Aslında Üniversite öğrencilerimizin yaşadıkları sorunla ilgili yorum yazacaktım.  

Batman Küçük Millet Meclisinde geçen hafta üniversite öğrencilerimizin sorunlarını tartışmıştık. Not aldığım kitapçığımı bir yerde unutmuşum. İnşallah yarın ki yazı konum üniversite öğrencileri ve sorunları olacak.

Kentimizin en önemli sorunlarını bu köşeye taşıyarak çözümüne katkı sunmayı amaçlıyorum. En önemli sorunlarımızdan birisi şüphesiz ‘kentin zemin etüdü’ ile ilgilidir…
Batman gibi birinci sınıf tarım arazilerinde inşa edilmiş kentte, zemin sorunlarının yaşanmasından daha doğal bir şey bilemiyorum. 
Hele çevresindeki arazilerde sürekli olarak birkaç metrelik kuyulardan su çekiliyor, yüzlerce sulama kuyusu aktif durumda bulunuyorsa, zemin sorunlarıyla karşılaşmazı çok doğal bulmak gerekir.
Kent merkezinde yüzlerce su kuyusunun bulunduğunu, bu kuyuların geçmiş yıllarda çok aktif olduğunu unutmamak gerekiyor. Her su kuyusu yeraltında ufak çaplı boşluklara neden olmaktadır. 
Bilim insanlarının bu konuda yaptıkları uyarıları nedense yıllardır dikkate almıyoruz…
Bu kentte sayısız kez zemin çöküntüleri yaşandı. Kentimizde büyük korkuya neden olan zemin çöküntülerinin üzeri hep kapatıldı…
Yıllardır sorumluluk bilinciyle hareket ederek belediye yönetimlerini bu konuda uyaran, eleştirmekten çekinmeyen biriyim. Zemin çöküntü sorunları konusunda makaleler yazmakla yetinmedim.
Zemin çöküntüleri sorununu hep gündeme taşıdım. Batman Kent Konseyi gündemine taşıdığım gibi, çeşitli platformlara da götürdüm. Bir kez daha bu sorunu gündeme taşımayı görev biliyorum.
İyi de neden diyeceksiniz? Neden durup dururken zemin çöküntülerini gündeme taşıdığımı merak edenlere önceki gün bir gazetemizde yer alan haberi sunarak cevap vereyim: “Zemininde oluşan toprak kayması nedeniyle haber konusu olduktan sonra Batman Belediyesi İmar Şehircilik Müdürlüğü tarafından tahliye edilen 12 katlı bina hakkında yıkım kararı çıkarıldı. Kararın ardından harekete geçen ekipler, kepçe ve dozerlerle binayı yıkma işlemine başladı. Binanın, çevreye zarar vermeden, güvenlik önlemleri altında kat kat yıkılacağı belirtildi. Bina yıkıldıktan sonra zeminde güçlendirme çalışmaları yürütüleceği tahmin ediliyor.”
Haber böyle. Kentimizin önemli bir semtinde çevre için tehdit oluşturan bir bina için alınan yıkım kararına çok sevindim. Henüz bir felakete neden olmadan bu yıkımın bir an önce sonuçlandırılmasını diliyorum.
