Geçtiğimiz günlerde kaleme aldığım, ‘Haddini Aşanlarla Mücadele’ başlıklı yazımda toplumu rahatsız eden, her türlü kötülüğe bulaşmış insanlara dikkat çekmiş, onlarla mücadelenin önemi üzerinde durmuştum.

O yazıma olumlu tepkiler geldi…

Yolda veya başka yerlerde karşılaştığım nice kişi, yazım için teşekkür ettiler.

Hemen belirteyim, görevimi yaptım sadece.

Eğer elimde kalem tutuyorsam, toplumun hislerine tercüman olmam gereken yazılar yazmam gerekir.

Söz konusu yazımda, özellikle madde satıcıları ve tefecilerle ilgili tespitlerime katıldıklarını belirten ve ilgilileri de onlara karşı daha etkin tedbir almaya davet edenlerle karşılaştım.

Batman yerel basınının yekvücut olarak birleşip, nice ocakları söndüren, nice ailelere dünyayı zindana çeviren tefecilerin üzerine üzerine gidilmesini önerenler oldu.

TEFECİLERİ GÜNDEMDEN DÜŞÜRMEMEK GEREK…

Yakın zaman arşivimi taradığımda tefeciler konusunda çok fazla yazı yazmadığımı gördüm. Zaman zaman yorumlarda tefecilere dikkat çekmiş olsam bile, özel olarak çok makale yazmamışım.

Son yıllardaki arşivimi taradığımda, sadece geçen yılın Şubat ayında özel ‘Acil Tefeci Arıyorum’ başlıklı makaleme ulaştım.

Tefecilik ile ilgili yazımda;

‘hayatları karartan,

aileleri parçalayan,

gençleri bunalıma,

esnafları iflasa sürükleyen,

anne ve babalara kabuslar yaşatan’ diyerek tanımlarda bulunmuşum. O yazımda faizle borç para veren tefeciliğin yazılı metinlerdeki karşılığı üzerinde dururken, tekrarında yarar gördüğüm şöyle bir değerlendirme yapmıştım:

ALLAH KORKUSU OLMAYANLAR…

‘Tefecilik yapanlar toplumun en kötü ve iğrenç şahsiyetleridirler diye düşünüyorum. Çünkü bunlarda Allah korkusu yoktur…

Zaten Allah, Kur’ani Kerim’de ‘faizi’ kendisine karşı harp vaziyeti almak olarak nitelemiştir. Zor duruma düşünlere yardım eder gibi davranıp, sömürenlerden daha zalim kim olabilir?

Bu tefeciler dünyada ebedi kalacaklarını sanan aptallardır. Çünkü bütün dünya onların olsa, kısa zamanda yaşlanıp ölecek ve kazandıkları haram paralar mirasçılarına kalacaktır. Aslında acınacak insanlardır onlar. Dünya malına taparak, zor duruma düşen insanları sömürenler trilyon sahipleri olsalar bile, yerlerinde olmak istemem...

Maalesef tefecilikle uğraşmayan bir sistem gerçeği var. Aileler büyük dramlar yaşıyor, toplumumuz perişan olmuş. Tefecilere yeterince dokunulmuyor.

Ülke genelinde olduğu gibi Batman’da da tefeciler ocak söndürüyor. Bahisçiler, internet üzerinden sömürenlere artık ‘dur’ denilmelidir. Çeteler ve tefecilere teslim olmuş, sessiz sedasız evlerini satan, iflaslarını veren ailelerin haberlerini okuyoruz.

Bazen sırf tefecilerle uğraşacak ‘Hılf-ul Fudul’ için çağrıcı olmak istiyorum…

Bazen ise, ‘Acil Tefeci arıyorum’ diyerek ulusal medyaya ilan verip, karşıma çıkacak, kötü amaçlı, faizi araç gibi kullanıp, zor duruma düşenleri çirkin emellerine alet etmeye kalkacak olanların çirkin suratlarına tükürmek istiyorum…

Annelere kanlı gözyaşı akıtan, gençleri ölüme, esnafları iflasa, mağdurları intiharlara sürükleyen zalimlerin üzerine gidilmelidir. Devlet, vatandaşların hak ve hukuklarını savunmalıdır. Günümüz dünyasında her türlü mobese, dinleme aygıtlarıyla kötülere rahatlıkla ulaşılabilir. Mağdurların gizli feryadı arş-ı alaya ulaştı bilesiniz…’

Evet, on kez daha yazacak olsam yine tefeciler için, ‘içimizdeki, aramızdaki zalimlerdir’ diyeceğim. Çünkü sadece borçlarını katmerli faizle tahsil etmiyorlar…

Ne yapıyorlar, hangi yöntemlere başvuruyorlar?

Mafya türü örgütlenmelerle,

zorbalıkla,

işkence yapmakla,

aile fertlerini öldürmekle,

ailesinden birine zarar verme tehditleriyle toplumun karşısına çıkıyorlar.

Bu kirli yöntemlerle topluma korku salarak, kimsesizlere dünyayı zindana çeviriyorlar…

Halk bu çetelerden korkuyor, çekiniyor. Kimse korkudan şikayetçi olmuyor.

Büyükşehirlerde çek/senet mafyası bilinen bir gerçekliktir. Bölgemizde sırtlarını feodal güçlere dayayarak tefeciliğe başvuranlar olmaktadır.

Bazı tefecilerin para ile, ya da pay vererek madde satıcıları ile her türlü kirli ve karanlık işlerle hayatlarını kazananları kullanarak borçlularına gözdağı verdikleri yolunda duyumlar var…

Sonuç olarak zalimlikte, vicdansızlıkta sınır tanımayan tefeciler gerçeği açıktır. Bunlarla mücadele edilmeli, toplum onlardan korkmamalıdır.

En büyük görev güvenlik mensuplarına, emniyet teşkilatlarına düşüyor. Halkın can, mal ve ırz emniyetini korumak devletin görevidir. Vatandaşlar olarak bizlere düşen görev, emniyet güçlerine yardımcı olmak, bilgilendirmektir.

Kitle iletişim çağında yaşıyoruz.

Her türlü dinleme, izleme, görüntüleme sistemleri var…

Tefecilerin takibe alınarak tespit edilmesi için teknolojiden yararlanma koşulları var.

Bu önemli toplumsal sorunla daha etkin mücadele için öncelikle başta güvenlik birimleri, ilgilileri ve tüm kesimleri duyarlı olmaya davet ediyorum.