediklerinizi halka anlatırsınız. Eğer insanlara gerekli olan güveni vermiş iseniz o zaman halk sizi destekler ve sandıktan kazandırır. Yok, söylemleriniz insanlara inandırıcı gelmemiş ise yaptıklarınız ile halka güven vermemiş iseniz o zaman halk sizi desteklemez ve düşünmenizi ister.

İşte sandıktan kaybederek çıkanların yapmaları gereken başarısızlıklar üzerinden politika geliştirmek değil daha başarılı olmanın yollarını aramaktır. Hatta gerçekten bu halkın yanında bulunuyorlarsa ve bu halkın daha iyi hizmet almalarını istiyorlarsa belediye yönetimine yardımcı olmaktır.

Çünkü sonuç olarak eğer gerçekten amaç bu halka hizmet etmek ise hizmeti halka sunmanın olanaklarının halk için kullanılması gerekmez mi?

“Ben hizmet etmiyorsam yapılan hizmeti takdir etmem” demek çok da doğru bir yaklaşım olarak görülmez.

Batman Belediyesi ve yönetimi elbette eleştirilemez bir yönetim değil. Zaten çalışmalarının eksiksiz olduğunu söylemek de mümkün değil. Yalnız bu eksiklik iddia edildiği gibi değil ve getirilen eleştirilerin de hizmetin kalitesini ve oranının yükseltmeye yönelik olmalı ki niyetin iyi olduğunu inanmak mümkün olsun.

Bu günlerde belediyeler üzerinde estirilen bir kayyum meselesi bulunuyor. Duyarlı olan herkesin yapması gereken böylesi bir uygulamanın demokrasi ile bağdaşmadığını ortaya koymaktır. Çünkü böylesi bir adım Türkiye demokrasisine kara bir leke olarak geçecektir. Bugün bu uygulamayı alkışlayanlar yarın çok yanlış yaptıklarının farkına vardıklarında gerçekten geç olacaktır.

Çekme mazlumun ahını çıkar aheste aheste sözünde olduğu gibi yarın başkaları da benzer uygulamalar yapabilirler. Bunun yolunu açmamak gerekiyor. Nasıl ki askeri darbelerle siyasetin yolunun tıkanmasına karşı çıkıldıysa ve çıkılıyorsa sivil darbelerle demokrasinin yolunun ve önünün kapatılması da önlenmelidir. Çünkü demokrasi ve temel haklar herkese lazım olandır. Aksi halde bir delinin kuyuya attığı taşı kırk akılla çıkaramıyor. Mesela son olarak internet üzerindeki Atatürk parkı uygulaması gibi. Aklı başında olan hiçbir insanın inanmadığı bu mesele ve yalan gündemimiz işgal ederken başarısızlıktan medet umanların balıklama söylemleri de bize yapılması gerekenin böyle davranmak olmadığını gösterdi. Belediye yönetimi; “Atatürk parkının isminin değişmesine yönelik, Batman Belediyesi Meclisine bugüne değin hiçbir başvuru veya talep ulaşmadı, kişiselleştirilmiş bir program olan Google Maps uygulamasında yapılan isim değişikliğiyle ilgili Belediyemiz muhatap olmadığı gibi, bireysel yapılan ve art niyet taşıyan bu değişikliği yapan kişilerin iletişim numaralarına ulaşılmış bu kişiler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacağız” dedi. Böyle basit oyunlarla belediyeyi zor durumda bırakacaklarını düşünenlere halkımız her alanda gereken cevabı vermiş vermeye de devam edecektir diyen Kaytar, “  bazı seviyesiz insanların bu tür oyunlarına itibar etmeyen halkımıza teşekkür ediyoruz” dedi lakin bizdeki bakış açısı da epey düşündürmüş oldu.