Bu kentin olumlu anlamda değişim yaşamamasından dolayı, yaklaşık 15 yıl sonra yine ‘medeniyet düşmanları’ diye bir yazı yazmaktan gerçekten hicap/utanç duyduğumu belirterek yorumuma başlamak istiyorum!..

Eloğlu uzayın derinliklerinde, başka gezegenlerde yaşam alanı arıyor, teknolojide baş döndürücü gelişmeler yaşanıyorken, demiryolu raylarının somun ve civatalarıcıvata ve somun hırsızlığı yüzünden enerji nakil hatlarımızın devrilmesi meselesini tartışıyorsak, bundan ala utanç mı olur?..

Önceki gün Batman Çağdaş’ta, yani gazetemde, ‘Hırsızlar direk devirdi’ başlıklı haberi okurken, gerçekten kahroldum, utandım…

‘Yine medeniyet düşmanları’ diyerek, bize bu ayıbı yaşatanların yüzlerine tükürmek istedim…

“HIRSIZLARA YETİŞEMİYORUZ”

Konu ile ilgili haberden bir iki kesite bakalım: “Hırsızların sık sık dadandığı yüksek gerilim hatlarının statik dengesini sağlayan vida ve diğer parçalarının çalınması TEİAŞ Bölge Müdürlüğü yöneticilerini bezdirdi. Son hırsızlık vakasında vidaların çalınmasıyla dev yüksek gerilim direği devrildi. TEİAŞ Batman 16. Bölge Müdürü Mehmet Şerif Ekinci: ‘Hırsızlara rica ediyoruz; böyle bir şeye tenezzül etmesinler. Küçük bir menfaat uğruna koca bir memleketi enerjisiz bırakma durumuyla karşı karşıya bırakmayın’ dedi. TEİAŞ Batman 16. Bölge Müdürlüğü’ne ait yüksek gerilim hatlarına dadanan azılı hırsızlar, hem kentin enerji nakline engel oluyor, hem de kuruma ciddi maliyet oluşturuyor. Hırsızlar, önceki gün Batman- Kurtalan ilçesi sınırında 154 kv iletim direğindeki statik demir parçalarını çalınca dev iletim direği devrildi. Hırsızlık vakaları nedeniyle birçok bölgeye enerji vermediklerini belirten Batman 16. Bölge Müdürü Mehmet Şerif Ekinci: ‘Bölgemizin sorumluluk alanındaki birçok yerde buna benzer olaylarla karşılaşıyoruz. Ekiplerimizin geceli-gündüzlü çalışmasına rağmen maalesef hırsızlara yetişmekte zorluk çekiyorlar. Onlar söktükçe bizim ekipler takıyor. Fakat buna rağmen işi bayağı ilerletmişler, onların meydana getirdikleri hasarı önleme noktasında çaresiz kalıyoruz. Bu konuda tüm vatandaşlarımızı duyarlı olmaya, bu vakalarla karşı karşıya kaldıklarında mutlaka Jandarma veya Bölge Müdürlüğümüze bildirmelerini istiyoruz’ dedi.”

Bu haber gerçekten büyük bir utancımızı gözler önüne seriyor. Yıllık maliyet 1 milyon TL’yi bulan bir hırsızlık, bir adilikten söz ediyorum…

Bu kentte geçmişte bir günde belediye kanalizasyon şebekesine ait 30 adet logar kapağının çalındığı günleri de hatırlıyorum…

Israrla bu utancın üzerine giderken aramızdaki alçaklar konusunda toplumumuzu bilinçlendirmeye çalışıyordum. Demek ki yeterli olmamış. Tüm meslektaşlarımın da bu konuyu gündeme almaları gerektiğine inanıyorum.

Bazı sorunları ısrarla gündemde tutmak gerekir. Toplum bilincinin gelişmesi için bir sorunu on kez bile gündemde tutmamız gereğine inanıyorum.

Yirmi birinci yüzyıla yelken açan insanlık ailesi, medeniyet mücadelesi veriyor. Kimi ülkeler medeniyeti yakalamışken, kimi ülkeler hala geri kalmışlığa mahkum durumda…

Ülkemizin muasır medeniyet seviyesine çıkarılmasından yıllardır söz ediyoruz. Ancak muasır medeniyeti öyle kolay yakalayacağımızı sanmıyorum…
Neden mi?
Yaklaşık 15 yıl önce bu köşede yaptığım değerlendirmeyi okuduğunuzda hak vereceksiniz. Bakınız enerji nakil hatları somunlarının çalınması üzerine nasıl bir değerlendirme yapmışım, nasıl da günümüz için de geçerliliğini koruyor, birlikte okuyalım:
SOMUN VE CİVATALAR GÖSTERGEDİR…
‘Batman kırsalındaki enerji nakil hatlarının bağlantılarını sağlayan somun ve cıvataların çalındığı yolundaki haberimizden söz ediyorum. Söz konusu haber beni oldukça düşündürdü. Enerjiden sorumlu yetkililerimiz, somun ve cıvataların çalınması yüzünden enerji nakil hatlarının devrildiğini, bazı köylerin günlerce karanlıkta kaldığını ifade ediyorlar. Her yıl on binlerce somunun çalındığını belirten yetkililer, kurumların uğradığı zararın çok büyük meblağlar tuttuğuna dikkat çekiyorlar.
Kurumların zararını kim karşılıyor dersiniz? Ya da kurumların zarar faturası kime kesiliyor?
Tabi ki halka.. Bu ülkede yaşayan herkese fatura kesiliyor.

Ama zararı bir yana bırakalım, şu köylerimizi karanlığa bırakmak kadar vahim bir durum olabilir mi? Medeniyetin somun ve cıvatalarla ilgisi var mı diye sorarsanız, yanıtım çok
açık…
Evet vardır…
Somun ve cıvataları medeniyet göstergesi olarak kabul ediyorum…

Eğer benim köylerimi karanlıktan kurtaran enerji nakil hatlarının somun ve cıvataları çalınıyorsa, demek ki medeniyetten çok çok uzağız……
Küçük çocuklar bile çalsa, yine de tepkim değişmeyecek. Halbuki enerji nakil hatlarının somun ve cıvatalarını büyüklerin söktüğü belirtiliyor. Özellikle köylerde traktörleri bulunan veya su motopompları olan köylülerin somunları kullanmak amacıyla çaldığı yolunda duyumlar var. Küçük çocuklar ise çaldıklarını satıyormuş. Hayret etmemek elde değil……
Benim köylüm nasıl olur da göz göre göre köylerine ve çevrelerine enerji sağlayan direklerin cıvatalarını söker?’

Evet, yaklaşık on beş yıl sonra yine toplumumuzu ilgilendiren bir ayıptan, eksikliğimizden söz etmek zorunda kaldım. Aramızdaki kötülerin tasfiyesine katkı sunmak için inşallah yarın ki yazımda da bu mevzuyu işlemek istiyorum.

Devamı yarın