“BİR MUSİBET, BİN NASİHATTEN EVLADIR”
Söz konusu bina/apartmanı kamuoyu gündemine taşıyıp, yorum yaparak gerekli tedbirlerin alınmasını isteyen biri olarak belediyenin yıkım çalışmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyorum. Sorumluluk bilinciyle hareket ederek sorunu gündeme taşırken bile emlak fiyatlarını olumsuz etkilememek için dikkatli davranmıştım. Yaptığım uyarılar ile ilgili bir derleme sunmak istiyorum: “Sorumluluk bilinciyle hareket ederek boşaltılan apartmanın hangi semtte yer aldığını bile yazmıyorum. Neden mi? Çünkü açık adresler emlak fiyatlarını olumsuz şekilde etkilediği gibi, çeşitli endişeleri de artırmaktadır. Ancak gelişmelere gözümüzü kapatmamız da doğru bir yaklaşım olamaz. Yine sorumluluk bilinciyle hareket ederken, olası tehlikelere de dikkat çekmemiz gerektiğine inanıyorum. Son örnekte olduğu gibi eğer ciddi bir tehlike yaşanmış, büyük bir apartman boşaltılmış, komşu apartman sakinleri huzursuz olmuşsa, bunun nedenlerine ve niçinlerine de değinmemiz gerekiyor. Bir bina özeline takılmaktansa, bu kentin genel zemin sorunu üzerine kafa yormamız gerektiği görüşündeyim. O mevkide tehlike çok büyüdü ve zemin çöküntüsü, yeraltında akan su, çevre binaların tümü yerel basında haber konusu oldu. Bizden öncekiler, ‘Bir musibet, bin nasihatten evladır’ demişler. Başımıza musibetler gelmeden tedbirler almamız gerekirken, nedense musibetlere rağmen gereken önlemleri almıyoruz…
Batman Üniversitesi bünyesinde Jeoloji Bölümünün olması kentimiz adına bir şanstır. Öte yandan petrol aramaları yapan TPAO gibi önemli bir kuruluş ile çok sayıda uzmanı bünyesinde barındıran Batman Jeoloji Mühendisleri Odası’nın aktif olması da kentimiz adına sevindiricidir. Bütün bunlardan yararlanmıyorsak, yarınlarda vahim bir göçük, heyelan, çöküntü yaşadığımızda, dizlerimizi dövmemizin bir anlamı olmayacaktır…
Batman kent merkezinde zaman zaman yaşanan zemin çöküntüleri, kendi alanlarında uzman olanlarca çalıştayda tartışıldı. Çok ilginç bilgiler paylaşıldı. Bir mahallede kuyu açılırken ortaya çıkan yer altı nehri mi dersiniz, bir işyerinde su kuyusu açılmak istenirken 30 metrelik dev borunun bir anda nasıl boşluğa düşerek yerin derinliklerinde kaybolması mı? Veya bir sokakta açılan çukura nasıl 1280 kamyon taşın boşaltıldığı örneklerine kadar bir çok mesele dile getirildi. Bunlar geçmiş yıllarda bu kentte yaşanmış hadiselerdir. Bunları es geçemeyiz. Geçmişte yaşanmış olaylardan ancak dersler çıkarılmalıdır. Batman’ın zeminin alüvyon tabakası nedeniyle ne kadar kötü olduğunu bilim insanları açıklarken ürpermiştim…
Batman’ın jeolojik sorunlarının bulunması hepimizi ilgilendiriyor. Bu kenti daha sağlam zemini olan yerlere taşımamız mümkün değildir. Madem bu kentte yaşamak zorundayız, gerekli tedbirleri de almamız gerekiyor. Bilim insanlarının sesine kulak vermeliyiz. Eğer bilim insanlarının sesine, önerilerine kulak vermeyecek olursak, yarınlarda sorunlar yaşadığımızda yakınmamızın bir anlamı olmayacaktır. Benim endişem sadece bir bina için değildir. Bu kentin geneli için endişelerim var. Heyelan bölgesi olarak bilinen alanlarda yüzlerce apartmanın yükseldiği, zemin etüdü için çalışmaların yeterli yapılmadığı Batman gerçeğine seyirci kalan bir gazeteci olmamak adına bu uyarıyı yapıyorum. Acilen kentimizin üç boyutlu zemin görüntüsünün alınması ve bilim insanlarının sorunlarımıza kafa yorması dileğimle…”
Evet, bu değerlendirmemle soruna bir kez daha neşter vurmuş olayım. Batman Belediyesi’nin büyük tehlike arz eden koca binayı yıkma çalışmaları olumlu bir gelişme. Çok dikkatle yıkımın gerçekleştirilmesi gerekiyor. Zira bina dikkat çekici şekilde yan yatmış durumda. Ancak yıkım sadece mevcut tehlikeyi bertaraf eder. Yıkımdan sonra bu kentin zemin etüdü için adımların atılması gerektiğine inanıyorum. 
Belediye acilen bir Çalıştay düzenleyebilir. En azından bu kentin zemini ile ilgili kurum ve kuruluşları (Üniversite, TPAO, Belediye, Jeoloji Mühendisleri Odası, bilim insanları, basın, ilgili yazar ve çizerleri) bir araya getirerek sorunu gündemine alabilir. Bu hayırlı bir çalışma olacak. Hayırlı her çalışmaya katkı sunmayı ve daha güvenli bir kent için çabalamayı görev bilenlerdenim. Dileğim yıkımdan sonra zemin etüdünü tartışmamız ve çözüm için çabalamamızdır.